Bence ikisi de ayrı zor. Kafanızda dönüp dolaşan sorunlar, yazmaya başladığınızda bekleyen kaleminiz...
Son sürat değişen dünya ve ülke gündemi. Hepimizin başı dönüyor.
Yenidoğan Çete Davası 11. günde. Hepsi masummuş, o yapmış bu yapmış. Mahkeme devam ediyor.
İstanbul’da sahte içkiden ölenlerin sayısı her gün artıyor.
Sınırımızda tansiyon her gün yükseliyor. Ankara ile Şam’ın anlaşması, terör ve sığınmacı başta olmak üzere tüm sorunların çözümünün anahtarıdır. Suriye’nin bütünlüğü, Türkiye’nin bütünlüğünün teminatıdır.
Son 13 yılın en büyük iki gerçeği:
Cumhuriyet’in 101. yılında Milli Eğitim Bakanı, tarikat ve cemaatlerle protokol imzalayıp imamları, tarikat elemanlarını derslere girdirmektedir.
677 sayılı Devrim Kanunu ile tekke, zaviye ve tarikatlar kapatılmıştır.
Anayasa MADDE 42: Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. Eğitim ve öğretim başta gelen ödevlerindendir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda çağdaş bilim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yapılamaz.
4-6 yaş Kuran kursları, internet üzerinden mahalle mektepleri, sıbyan mektepleri... Anayasa suçu işleyen bakanımız...
“Camileri ahır yaptılar.” Buna inananlar tarih okusa, belge araştırsa... Meclis arşivinde bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü 1945 yılı bütçe kanunu raporuna bakarlarsa gerçeği öğrenmiş olurlar.
Ayrıca tarihçi Sinan Meydan’ın “Cumhuriyet Yalanları” kitabının son bölümünde bu yalanı belgeleriyle çürüttüğünü okur...
“İçim acıyor, içim yanıyor, kalp atışlarım çoğalıyor.”
Umutlarımızı yitirmeden güzel günlere diyerek yaşamaya devam...
Yorum Yazın
Facebook Yorum