Genişletilmiş turizm endüstri potansiyeline sahip bir ülke. Orta Asya şehirlerinin çoğu, İpek Yolu üzerinde Doğu ve Batı medeniyetlerini birbirine bağlayan ana ticaret noktalarıydı. Ülkenin müzeleri, bölgede yaşayan halkların eşsiz tarihi, kültürel ve manevi yaşamının kanıtı olan iki milyondan fazla eseri saklamaktadır.
Özbekistan; tarihi, mimarisi ve doğal hazineleriyle tüm dünya insanlarının ilgisini çekmektedir.
Dünya Turizm Örgütü’nün İpek Yolu Ofisi Semerkant’ta açılmış. Ofis, İpek Yolu üzerindeki ülkelerin ulusal ve uluslararası organizasyonlarını yürütmektedir.
Aral Gölü’ne dökülen (dünyanın 4. büyük gölü olan Aral kurumuş, kurutulmuş) Seyhun (Siriderya) ve Ceyhun (Amuderya) nehirlerinin suladığı topraklar, Maveraünnehir (Nehir ötesi) olarak anılan, dünyaya adını duyuran Türk toprakları. Tarihi dokusunun bozulmadığı Buhara, Semerkant ve Hiva... Sıcakkanlı, saygılı, konuşkan insanların yaşamını sürdürdüğü inci kentler.
2500 yıllık geçmişe sahip Buhara’da olmak insanı heyecanlandırıyor. Her kazıda tarih fışkıran zengin topraklar. Yol güzergâhımız Bahaddin Nakşibendi Türbesi (1318-1388). Buhara’nın koruyucu evliyası olarak anılan sufinin türbesi, Orta Asya’nın kutsal yerlerinden. Gençliğinde babası ile Barg kumaşına nakış işlediği, sevgisini kumaşlara nakşettiği için bu adı almış. Çinilerle süslü büyük bir avluya giriliyor. Toprağın üstünde yüksek mermerden yapılmış mezarı var. Bu ülkede ölüler toprağın altına değil üstüne konuyor. İnsanların, toprağı kirleteceği düşüncesindeler. Dört element burada çok önemli: Toprak, Su, Hava, Ateş... (İran’daki Mecusiler’in sessizlik kulelerinin oluşmasında da bu düşünce hâkim.)
Mir Arap Medresesi, mescidi ve minaresiyle bir bütün. (Özbekistan’da minareler camilerin biraz uzağında yer alıyor.) Dört mavi kubbeli külliyenin turkuaz renkli tuğlaları ve işlemeleri ile göz alıcı bir yapı.
Unesco Miras Listesi'nde yer alan Bolo Havuz Camii’ndeyiz. Önüne yapılan büyük havuza yansıyan görüntüsüyle ihtişamı daha da artıyor. İç kısımlara yürüdükçe, ulu çınarlarla dolu parkları, tertemiz taş sokakları ve havuz şırıltılarıyla huzur veriyor.
Çeşitli et yemekleri, Samsa böreği ve Özbek mantısı her yerde tadılabilecek yiyecekler arasında.
Kocaman bir parkın içinde Nasrettin Hoca’nın heykeli var. "Hocaya bizim" diyorlar. Rehberimiz, ülkeyi en güvenli ülke olarak övünçle anlatıyor. Para dolu çantanız kaybolduğu yerde, sahibi gelene kadar dururmuş. (Ülkemizde eskiden öyleydi. İçim cız etti.)
Özbek pilavı yapan tarihi bir eve gidiyoruz. Aile hem evde yaşıyor hem de işletiyor. Pilavı, yanında sunulan yiyecekleri ve ekmekleri tadına doyulmaz lezzetteydi.
Işıklarla renklendirilen medreseler, cami minareleri ve kubbeleriyle masallar diyarından çıkıp gelmiş gibiydi. Buhara Disneyland’ı, ırmağın iki tarafına kurulmuş eğlence yerleri, alışveriş merkezleri ve ışıklı büyük havuzuyla göz kamaştırıcıydı.
Günlerini mutlu geçiren, güzel ülkenin güzel insanlarına selam olsun.
Yorum Yazın
Facebook Yorum