Gazze ve İsrail arasındaki çatışmalar, sadece bölgesel değil, küresel bir öneme sahip. Bu çatışmalar, siyasi, dini ve insani boyutlarıyla dünya gündeminde sıkça yer alıyor. Ancak, bu meseleye dair sessiz kalmak veya yeterince dikkat göstermemek, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabilir. "Susma, sustukça sıra sana gelecek" ifadesi, bu durumun sadece yerel bir çatışma olmadığını ve küresel bir sorun olduğunu vurguluyor.
Gazze'de yaşanan insanlık dramı, masum sivillerin hayatlarını kaybetmesine, evlerini terk etmek zorunda kalmasına ve temel insan haklarından mahrum kalmalarına neden oluyor. Bu durum, sadece Gazze ve İsrail halklarını değil, aynı zamanda dünyanın geri kalanını da etkiliyor. İnsan hakları ihlalleri, savaş suçları ve insani krizler, global toplumun ortak sorunlarıdır ve bu sorunlara karşı sessiz kalmak, ahlaki bir sorumluluktan kaçınmak anlamına gelir.
Bir birey olarak ya da bir toplum olarak sessiz kalmak, dolaylı olarak bu tür krizlerin devam etmesine izin vermek demektir. Uluslararası toplum, bu tür sorunlara karşı duyarlı ve proaktif olmalıdır. Gazze'deki durum, sadece orada yaşayanların değil, tüm dünyanın sorunudur. Eğer bugün Gazze'deki insanlık dramına sessiz kalırsak, yarın başka bir yerde benzer olaylar yaşandığında sesimizi çıkarmak için çok geç olabilir.
Tarih bize göstermiştir ki, zulme karşı sessiz kalan toplumlar, eninde sonunda bu zulmün hedefi haline gelebilir. Bu nedenle, Gazze'deki duruma kayıtsız kalmak, uzun vadede daha büyük insani krizlere ve çatışmalara zemin hazırlayabilir. Toplumsal adalet ve barış için, dünyanın her yerinde yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sesimizi yükseltmeli ve dayanışma içinde olmalıyız.
Sonuç olarak, "Susma, sustukça sıra sana gelecek" ifadesi, Gazze ve İsrail arasındaki çatışmalara dair global bir uyarıdır. İnsan haklarına ve adalete olan bağlılığımızı göstererek, dünya genelinde barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabiliriz. Sessiz kalmak, sadece mevcut zulmün devam etmesine izin vermekle kalmaz, aynı zamanda gelecekte benzer krizlerin yaşanmasının da önünü açar. Bu nedenle, Gazze'deki duruma karşı sessiz kalmamalı ve elimizden gelen her türlü desteği vermeliyiz.
AHIR KOKUSU VE SİVRİSİNEKLER DIŞARI ÇIKMAYI ENGELLİYOR!
Son aylarda Angus gemilerinin Taşucu ve Silifke'de yarattığı koku, sivrisinekler ve trafik çilesi, bölge halkını rahatsız ediyor. Et ve Balık Kurumu’nun ithal ettiği canlı anguslar, Taşucu Ceyport Limanı’na gelerek kötü koku ve sivrisinek sorununu artırıyor. Liman çevresindeki trafik keşmekeşi de ayrı bir problem yaratıyor.
Vatandaşlar, şikayetlerinin dikkate alınmamasından bıkmış durumda ve kokunun, sivrisineklerin ve trafik sorununun çözülmesini istiyor.
Turizmden geçinen Taşucu, kötü kokular ve sivrisinekler nedeniyle turist çekmekte zorlanıyor. Vatandaşlar, bu sorunlara çözüm bulunmasını talep ediyor.
Sorunların çözümü için Angus gemilerinin başka bir limana yönlendirilmesi, koku kontrol sistemlerinin kurulması, etkin haşere ilaçlaması ve trafik yönetiminin iyileştirilmesi gerekmektedir. Yetkililerin bu sorunlara kayıtsız kalmaması önemlidir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum