On yılı aşkındır ülkemizde safahat süren, sığınmacı değil de asil vatan evladı gibi, her şeyin kaymağını yiyen biri olsam, ben de gitmem bir yere. Ekmek elden su gölden, çimeyim avrat çimeyim. Bizler başka bir ülkede, ülkemiz bölüşülürken bırakın çocuk yapmayı, kadınlarımızla yatmayı bile düşünemeyiz. Adamların hiçbir şey umurlarında değil. Gündüz sekiz, gece dokuz, arabada beş, evde on beş formülleri ile çoğalıp duruyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle sığınmacı göremezsiniz. Her şey kısıtlıdır, vatandaşlık verilmez ama bizde öyle değil. Suriyelilerin tüm sağlık giderlerini ödeyen, kendi vatandaşından üstün gören SGK zihniyeti sayesinde üreyip duruyorlar.
Vatan elden gitti diye ağlayacaklarına zılgıt çekiyorlar. Ulan kuru cahiller, koca Suriye'yi paramparça ettiler sizlerin sayesinde. Bir gün Esad'ı bile arayacak duruma geleceksiniz, tıpkı Saddam'ı, Kaddafi'yi aradıkları gibi.
Suriye'de ortalık karışık. Tüm terör örgütleri Amerikan abilerinin, İngiliz teyzelerinin, İsrail amcalarının emrinde mücadele verip Esad’ı kovdular ve şimdi kocaman Suriye’yi bölüşme zamanı geldi. Kim hangi bölgeyi alacak, nasıl paylaşılacak belli değil. Düne kadar on milyon dolarla kırmızı bültenle aranan terör liderinin araması kaldırıldı, kravat taktırıldı ve koltuğa oturtuldu. İsrail Golan Tepelerinde yerleşti. PKK örgütünü PYD maskesiyle boyayıp bize sunan Amerika da onlara bir kenarda yer ayırıp lazım olduğunda kullanacak. Bu arada Esad'ın adamları silahlarını teslim ediyor. Esad’ı içeriden tek mermi atmadan teslim eden bu adamlara kim güvenir? Aynısını Saddam’a da yapmışlardı.
Suriye’de ortalık karışık, yönetim yok. Elektrik olmayan yerler çok. Vatandaş şaşkın, ev hapsinde. Hangi para geçerli olacak bilinmiyor. Hükümeti kim yönetecek belli değil. Aslında belli: Kim gelirse gelsin ABD ve ortaklarının emrinde olacak.
Bu olaylar bana 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı'nı hatırlattı. Sayın Enver Paşa'nın izniyle boğazlarımızdan içeri giren Goben ve Breslau adlı iki Alman zırhlısı Sivastopol'u bombalayıp Fransız ve Rus gemilerini batırınca biz de savaşa sokulmuştuk. Savaşta yenilen Almanya yüzünden ülkemiz paylaşılmış, ordularımız dağıtılmış ve padişah ve avanesi İngiliz gemisiyle tüymüştü. İyi ki bir mavi gözlü geldi de ülkemizi kurtardı.
Uzun lafın kısası, kimse Suriye’ye dönmez. Çok az kişi gidiyor, onların da bir kısmı çapulcu, hırsız, yağmacı. Acaba ne götürürüm diye peşinde gidiyor. Birkaç gün sonra onlar da döner gelir. Ey yöneticiler, gideni asla geri bırakmayın, gidenlerin önünü açın. Yeter artık, ülkemizi yediler bitirdiler, sosyal fonlarımızı kuruttular. Emekliler ve fakirler perişan.
Saygılarımla.
Yorum Yazın
Facebook Yorum