Ne kadar acıdır ki Mersinli, oy verip seçtiği milletvekillerine hasret. Hatta, ❝Önümden geçse bile tanımam.❞ diyor. Mersin’in kaderi bu: Seçilenler, soluğu dosdoğru Ankara’da alıyor. Hemen bir ev tutuyor, kiralıyor veya Meclis evlerine kapağı atıyor, başkenti mesken tutuyor. Sonra ara ki göresin!
AAAA, yalan söyleyip günahlarını almayalım; eş, dost ve akrabalarının önemli günlerinde ya da plaket törenlerinde Mersin’i hatırlıyorlar. Seçilen milletvekillerinden şimdiye kadar hiçbiri kamuoyunun önüne çıkıp da, ❝Mersin için, Mersinli için şunu yaptık.❞ diyemez. Çünkü yapmadılar ki!
Show yapmaya gelince üzerlerine yok, hizmette ise hiç yoklar. Şöyle bir sokağa çıktım ve seçmenlere sordum: ❝Kaç milletvekilimiz var?❞ İnanın, milletvekili sayısını ve isimlerini bilen yok. Ben bile gazeteci olarak bazılarını görsem tanımam, halk nasıl tanısın ki?
Halk da haklı. Çünkü halka inen, sokakta, caddede gezen, Mersin’in sorunlarını dinleyen bir milletvekili yok. Ama sorsanız, hepsi görevlerini tam anlamıyla yaptığını söyler.
Kısacası milletvekillerimiz "showmen" olmuş, "showmen"!
Geçtiğimiz günlerde AK Parti milletvekillerinden birini bir açılışta gördüm. Manken gibi giyinmiş, etrafında hep aynı kişiler. Vatandaş olarak yanlarına kimseyi yaklaştırmıyorlar. Cep telefonlarını bilen yok. Bilinse bile eğer kayıtlı değilseniz bakmazlar. Halkın sorunlarını bilmeyen, dinlemeyen, mesken tuttukları Ankara’dan sadece özel günlerde seçildikleri Mersin’i hatırlayan milletvekillerini artık Mersin seçmeni istemiyor.
Zaten çoğu, Mersin’in mahalle ve sokaklarını bile bilmiyor. Hal böyle olunca, bu kişilere milletvekili değil, "KENDİNEVEKİL" demek çok daha uygun olur diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
Yorum Yazın
Facebook Yorum