İçel Sanat Kulübü bünyesinde, tarih kurulu olarak düzenleyip yürüttüğümüz 100. Yılında Cumhuriyetimiz adlı sempozyumumuzu tamamladıktan sonra çeşitli kentlerden davet ettiğimiz akademisyenlerle bir tarih gezisi gerçekleştirdik. Sempozyumda; tarihsel bir gelişim çerçevesinde Mersin’i ele alarak yapılan konuşmalar doğrultusunda, geç antik döneme tarihlenen Uzuncaburç, katmanlar halinde şekillenen bu kentin köklü tarihini gözler önüne sermekteydi.
Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından kazılan bu alanda yine bu bölümde çalışmalarını sürdüren doktora öğrencileri bize eşlik etti ve kazının tüm aşamalarını bir bir anlattı. Kazıda bulunan, uzun ve meşakkatli çalışmalar sonucunda restore edilmekte olan kule; tarihte, bu kadar iyi korunmuş olmasının yanı sıra coğrafi anlamda da iyi konumlandırılmış olmasıyla dikkat çekmekteydi. M.Ö 3000 yıllarını kapsayan dönemde, bu bölgede Olba Krallığı’nın, sığınma amaçlı kullandığı ve önemli kararların alınması için kullanıldığı bir yer olarak bu kulenin çok önemli bir bulgu olduğunu da belirtmeliyim.
Kazıda aynı zamanda tapınakların da çok önemli bir yer tuttuğunu görmekteyiz. Bu alanda iki ayrı tapınak, oldukça ihtişamlı bir şekilde karşımıza çıktı. Korint başlıklı sütunların pek çoğu son derece iyi durumda. Üstelik Anadolu tarihinin en iyi korunmuş antik tiyatrosunun da burada olması, bu bölgeye çok daha büyük bir anlam yüklemekte...
Uzuncaburç’ta yapılan kazı ve restorasyonun, içinde bulunduğumuz dönemdeki sanat tarihi ortamına etkisi için de bir sanat tarihçi olarak bir hayli olumlu şeyler söyleyebilirim. Olba halkının kurmuş olduğu bu yerleşim yerindeki yapıların restorasyonu, aslına uygun bir biçimde yapılmakta. Restorasyonun bir kısmı bitmiş durumda ve yerleşim yerindeki evlerin, kaldırımlarıyla ve yollarıyla birlikte restore edilmesi, tam olarak bu işin doğru yapıldığını göstermektedir. Eminim ki bu kazı tamamlandıktan sonra; Silifke sınırları içinde kalan bu bölge, tarihi turistik açıdan, Türkiye’de son derece büyük bir yankı uyandıracak.
Sempozyum için farklı kentlerden gelen akademisyenlerin de büyük ilgisini çeken bu gezi, sonrasında kız kalesi ziyaretiyle sona erdi. İçel Sanat Kulübü tarih kurulu olarak, yapılan bu çalışmaların, sempozyum ile sınırlı kalmayıp devamının geleceğini de belirtmekten onur duyarız.
Yorum Yazın
Facebook Yorum