Güncel yaşamda insanların etki-tepki mekanizmasının ne kadar farklı çalışmaya başladığını bile fark etmeden yaşayıp gidiyoruz. Kaldı ki dostlarımızın bile nasıl hissettiğini sadece sosyal medya paylaşımından takip ettiğimiz bir dönemdeyiz. Bu da nasıl bir kara delikte olduğumuzu gösteriyor zaten. Belirli şablonlarda aynı yazıları, aynı görselleri paylaşıp durunca bir şeylere tepki gösterdiğini zanneden bir topluma dönüştük.
Etki ne ki tepki ne olsun? Bireysel olarak herkes farklı bir duyarlılığa sahipken toplum olarak kolektif sorunlarda, bireysel duyarlılıklarımıza göre etkileniriz. Bu bağlamda gazete ve televizyonlar, sosyal medya hesapları haberleşme araçlarıysa, takip ettiğimiz yayınların ve hesapların karşımıza çıkarttığı şeylerden haberdar oluruz. Hassas içeriklere ya da medyaya izin verilen gerçeklere ulaşmak mümkün. Bir de birilerinin bize göstermek istediklerine…
Haber alma özgürlüğümüzün olduğunu zannettiğimiz bir ülkede aslında sadece önceden belirlenmiş gündemlerle oyalanmaktayız. Gerçekleri de gösterildiği kadar görebildiğimiz için olaylar üzerine türlü türlü dedikodular üretmekte de üstümüze yoktur. Sonra o yarım yamalak bilgilerle sosyal medyaya bir şey yazarız. Takipçilerimiz de alır onu bir güzel paylaşır, ardından yalan yanlış bilgiler bir anda gerçek olarak algılanır. Belli bir güruh zaten bunun altyapısını hazırladığı için onların istediği şeyler konuşulur.
Peki bu sırada esas mesele nedir? Perde arkasında, hayal bile edemeyeceğimiz kadar korkunç bir vahşetten haberdar olmadan başka şeylerin peşine düşeriz. Sosyal medyada bir şeylerin savaşını verirken, arka planda olanlardan bihaber olup, harika bir muhalif olduğumuzu zannederiz. Bu hususta yapmamız gereken şey yeni bir skandal ortaya çıktığında gelebilecek tehditleri düşünmek olmalı. Ne yazık ki stratejik yaşamak zorunda olduğumuz bir dönemdeyiz. Bu nedenle etkilendiğimiz kaynaklara ve tepkiyi neye göstereceğimize dikkat etmek zorundayız.
Yorum Yazın
Facebook Yorum