Bu yazıyı Mersin'de otobüs beklerken yazıyorum. Muhtemelen yazım bitene kadar da otobüs gelmeyecek. Nereden mi biliyorum? Çünkü daha dün bir etkinliği sırf elli beş dakika otobüs beklediğim için kaçırdım. Şimdi de evime gitmek üzere akşam vakti 28 numaralı otobüsü beklemekteyim. Bu konuyu daha önce de dile getirmiştim. Ne yazık ki şimdi de bu konuda yazmak durumunda kalıyorum.
Halkımız belediyeden çok memnun. Bu harika bir şey. Gerçekten de mükemmel hizmetler veriliyor. Bunlar küçük bütçelerle gerçekleşen büyük hizmetler ya da duruma göre değişkenlik gösteren mecburi masraflı hizmetler. Sonuç olarak bu noktada Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeler işinin hakkını vererek, hükümet tarafından verilen bütçe dâhilinde hizmet veriyor. Hoş, gereksinimlere ayrılan bütçe bile SADECE CHP'li belediyeler için "müsriflik" olarak lanse ediliyor ama dışı sizi içi bizi yakar.
Artık istatistiksel veri olarak bile gündeme getiril(e)meyen milli servet açığı sorgulanamazken CHP'li belediyelerin harcamaları konuşuluyor. Bense sorunun temeline inerek şunları soruyorum; Mersin'de metro ya da tramvay ulaşımı için neden bütçe ayrılamıyor? Bu kimin suçu? Belediyelerin gereksinim duyduğu bütçe ortada yokken üstüne bir de hesap sorulması komik değil mi? Bu halkı perişan eden kim?
Tabii ki de Mersin'in tek sorunu ulaşım değil ama halkın kendi arasında en çok isyan ettiği ama konunun belediyecilikle sınırlı kaldığını zannettikleri için "ağzımızın tadı kaçmasın" korkusuyla dile getiremediği konulardan birini bizzat yaşarken dile getirmek istedim. Bu arada yazımın başında da belirttiğim gibi hâlâ otobüs bekliyorum tam olarak kırk dakika oldu. Bir insan ömründen kırk dakika hiçbir şey değil diyorsanız bunu aya ve yıla göre çarpın ve ne kadar ciddi bir sonuç çıkıyor görürsünüz.
Yorum Yazın
Facebook Yorum