Bu kent bizim, bu kent sizin, bu kent hepimizin. O bu, şu yok Mersin var yaşantımızda. Ama ne yazık ki sahipsiz, kadersiz, şanssız Mersin'im. Mevsimleri insan yaşamına uygun, kışları fakirin dayanabilecek ılımanlıkta bir kent olması, daima cazibesini arttırıyor velhasıl gelen geri dönmüyor.
Ancak su kaynaklarımız ve yollarımız bu kadar göç dalgasını kaldıracak güçte değil. Çareler bulunmalı ve birlik olunmalı. İşte tam bu noktada hangi partiden olursa olsun, tüm kentin vekilleri mecliste her aldıkları nefeste ‘MERSİN’ diye haykırmalıdır.
Limanımıza sahip çıkılmalı, yeni iş istihdamları açılmalı, yeni su havzaları bulunmalı, yeraltı barajı yapılmalıdır. 2 milyonu aşan nüfus yakında çaresiz ve susuz kalacaktır. Sadece belediye başkanı bu problemleri çözemez devlet, millet ve milletvekilleri taşın altına elini koymalıdır. Kentimizden para kazanan iş adamları, kazandıklarını ve yatırımlarını kendi kentlerine götürerek, bu kente zırnık yatırım yapmamaktadırlar. STK’lar zaten klişe laflarla sadece vekil olabilirsiniz havasındalar.
İşin özü, tüm vekillerimiz birleşmeli ve kentimiz için Ankara ya çıkarma yapmalıdır.
Saygılarımla…
Yorum Yazın
Facebook Yorum