Hepimizin yorulduğunu hissettiği, kendini her yerden ve herkesten soyutlamak istediği zamanlar olur. Fiziken yorgun değilsinizdir ama ruhunuz yorgundur. Tabi bu ruh yorgunluğu durumu hareketlerinizi de sınırlar. Canınız bir şey yapmak istemez, kimselerle görüşmek istemezsiniz. Sadece uyumak isterseniz, yorganın altında anlamsızca günler geçirirsiniz veya buna zamanınız yoksa öylesine gider gelirsiniz her yere. Malum “sorumluluklar”… Bu sürece “depresyon” deniyor.
Bense “kendimi iyileştirmek için farkındalık süreci” diyorum. Bu gibi zamanlarda kendimle hep soru cevap çalışırım. Ama kendime çok iyi davranmam. Adilimdir. Hatalarımı, doğrularımı yanlışlarımı, neyin neden kaynaklandığını kontrol eder ona göre yeni kararlar verip hızla uygulamaya koyarım. Bu olayın hızlı olması “duygusal olarak güçlü olmaktan” kaynaklanır.
Aynı döngüye bir daha bir da girmek istemez insan ama yine de girer çünkü alması gereken dersi almamıştır.
Hep sorunumuz insanlar değil mi :) insanın yaptıkları ve yapmadıkları, karşılanmayan beklentiler. Bütün şikayetlerin altında yatan ana etmenler; insanın gelişmeyen düşünebilme becerisi, kurulamayan empati, sağlanamayan iletişim...
Sonuçta beklediğimizle kalır, üzülmeye devam ederiz. Kimseye bir şeyi zorla yaptıramayız.
Sizin bunları beklediğiniz kişi, size bunları yapmıyorsa zaten bir başkasının yollarına güller sermekle meşguldür.
Bunların farkında olarak; hayatımdan çıktım 3.bir göz olarak hayatımdaki olayları ve kişileri tekrar tekrar inceledim. Bitmesi gerekenler bitti, gitmesi gerekenler gitti. Olmak istemediğim ortamlardan ve yerlerden ayırıldım.
Tabiki değişim durmaksızın devam ediyor. Gidenler kadar gelenler olacak, bitenler kadar yeni başlangıçlar. ”Sirkülasyon” olmazsa olmazımız.
Farklı ortamlarda farklı insanlarla tanışırız, kimine tesadüf deriz kimine tevafuk (denk gelmek). Tanıştığımız bu kişilerle yol yürümek bize kalmış. Bende bu yenilenme sürecimde tesadüf ve tevafuk içerinde aynı yolda beraber yürüyeceğim insanlarda bazı kriterler aramaya başladım. Yaş ilerleyince :) deneyimlerde devreye giriyor artık.
Hayat bir yolsa, benimde bu yolda kimlerle ilerleyeceğimi tercih etmek en doğal hakkım… Burada cinsiyet ayırımı yapmıyorum. Olay birlikte yürüyeceğim kişinin karakteri…
Mesela;
Kendi versiyonunun en iyisine dönüşmek için çabalayan, benim de kendi versiyonumu yükseltmem için bana destek olan,
Birlikte büyüyelim ilkesine sahip olan,
Ben de soru işaretleri bırakmayacak kadar net olan,
Ağzından çıkan ile yaptığı iş bir olan,
Olmayacak bir şeye “hayır” diyebilme becerisine sahip olan,
Yanlış anlaşılırım düşüncesine yer vermeyecek şekilde iletişime açık olan,
Kendisine ihtiyaç yaratabilmek adına beni yaralamayan ve bu yaralarımdan beslenmeyen,
Yanımda duruyormuş gibi yaparken aslında beni kendi tutukluğuna mahkum etmeyen,
Hayallerimden ve hedeflerimden bahsettiğimde bana fark ettirmeden engeller koymayan,
Başkalarının varlığından beslenmeyen, kendisi olabilen,
Yanlışlarıma ayna olup, doğrularımı koruyabilme becerisine sahip olan,
Tutum ve davranışları sebebiyle, beni yarı yolda bırakmayacağına emin olduğum,
Bana ve hızıma yetişemiyorsa ayrıca bunun için de çabalamıyorsa zaten yanımda değildir.
Bir dünya saydım değil mi? Diyeceksiniz ki sen ne kadar varsın?
Alma verme dengesini öğrendim artık. Almadan vermek Yüce Yaradan’a ait bir durum sonuçta.
Almak içinde önce vermek lazım bunu da çok iyi bilirim ve uygularım. Destek olurum, yardım ederim, bilgi ve deneyimimi aktararak elimden gelenin en iyiyi yaparım, denerim defalarca baktım yol arkadaşım yavan kalıyor, denge bir türlü oturmuyorsa ben de giderim.
Unutmayalım terk eden “kalandır” çoğu zaman.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. Herkesin kriterleri kendine özel, bana iyi gelen başkasını yorabilir, üzebilir.
Anlaşıldığı üzere yola devam edeceksek bunlar olmalı. Bu şekilde birlikte yürünen yolda insan ürettikçe üretir, ürettikçe coşar, kendini ve sınırlarını aşar…
Bu koşullarda hep buradayım ve varım…
Evet, buraya kadar Süreyya’nın kendine notlarını okuduk? Siz okurken kimler geldi gözünüzün önüne…
Hadi şimdi sıra sizde… Sonuçta hepimiz bir şekilde ana teması aynı olan şeyleri farklı koşullarda yaşıyoruz. Kendinize notlarınıza bir bakın bakalım ortak noktalarımız ne kadar…
Saygılarımla…
Yorum Yazın
Facebook Yorum