Bu ifade, insanın iç dünyasındaki duyguların, dış dünyadaki davranışlarını ve karakterini ne denli derinden etkilediğini vurgulayan önemli bir uyarıdır. "Ben iyi bir insanım" demek, sadece dışarıya gösterilen yüzle değil, aynı zamanda kalpte saklanan hislerle de yakından ilişkilidir. Eğer bir insanın kalbinde kin, nefret, haset ve kibir gibi olumsuz duygular varsa, o kişi kendini ne kadar iyi görürse görsün, bu duygular onun gerçekten iyi bir insan olmasını engeller.
İslam, insanın iç dünyasını temiz tutmayı öğütler. Kalp, kişinin en mahrem alanıdır ve bu alanın temizliği, kişinin imanının ve ahlakının derecesini belirler. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurur: "Dikkat edin! Bedende bir parça vardır, o iyi olursa bütün beden iyi olur; o bozulursa bütün beden bozulur. Dikkat edin! O, kalptir" (Buhari, İman, 39). Bu hadis, kalbin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Kalbinde olumsuz duygular barındıran bir kimsenin davranışları da zamanla bu duygulara uygun bir şekilde şekillenir.
Kin ve nefret, kişinin ruhunu karartan duygulardır. Bu duygular, insanın karşısındakini düşman olarak görmesine, ona zarar vermek istemesine neden olur. Halbuki İslam, düşmanlığa değil, barışa ve sevgiye dayalı bir toplum inşa etmeyi hedefler. Haset, bir diğer zararlı duygudur. Haset, kişinin başkasının sahip olduğu nimetleri kıskanması ve onların elinden çıkmasını istemesi anlamına gelir. Bu duygu, insanı hem manevi olarak hem de toplumsal olarak çöküşe götürür. Kibirse, kişinin kendini başkalarından üstün görmesi, büyüklük taslamasıdır. Kibir, şeytanın en belirgin özelliklerinden biridir ve bu duygu, insanı Allah'ın rahmetinden uzaklaştırır.
Kalbinde bu olumsuz duyguları barındıran bir kişi, kendini ne kadar iyi bir insan olarak tanımlasa da, aslında hakikatte iyi bir insan olamaz. İyi bir insan olmanın yolu, kalbi bu tür zararlı duygulardan arındırmaktan geçer. Allah, Kur’an-ı Kerim’de, “Kurtulmuştur onu arındıran” (Şems, 91:9) buyurur. Kalbini arındırmak, kişinin hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa ermesine vesile olur.
Sonuç olarak, "Ben iyi bir insanım" demeden önce, her birimiz kendi kalbimize dönüp bakmalı, orada sakladığımız duyguları gözden geçirmeliyiz. Kin, nefret, haset ve kibir gibi duyguları kalbimizden temizlemeden, gerçekten iyi bir insan olamayız. İyi insan olmanın ilk adımı, kalbimizin temizliğine özen göstermektir. Kalp temizliği, sadece bireyin kendi hayatını değil, aynı zamanda içinde yaşadığı toplumu da olumlu yönde etkiler. Her birimiz, kalbimizi arındırarak, içimizde sevgi, merhamet, hoşgörü ve tevazu gibi erdemli duyguları besleyerek hem bu dünyada huzurlu bir yaşam süreriz hem de ahirette Allah’ın rızasına erişme yolunda önemli bir adım atmış oluruz.
İyi bir insan olmak, sadece dış dünyada iyi davranışlar sergilemekle sınırlı değildir. Gerçek iyilik, kalbin derinliklerinden başlar ve bu iyiliğin özü, kin, nefret, haset ve kibirden arınmış bir kalpte yeşerir. Kendimizi gerçekten iyi bir insan olarak tanımlamak istiyorsak, önce kalbimize bakmalı ve onu bu olumsuz duygulardan arındırmanın yollarını aramalıyız.
Yorum Yazın
Facebook Yorum