İnsan ruhunun derinliklerine inildiğinde, inanmanın sadece akılla değil, aynı zamanda kalple de ilgili olduğunu fark ederiz. İman, sadece bir inançlar dizisi ya da kurallar bütünü olarak görülmemelidir. Bu, kalbin derinliklerinde hissedilen, ruhu aydınlatan bir ışık, kişinin yaşamına yön veren bir rehberdir. Ancak bu ışık, kalp gözünün açık olmasıyla parlayabilir. Peki, kalp gözü kapalı olan bir insan nasıl iman edebilir? Ya da bu insanlar neden sıklıkla dinsizlikle ilişkilendirilir?
İnsan, sadece duyularıyla değil, aynı zamanda içsel bir sezgi ve ruhsal algı ile de var olan bir varlıktır. Bu ruhsal algı, "kalp gözü" olarak nitelendirilir ve iman, bu gözün gördükleriyle güçlenir. Kalp gözü kapalı olan biri, ruhun bu ince ışığını göremez. Hayatın maddi tarafına daha fazla odaklanır, görünmeyen gerçeklere karşı körleşir. Maneviyat, onun için soyut bir kavram olmaktan öteye geçemez.
Kalp gözü kapalı olanlar, genellikle hayatı sadece gördükleri ve dokundukları şeyler üzerinden anlamaya çalışırlar. Bilim ve akıl onlar için nihai hakikati temsil ederken, kalbin derinliklerinde yatan hakikatlere ulaşamazlar. Bu, onları zamanla bir dinsizlik durumuna itebilir. Zira inanç, görünmeyen bir varlığı kabul etmek, kalpte hissetmek ve bu hisse dayanarak yaşamaktır. Kalp gözü kapalı olan bir kişi, bu derin hisse ulaşamadığı için, inancı da bir illüzyon olarak görebilir.
Hz. Ali'nin de dediği gibi, "Kalplerin körlüğü, gözlerin körlüğünden daha kötüdür." Kalp gözü kapalı olanlar, Allah’ın varlığını hissetmekte zorlanırlar ve bu nedenle de dinsiz olabilirler. Ancak bu, onların sonsuza kadar maneviyata kapalı oldukları anlamına gelmez. Zira iman, bir keşif sürecidir. Bu süreçte bir insan, kalp gözünü açmayı, Allah’ın yarattığı güzellikleri ve derinlikleri görmeyi öğrenebilir.
Bu nedenle, kalp gözü kapalı olanları eleştirmek ya da yargılamak yerine, onlara manevi dünyanın güzelliklerini göstermek, onların içlerindeki ışığı uyandırmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Maneviyat, sadece görenler için değil, görmeyenler için de bir kurtuluş kapısıdır. Unutulmamalıdır ki, her insanın kalp gözü farklı bir zamanda açılabilir ve bu açılış, kişinin hayatını tamamen değiştirebilir.
Sonuç olarak, kalp gözü kapalı olanların dinsiz olması, onların manevi gerçekliklerden uzak kalmalarından kaynaklanır. Ancak bu durum, onların manevi bir yolculuğa çıkamayacakları anlamına gelmez. İman, her şeyden önce bir arayış ve keşif sürecidir ve bu süreçte herkesin yolu farklıdır. Kalp gözü kapalı olanlara ışık tutmak, onlara sevgi ve şefkatle yaklaşmak, belki de onların bu gözlerini açmalarına yardımcı olabilir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum