Dünya'nın varoluşunu 24 saate sığdırdığımızda insanların bu süre zarfında yalnızca 1 dakika 17 saniyelik bir yer kapladığını düşünmek, varlığımızın evrensel zaman çizelgesindeki küçüklüğünü gözler önüne seriyor. Bu perspektiften bakıldığında, Kur’an-ı Kerim’de geçen "yeniden dirildiğinizde sadece az bir süre kaldık diyeceksiniz" ayeti (Müminun Suresi, 112-114. ayetler) daha derin bir anlam kazanıyor.
İnsanlık tarihinin, dünya tarihine oranla ne kadar kısa olduğunu anlamak, hayatın geçiciliğini ve zamanın değerini daha iyi kavramamızı sağlar. İnsanlar, yeniden dirildiğinde "sadece az bir süre kaldık" demelerinin ardında, bu dünya hayatının aslında ne kadar kısa ve geçici olduğunu fark etmeleri yatmaktadır. Bu kısa süre zarfında, hayatın anlamını ve insan olarak yapmamız gerekenleri düşünmek ve bu bilinçle yaşamak büyük önem taşır.
Bu ayet, insanlara dünya hayatının kısa olduğunu ve ahiret hayatına hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatır. Günlük telaşlar ve dünya işleri arasında kaybolurken, bu geçici hayatta asıl amacımızı unutmamak için zaman zaman durup düşünmek gerekir. İnsanın varlığı, 24 saatlik bir gün içinde sadece 1 dakika 17 saniyeye sığacak kadar kısadır; ancak bu kısa süre zarfında yaptıklarımız ve nasıl yaşadığımız, sonsuzlukta yankı bulacaktır.
Kur’an-ı Kerim’in bu ayeti, insanlara zamanın değerini bilmeleri gerektiğini hatırlatırken, aynı zamanda hayatın anlamını sorgulamaya ve ahiret hayatına yönelik bilinçli bir yaşam sürmeye teşvik eder. Dünya hayatında geçirdiğimiz bu kısa süreyi, daha anlamlı, bilinçli ve erdemli bir şekilde değerlendirmek, hem dünya hem de ahiret hayatımız için en doğru yoldur.
Yorum Yazın
Facebook Yorum