Aşk, insanlığın en derin ve en eski duygularından biridir. Ancak gerçek aşkın, yani hakiki aşkın, herkesin bildiği o dünyevi aşktan çok daha farklı bir boyutu vardır. Hakiki aşk, fani olanı değil, sonsuz olanı aramaktır. Bu arayışın nihai bedeli ise vuslattır, yani sevgiliye kavuşmak. Ancak vuslat, sadece bir ödül değil, aynı zamanda bir yolculuktur.
Dünyevi aşklarda genellikle bir “karşılık” ararız: sevgiye sevgi, fedakârlığa fedakârlık… Ancak hakiki aşkta karşılık beklemek yoktur; zira bu aşk, Allah’a duyulan saf, koşulsuz ve teslimiyet dolu bir aşktır. Bu aşk, insanı her şeyden arındırır ve özüne döndürür. Yunus Emre’nin dediği gibi: “Aşkı olmayan gönül misali taşa benzer, aşkı olmayan insan misali savaşa benzer.”
Hakiki aşk, kalbi temizlemeyi, dünyalık arzulardan sıyrılmayı ve kendini sevdiğine adama halidir. Bu yolda ilerleyen kişi, Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanmaya çalışır. Peki vuslat nedir? Vuslat, kişinin Rabbine kavuşmasıdır. Ancak bu kavuşma, sadece ölümden sonraki ahiret hayatıyla sınırlı değildir. Dünya hayatında da hakiki aşkı yaşayanlar, Allah’ın rahmetine, huzuruna ve yakınlığına erişebilirler.
Bu yol kolay değildir. Zira hakiki aşk, sınavlarla doludur. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “Aşka yol vermek kolay değildir; her insan taşıyamaz bu yükü.” Sabır, teslimiyet ve fedakârlık gerektirir. İnsan, kendi nefsini ve benliğini bu yolda törpülemeli, sevgiliye layık hale gelmelidir. Çünkü vuslat, bir bedel ister; bu bedel, kişinin tüm dünyevi arzularından sıyrılmasıdır.
Hakiki aşk, sadece bir kavuşma arzusu değil, aynı zamanda bir kulluk bilincidir. Sevgilinin emirlerine uymak, onun hoşnutluğunu kazanmaya çalışmak ve her an sevgiliyle beraber olmanın farkındalığını taşımaktır. Nitekim Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Ben, size şah damarınızdan daha yakınım.” (Kaf Suresi, 16)
Bu ayet, hakiki aşkın ve vuslatın aslında ne kadar yakın olduğunu hatırlatır. Vuslat, uzaklarda bir yerlerde değildir; Rabbimize olan yakınlığımızı hissetmek ve onunla sürekli bir bağ içinde olmaktır.
Sonuç olarak, hakiki aşk, insana bir yolculuk sunar. Bu yolculukta insan, nefsini arındırır, sevgiyi öğrenir ve Allah’a olan yakınlığını artırır. Hakiki aşkın bedeli vuslattır; ancak bu vuslat, dünyada başlayan ve sonsuzlukta tamamlanan bir kavuşmadır. Önemli olan, bu yolda samimiyetle yürümek ve her adımda sevgiliye daha çok yaklaşmaktır.
Yorum Yazın
Facebook Yorum