116 yıl önce Basında Sansür kaldırılmıştı. Ve o tarihten itibaren 24 Temmuz Basın Bayramı olarak kutlanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse basında “at izi it izine karışmış.” ‘Gazeteciyim’ diye gazetecilikle alakası olmayanlar, bir cümleyi bile kuramayanlar ile gerçekten gazetecilik yapanlar aynı kategoride ve özellikle bu Mersin’imizde müthiş kabul görüyor. Siyasetçisi, sanayicisi, bürokratı kendine göre adı gazeteci olan adamları seçiyor onlara kendilerini gazeteci diye tabiri caizse yutturuyorlar. Bunları klavyenin başına oturtsan haber yazmasını bilmezler ama ortalıkta dolaşıp dururlar.
Şöyle bir bakıyorum da Mersin’de kısacası artık herkesin kendine göre bir gazetecisi var. Bu arada en önemlisi bir tek halkın gazetecisi yok. İşte biz daktilodan gelme gazeteciler olarak sayılarımız azınlıkta olmasına rağmen mümkün mertebe o halkın sesi olmaya, bu şehrin sorunlarını dile getirmeye, çözümler üretmeye çalışıyoruz. Hal böyleyken gazetecilikle ilgisi olmayanlar gazete, haber siteleri sahibi olarak kendilerine toplumda yer almaya çalışıyorlar. 24 Temmuz Basın Bayramını da mutlaka onlar kutlamıştır. Böyle başıbozukluk devam ederse kutlamaya da devam edeceklerdir.
Halkımızın, bürokratlarımız ile atanmış ve seçilmişlerin artık Mersin’de gazeteci ile gazozcuları ayırması lazım.. Gazeteci haber yapandır, olayların yakın takipçisidir, toplumda saygınlık kazanandır, Şantajcı, avantacı onun bunun sırtından geçinen değildir.
Şimdi eğri oturup doğru düşünmenin tam zamanıdır, basında paylaşılan her haber Mersinimizi küçültmek değil de yüceltmek olmalıdır. Geçmişi karanlıklarla dolu ,kendi geçmişinden utananlar bu meslekten kendilerini men etmelidir. Bu konuda Mersin’de faaliyet gösteren gazeteci mesleki kurum veya kuruluşlara büyük görevler düşmektedir..
Yorum Yazın
Facebook Yorum