İnsanoğlu, yüzyıllar boyunca doğanın gücüyle defalarca yüzleşmiş, acı tecrübelerden geçmiş ve her seferinde büyük kayıplar vermiştir. Depremler, tsunamiler, seller, orman yangınları ve pandemiler... Bu felaketlerin her biri, bizlere doğanın karşısında ne kadar küçük ve kırılgan olduğumuzu hatırlatır. Ancak ne yazık ki, bu hatırlatmalar genellikle kısa ömürlü olur. Felaketler geçtikten sonra, insanlık olarak hızla unutur ve eski alışkanlıklarımıza geri döneriz.
Örneğin, deprem bölgelerinde yaşayan insanlar, deprem olduktan hemen sonra kısa bir süre için tedbirli davranır. Ancak, birkaç yıl sonra, deprem unutulmaya yüz tutar ve binalar yine standartların altında inşa edilir, acil durum planları rafa kaldırılır. Oysa ki, her depremden sonra binaların dayanıklılığı artırılmalı, eğitimler düzenlenmeli ve toplumsal bilinç sürekli olarak canlı tutulmalıdır.
Orman yangınları da benzer bir kaderi paylaşır. Yangınlar sonrasında yapılan ağaçlandırma çalışmaları ve alınan önlemler, birkaç yıl içinde unutulur. İnsanlar, doğaya olan saygılarını yitirir ve yine bilinçsizce hareket etmeye devam ederler. Sonuç olarak, her yaz yeni yangınlarla karşı karşıya kalırız.
Pandemiler ise, belki de en çarpıcı örneklerden biridir. COVID-19 pandemisi, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, ekonomilerin çökmesine ve sosyal hayatın durma noktasına gelmesine neden oldu. Ancak aşılar ve tedavi yöntemleri bulunup, hayat normale dönmeye başladığında, insanlar hızla bu dönemi unutmaya ve eski alışkanlıklarına dönmeye başladı. Maske ve hijyen kuralları, sosyal mesafe gibi tedbirler, hızla göz ardı edilmeye başlandı.
Bu durumun temel nedeni, insanın kısa vadeli düşünme eğiliminde olmasıdır. Kısa vadeli çıkarlar, uzun vadeli risklerin önüne geçer. Ancak bu döngüyü kırmak, insanlık için hayati öneme sahiptir. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, uzun vadeli planlamalar ve sürdürülebilir çözümlerle, bu döngü kırılabilir.
Doğa, bize sürekli olarak dersler vermeye devam edecek. Önemli olan, bu derslerden gerçekten bir şeyler öğrenebilmek ve geleceğe daha hazırlıklı bir şekilde bakabilmektir. İnsanlık olarak, felaketlerden ders almak ve bu dersleri kalıcı hale getirmek zorundayız. Aksi takdirde, tarih tekerrür etmeye devam edecek ve bedelini yine bizler ödeyeceğiz.
Yorum Yazın
Facebook Yorum