Geçtiğimiz haftalarda gazetemize, SMA Tip-1 kas hastası Elif Bade Zilan’nın ailesi ulaşarak, sanatçı Gökhan Türkmen’in Bade için ücretli konser vereceğini söyledi. Bizde manşete taşıdık. Günler sonra mailimize Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, ‘SMA Hastası Elif Bade için Başkan Seçer'den Dayanışma Örneği’ başlıklı haberi düştü. Mersin büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, sosyal medyada canlı yayın açarak vatandaşları konsere davet edip, Elif Bade’ye destek istedi. Duyarsız kalmamalarını çok sevindik, onore de olduk. Bir acılı aileye yanlarında olduklarını hissettirmenin, güçlerine güç katacağına inananlardanım. Sonrasında Anamur Belediye Başkanı Hidayet Kılınç, Elif Bade için açılan standa uğrayarak destek vermiş. Ne mutlu bizlere evlatlarını yalnız bırakmayan belediye başkanlarımız, milletvekilimiz var. Diğer belediye başkanları ve milletvekilleri ne yapıyor, ya da ne yaptı? Bilemem, ben rast gelmedim.
*****
Zeynep İnce’yi de anlatayım kısaca.. Arkadaşım aradı; ‘bir genç kadın var. Doğuştan ampute yüzde 73 engelli. Protez bacağa ihtiyacı var ve maddi durumu el vermiyor. Bir duyuralım’ dedi. ‘Olur olur hemen haber yapalım’ dedim. Gittim, karşımda cıvıl cıvıl, hayat dolu bir genç. Işıl ışıl gözleri ve öyle de güzel kalbi var ki… Çok güzel anlattı kendini, derdini. Deprem zamanı da durmamış Zeynep, yardıma ihtiyacı olana gücü yettiğince koşmuş. Şimdi o da yardım bekliyor. Ben inanıyorum ki bizim vatandaşımız yardımsever ve durmayacaklar, Zeynep İnce yeniden rahat rahat yürüyecek.
****
Elif Bade, Zeynep İnce duyurduklarımız bir de duyuramadıklarımız var. Yaklaşık bir ay önce Mersin İnsani Yardım Derneği ile tanıştım. Röportaj yaptık. Sonrasında Dernek Başkanı Murat Yılmaz, ‘ekip ailelere yardım dağıtacak, siz de katılmak ister misiniz?’ diye sordu. (Herkesi dağıtıma davet ediyor başkan, dernek o kadar şeffaf ve kendilerine de bu konuda çok güveniyorlar.) ‘Tabi ki’ dedim. Çıktık yola. Sessizce izledim. Balonu, şekeri gören çocuklar koştu. İçimden, ‘Ooo ekip aileden olmuş’ dedim. Çocuklar sarılıyor, fotoğraf çekiliyor bide şekilli pozlar kalp falan, görmeniz lazım. Sanki komşuya gitmişsin gibi.. Anneleri, neneleri çocuklardan sonra geliyor ama acıları onlardan önce... İliklerinize kadar hissediyorsunuz o acıyı. Hep derim bu şehrin arka yüzü var.. Ben o akşam arka yüzü ile tanıştım. Birçok ailenin kapısını çaldık, erzak kolileri verildi. Son olarak Asya’ya gittik. O gecenin en şanslı çocuğu oydu diyebilirim. Her gelen Asya’ya balon uzattı, Asya hepsini kucaklamaya çalıştı. Dokuz kişi olunca balonlar fazla geldi. Balonlar kucağından düştü, tekrar almaya çalıştı. Her uzatılan balonda Asya güldü, kahkahalar attı, annesi güldü, ekip güldü, ben güldüm.. Sonra eve geldim. Sabah ezanı okunuyordu daha hala uyuyamamıştım. Kalp hastasıydı Asya, küçücük bedeni kocaman hastalıkla uğraşıyordu. Kızdım kendime hem de çok kızdım. Nasıl bu kadar kör, sağır kaldın şehrindeki insanlara. Neyse ki benim gözlerim açıldı, kulaklarım duyuyor. Ne yapabilirim derdine düştüm. Sizlere de anlatayım, sesleneyim siz de bir görün, duyun istedim. Belki sizde sabahı sabah edip, Asya’lar için ne yapabilirim derdine düşersiniz.. Seslerini duyar, ellerinden tutmak istersiniz. İyilik çoğaldıkça, belki yaşam herkes için de adil olur. Ne dersiniz?
Yorum Yazın
Facebook Yorum