Klasik araba sever misiniz? Ben tam bir klasik tutkunuyum. Bu güzel kareyi Vatikan’dan sonra dünyanın ikinci küçük ülkesi olan Monaco’da çekmiştim. Dünya'nın ilk en küçük ülkesi neresi derseniz orası da Vatikan önceki yazımda bahsetmiştim.
Fransa'nın Nice kentine yarım saat uzaklıktaki bu ülke aslında bir prenslik ve dünyanın en lüks prensliği. Lüks ve şatafattan geçilemeyen bu ülke de 4 yıldızlı otel bile bulamazsınız bütün oteller 5 yıldızlı. Dünyada görebileceğiniz en lüks yatları Monako marinalarında görebilirsiniz. Aynı zamanda bol sıfırlı kazançlara sahip zenginlerin yaşadığı muhteşem evleri ve lüks kumarhaneleri de.
Müzeleri, fuarları lüks restoran eğlence ve havalı gece hayatıyla da meşhur olan küçücük bir ülke. O kadar küçük ki bir günde tüm ülkeyi bir baştan bir başa bir günde gezmeniz mümkün. Akdeniz in en güzel noktalarından birinde olan Monaco 38 bin kişilik nüfusuyla her yıl 6 milyon turist ağırlıyor gerisini düşünün. Biz sadece günübirlik gezdik geceyi buraya bir saat uzaklıktaki Cannes'da geçirmiştik. (Cannes’i sorma ki yazımda detaylı anlatırım.)
Yani Monaco prensliğinde suya bile verdiğiniz para azıcık suratınızın şeklini değiştirmeye yetiyor. Bu kadar lüks sevmediğim için bana göre değildi ancak Monoca farklı bir yerler görmek özellikle çok fazla gördüğüm klasik arabalar ve muhteşem panoramik deniz manzarası beni mest etti diyebilirim (görselleri instagram hesabım mavivlogger öne çıkanlarda Monte Carlo başlığında izleyebilirsiniz)
Siz peki, lüks sevenlerden misiniz? Yoksa benim gibi biraz nostaljik biraz da klasik sevdalısı mı?
Ünlü deniz bilimcisi Kaptan Cousteau Deniz Müzesi de burada ve tabi ünlü Monte Carlo kumarhaneleri de.. Kumarhanelerin gündüz gezilen kısmına buraya kadar gelmişken gezip görme şansımız oldu. Bir de ayrı bir bölüm var ki bu kısımda kapılar gece 00:00 da açılıyormuş ve özellikle erkeklerde simokin zorunluluğu varmış. Zaten o kısım çok da bizlik değildi. Gezmeye görmeye değer mi derseniz kesinlikle evet ama sadece gezmeye, yemek içme konaklama için bu kadar zenginlik abidesi bir ülkede fiyatları tahmin edersiniz.
Monako seyahati için en doğru zaman nedir derseniz bu tamamen sizin beklentileriniz ile ilgili. Yüzmek, güneşlenmek istiyorsanız, elbette yaz aylarını seçmelisiniz. Yaz içinse en pahalı dönemde olduğunu göze almalısınız. Bir de beraberindeki kalabalığı zira birçok restoranda rezervasyonsuz yer bulmanız dahi mümkün olmayabiliyor. Formula Grand Prix’e meraklıysanız, o zaman bu seyahati Mayıs ayını tercih etmeli, Lüks yatlara ya da gurme lezzetlere meraklıysanız planlamanızı Eylül ayına yapın çünkü hem Monako Yat Show hem de Monako Gastronomi Festivali Eylül ayında düzenleniyor.
Dünya zenginleri jet sosyetenin şatafatlı ülkesini gördüysek yola devam edelim. Fransa’ya doğru ilerliyoruz yolda nereleri gördük neler yaşadık notlarıma ekledim sonra ki yazıda buluşalım. Gönlünüzün gitti tüm yollar açık olsun efenim..
Yorum Yazın
Facebook Yorum