Yakın geçmişte hızla gelişmekte olan kitle iletişim araçları, toplumu doğrudan hedef alması nedeniyle sosyal değişimi derinden etkileyen etkenlerin başında gelmektedir. Kitle iletişim araçları amaca uygun kullanıldığında, kültürün kuşaklara aktarılmasını sağlayabilecek bir işleve sahiptir. Yanlış kullanıldığında ise, özellikle çocukların ve gençlerin gelişiminde etkili olmasıyla aile ve toplum yapısında bozulmalara neden olabilmektedir.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte televizyon her eve girmiştir. Medya, değişim içinde olan toplumu etkileyen en önemli etkenlerden biridir. Dolayısıyla görsel medya, bugün başlı başına bir tüketim kültürü oluşturmuştur. Türkiye’de televizyon yayınının ilk başladığı yıl 1968’dir. O tarihten itibaren televizyonlar her evde baş köşeye oturtulmuş, evin bütün düzeni bu aletlere göre dizayn edilmiştir. 1986 yılına kadar tek kanaldan yayın yapılmış, ancak bu tarihten sonra kanalların artış hızını takip etmek mümkün olmamıştır. Televizyon ve özelde televizyon dizileri tamamen postmodern hayatın bir parçası haline gelmiştir. Diziler hayatın merkezinde yer almaya başladığından beri kültürümüz, geleneklerimiz, komşuluk ilişkilerimiz, toplumsal alışkanlıklarımız, değerlerimiz, yaşam biçimimiz ve aile yapımız değişime uğramıştır.
Türk televizyonlarında yayınlanan dizilerin Türk toplum ve aile yapısına uygun olup olmadığı araştırılıp önlem alınmış mıdır? Ülkemiz, televizyon dizileri ihracatında dünya çapında üçüncü büyük güç olarak kendini kanıtlıyor.
Gelin-kaynana programlarıyla aile yapısı bozuldu. "Yemekteyiz" programıyla Türk mutfak kültürü yansıtılmayıp, farklı ve bilinmeyen yemekler yarıştırılıp yenmeye başlandığında dedikodu yapmaya başlanmış; tadına bakılan yemekler yarım bırakılıp kenara itilmiştir (tüketimi körükledi).
Zengin ağa fakir kıza âşık olup konaklara taşındı. Güzel Türkçemizin bozuk konuşulması, hangi bölgenin konuşma dili olduğunu bilemediğimiz devrik cümleler... Tarikatları şirin gösteren, tutucu ailelerin modern aile kızlarına âşık olup evlendikten sonra şaşkına döndükleri diziler…
Medeniyetler beşiği ülkemizin zengin tarihi, emperyalizmi yendiğimiz savaşlarımız, Amazon kadınlarımız ve birçok ülkeyi dolaşıp ülkemize hayranlık uyandırarak tanıtan “Karadeniz Vapuru” (Atatürk’ün eseriyle) başka ülkelere gidip tanıtım yapmıştır.
Senaristler ve dizi yapımcıları bunları biliyorlardır ama neden duruyorlar? Hindistan’dan Balkanlar’a, Orta Asya cumhuriyetlerine, Arabistan’a kadar birçok ülke dizilerimizi izliyor ve Türkçe öğreniyorlarmış. Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’da hemen bizimle Türkçe konuşuyorlar. Nereden öğrendiklerini sorduğumuzda hemen "dizilerden" diyorlar.
Kültürümüzü ve dilimizi öğrenmeleri bizi çok etkiledi ve düşündürdü. Dizilerimizin çoğunluğu ne anlatıyor, anlamakta zorlanıyorum. Dünyada en çok dizi satan ve izlenen ülke olmamızı iyi değerlendirebiliriz. Umut her zaman var.
Yorum Yazın
Facebook Yorum