Yer altındaki çatlamalar ve kırılmalar nedeniyle oluşan hareketlerin yeryüzünü sarsmasıdır deprem. Büyük depremlerin öncesinde ve sonrasında da sarsıntılar olur.
Büyük baraj inşaatları, köprü inşaatları, petrol kuyuları açılırken, kömür madeni çıkarılırken de yapay depremler oluşabilir.
Nikolay Tesla’nın iyon teknolojisinden yararlanılarak Alaska’nın Gakona Bölgesi'nde kurulan HAARP ARAŞTIRMA İSTASYONU’NDA suni deprem yaratıldığı her depremden sonra dillendirilmektedir.
Haarp gemisinin gittiği yerde deprem olması kuşkuları artırmaktadır…
On bir ilin zarar gördüğü büyük felaketin üzerinden iki yıl geçti. Sarılmayan yaralar, bitmeyen sorunlar devam etmekte ne yazık ki.
5 Şubat 2025 günü dernek üyeleri ile gittiğimiz Hatay izlenimlerimi paylaşmak istedim.
Hatay; sık aralıklarla en az on kere gittim mitolojik efsanesi olan Defne. Temiz havasını soluduğum, şırıl şırıl akan sularının sesiyle yürüdüğüm patika yolları, eşsiz lezzetleriyle yediğim yöresel yemeklerin merkezi. Binlerce yıllık eserleriyle Mozaik Müzesi’nde çıktığım zaman yolculuğu, Saint Pierre Kilisesi Anıt Müzesi'nde düşüncelere daldığım, salınarak akan Asi Nehri boyunca manzara izlediğim; huzurun, barışın, gastronominin, çok sesliliğin kenti Hatay…
Deprem sonrası ilk gidişim. Bir gün ve sabaha kadar halkla sokakta geçirdiğim Hatay yok, yok, yok… Suları küsmüş, kıyıları moloz yığını olmuş Asi Nehri vardı tek tanıdığım.
Çamur deryası caddeleri, sokakları, TOKİ’nin her yerden fışkıran, hayalet gibi duran inşaatları, kalmayan yeşilliği ile bir yer olmuş.
Deprem vurmuş, deprem sonrası yaşatılanlar daha çok vurmuş, vuruyor.
Bu kadar perişanlığa rağmen insanların davranışları, dik duruşları, misafirperverlikleri devam ediyor. Defne Belediyesi etkinlik alanında sabaha kadar çay, çorba, simit, su ikramı yapıyor. Belirli noktalarda ateşler yakılmış (yağmur, soğuk, çamur bir arada). Yürüyüş güzergâhlarında insanlar bir şeyler dağıtmanın telaşıyla dolaşıyor. Kazanla sıcak süt, kahve, çay, helva dağıtımı hepimizin gözlerini yaşartıyor.
Her yerden insan ve halktan çok polis var. Cumhurbaşkanı gelecek, hazırlık yapılmış. TOKİ’nin afişlere harcadığı parayla ev yapılır.
Lobisini, tuvaletlerini insanlara açan otel, kapı önüne çay, kahve, su, çorba, ekmek koymuş. Gece boyu sınırsız dağıtıldı.
Olumsuz havaya rağmen binlerce insan toplandı anma yerine. Ağıtlarla müzik yapan gençler, birbirine sarılıp ağlayanlar, acısını yüzünden okutanlar… Saatler 04.17’yi gösterince saygı duruşu başladı. Kalabalığın arasından, geceyi yırtarak yükselen sesler: “Sesimi duyan var mııııı?”… Hıçkırık sesleri cevaplıyor, ağaran tan yeriyle birlikte. Yüreklerin dağlandığı anlar bitmiyor.
Destek amaçlı yaptığımız alışverişler sırasındaki sıcak sohbetlerimizi, çamur ve inşaatları, moloz tepelerini geride bırakıp dönüş yolculuğuna gözyaşlarımız eşlik ediyor.
Ülkemizin böyle acılar yaşamaması, dünyamızın barış ve sevgi dolu bir yer olması dileğiyle yol bitiyor…
Yorum Yazın
Facebook Yorum