Yılbaşında 35 yıllık arkadaşım, sevgili dostuma 4 parça cam fincandan oluşan bir hediye aldım. Kısa süre önce kendim için alıp çok sevdiğim için kullandığımızda birbirimizi analım diye düşündüm. Yarım küre şeklinde, tabanındaki leblebi büyüklüğünde üç yuvarlak ayak üzerinde duran, sağlam bir kulbu olan ama iki avucunuzla kavrama isteği uyandıran bir fincandı bu ve ben bu fincanın adını ‘Ben Değerliyim’ koydum.
Çünkü;
‘Boşluktaki üç noktadan yalnızca bir düzlem geçer. Bu yüzden üçgen dünyadaki en dengeli formdur. Ben de iki bacağım ve yüreğimle sapasağlam ayaktayım (çok şükür)’
Çünkü;
‘Ben şeffafım. İçimdeki rengi saklamadan yaşıyorum.’
Çünkü;
‘Kırılgan olsam da güvenilirim.’
Ve çünkü;
‘Karanlıkta kalsam dahi sızan en küçük ışık huzmesiyle parıldamaya hazırım.’ Diyordu.
Yani tam bize göreydi.
‘Akıl ve vicdan sahibi olanlar için bu dünya bir cehennemdir’ diyen Goethe ‘ye saygı duruşunu ihmal etmeden hissederek yaşayan, kötülük ve salt cehalet arasındaki farkı bilen, elinden geleni yapmakla beraber ilahi adalete sığınmaktan başka çare bulamayan tüm insanlara hediye etmek istedim.
Evrenler içinde bir zerre kadar küçük ve aciz olduğumuzun bilincinde olmak dahideğerli hissetme ihtiyacının her gün yüreğimizi bulandırmasına engel olamıyor. Bunu kendi başımıza başarmak şüphesiz en doğrusu ancak yalnız yapabileceğimiz birçok iş için yine de yardımlaşabiliyorsak neden bu konuda birbirimize destek olmakta çekimser davranıyoruz? Hayattaki gerçek hediyeleşmenin bir döngüyle gerçekleştiğine inanırım. Karşılıksız niyetle vermiş bile olsanız bambaşka yerlerden bambaşka şekillerde dönüyor size. Hatta belki zaten almış olduğunuz bir hediyeye karşılık veriyorsunuz ama farkında bile değilsiniz.
Tam da bu yüzden değer verdiklerimize bunu ifade etmekten kaçınmasak, dönüşü ‘muhteşem’ olabilir. Zira birine değerli olduğunu hatırlatmak, sevgi ve saygı göstermenin ötesinde bir hediyedir. Çünkü buna layık olduğunu hissedene kadar insan, tüm bu değerlere sebep arar ve ödeme ihtiyacı hisseder. Emeklerinin farkedildiğini, duygularının anlaşıldığını ve öylece kabul edildiğini bildiğinde, sadece varoluşuyla bile mutlu olabilir.
Fikrimizi ve zikrimizi candan fincanlarda ikram edelim mi biraz da? Tadı , ‘Sen Değerlisin’ olsun…
Yorum Yazın
Facebook Yorum