(Dünden devam…)
Şimdi tekrar konumuza dönelim…
Vahap Seçer’in başarısı ve MBŞB’nin (Mersin Büyükşehir Belediyesi) herkesi kucaklayan ekip anlayışı liyakatli olan herkesin işini sürdürmesine boş ve yetersiz kadrolara da yerine bu işi yapacak olanların atanmasıyla ki bunlardan biri de yukarıda anlatılan herkese yakın ve tecrübeli olan çalışkan vasıflı Bedrettin Gündeş’ti. Büyükşehir Belediye Meclisindeki azınlığa ve PANDEMİ’yi rağmen yapılan işler yılarca ihmal edilen kentin yüzünü güldürdü umudunu artırdı. Sosyal belediyecilik örneği ile her gün biraz daha tüm ülkede bahar havası esmeye başladı. Bu ilerde yerel iktidarın merkezi iktidara doğru evrileceğini bilenlerin artık antidemokratik, baskı gerilim ve engellemelerle yıldırmaya FETÖ yöntemi tehdit şantaj ve kumpaslarla düzmece iddialarla İstanbul, Ankara, Mersin ve diğer belediyelerin çalışmalarını yavaşlatan algılar yürürlüğe girdi. Adliye ve mali kuvvetler sopa olarak kullanıldı.
İşte tamda bu aşamalarda nedense AKP’nin ve BDP’nin 2013 yılına kadar yürürlüğe koyduğu Açılım Süreci, Barış Uzlaşma, Kürt Açılımı Akil İnsanların bölge çalışmalarında gördüğümüz çalışmaları hatırlamak işlerine geldi. Başta bütün AKP ileri gelenlerin BDP ile bir araya gelerek Nevroz, Barış, Ortak çalışma ve görüşmelerde MHP ve CHP’ye amansızca saldıran herkesi barış düşmanı ilan eden tutumlar sergiliyordu. AKP ise 'baldıran zehir içme pahasına' Kandil, İmralı ve Oslo’da yapılan görüşmeler daha sonra Peşmergelerin seyyar mahkemelerle girişi ve serbest bırakılmalarının olduğu bir dönemde binlerce AKP ile BDP’linin ortak fotoğraf ve görüntüleri vardı. Mitingleri vardı. Nevroz Bayramlarında yurt dışından konukların olduğu kutlamalar dün gibi herkesin hatırında olan AKP görüntü ve çalışmaları boy boy tüm hükümetin ve yandaş basının haberlerinde ve sayfa ile ekranlar da yer alıyordu.
Yerel belediyelerin başarıları, Merkezi Hükümetin her gün ortaya çıkan başarısızlığı geleceğimizi de tehdit ediyordu. İktidar ülkeyi idare etmek için kafa yoracağına zaten oldukça sınırlı imkânlarla sadece adil yönetmenin gücü ile sorunları çözmeye çalışan yerel belediyelere artık işi gücü bırakmış muhalefete engeller koyan, şantaj ve kumpas hazırlayan iş yaptırmamak için merkezi hükümetin desteği ve politikası ile yerelde mevcut olan bütün gücü kullanılıyordu. Bu açılım sürecinde yaptıklarını ve savunduklarını unutan iktidar yanlıları yıllar sonra bahsi geçen Bedrettin Gündeş üzerinden MBŞB için algı ve şantajla kurulan kumpas hazırlıklarının asıl hedefinin Vahap Seçer olduğunu göreceğiz.
İşte 2019 seçimlerinde 11 Büyükşehir’in kazanılmasını hazmedemeyen iktidar; Yargı, Maliye, Müfettiş, Medya ve algılarla kazanılan belediyeleri topal ördeğe çevirmeye bununla da yetinmeyip eski defterlerin çöplüğünü eşelemeğe başladı. Ancak ‘kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür’ misali. AKP ile MHP geçmişte bu konularda düşman olan ve birbirini acımasızca suçlayan dönemi unutarak MBŞB’nin içini karıştırmak huzurunu bozmak amacıyla adeta kenetlendi. Örneğin dışardan atanmış ve Mersin’in hiçbir sorunuyla ilgilenmeyen MHP’nin eski milletvekili Olcay Kılavuz'un kardeşinin belediyedeki kadro sorununu sebep bularak ve MBŞB’nin başarılı çalışmalarını onlar 'Merkezi hükümetin imkanları ve olumlu siyasetleriyle hizmet ederek yarışması yerine' geçmişteki yer tarih konum ve zamanı tahrif ederek saldırı başlatıldı. Güncel bir algıyla çarpıtarak Bedrettin Gündeş’in Kürt kimliği üzerinden geçmişteki olayların MBŞB ile hiçbir alakası olmadan basın, yargı, teftiş ve iktidar gücü ve baskısının operasyonlarıyla önce Akdeniz Belediyesi’nin muhalif meclis üyeleri alındı. Sonra MBŞB’nin basın çalışanları da güya terör örgütleri ile bağlantıları varmış gibi iş ilerletildi. Daha sonra da haince yapılan Tece Mahallesi Karakol terör eyleminin hemen ardından yalan beyan ve gerçeklerle Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni zan altına koyan açıklamalar.
Davamı yarın…
Yorum Yazın
Facebook Yorum