Kolay değil 3 Ocak 1922’den 3 Ocak 2024’e gelen 102 yıllık bir tarihin kurtuluş yıldönümünü anmak.
Anmak diyorum çünkü kutlamak için kurtaranların bize teslim etiğini korumak güçlendirmek ve geliştirmekten doğan onur olmalıydı.
Ama ben herkesten farklı ele alınması gereken bir dönemin ona sadık olmanın ve saygıyla bize emanet edenlerin canı pahasına devrettikleri Mersin’in bu günkü haline bakarakken kurtuluş köklerine saygıyla eğilmenin zorunluluğu içindeyim.
I. Mersin’in Kurtuluş günü olan 3 Ocak nedense bana dimdik sağlam duran saç ayağını hatırlatıyor.
*Bakan gözleri kamaştıran coğrafyası,
*Asıl eli (Yerli) ve El içine (Göçmeni) kabul etiğini bağrına basan ve imkânlarını paylaşması,
*Din, dil, ırk, mezhep ve bölge ayrımı yapmadan uzlaşı içinde yaşaması,
Kurtuluşundan bu yana çok zengin demografik yapısıyla yılardır çeşitli zamanlarda ülkenin ekonomik sosyal ve siyasal konumuna rağmen kışkırtmalara alet olmayan birlik beraberlik içinde uzlaşı ruhunu sürdürmesi. Bu günlerde de nüfus patlamasına yol açan kontrolsüz dış göçün yaratacağı sorunlar. Önlem alınmadığı için deprem mağdurlarının ilimizde misafir edilmesi ve gelecekte çözüm bekleyen zorunluluklar.
II. Ayrıca coğrafya, tarım, tarih ve turizm yapısı gereği Mersin’in
** Dünyanın en güzel Kıyılarına sahip Akdeniz,
** Dünyanın en genç dağları Toroslar ’a sırtını dayayan,
** Dünyanın en bereketli ovası Çukurova’nın en verimli topraklarında uzanan
Varlığı,
III. Tarihi, Mitoloji, Yerleşim, Yaşam Ev sahipliğinin önemi.
***Sertavul Geçidi,
***Pozantı Geçidi,
***Kara ve Liman ulaşımı,
IV. Strateji, lojistik, Askeri önemi,
****Deniz ulaşımı, Limanlar ve Mavi Vatan Ticaret Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs,
****Kara Ulaşımı: Demir yolu, Karayolu,
****Hava Ulaşımı: Çukurova Hava Limanı,
V. Enerji, Üretim, Depolama, dağıtım
***** Güneş Enerjisi,Rüzgâr Enerjisi,Hidroelektrik Enerjisi
***** Nükleer Enerji,
*****Akdeniz Doğalgaz,
VI. Zenginlikler
****** Tarım, Sanayi, Hammadde, Turizm,
****** Tarih, Kültür, Eğitim,
****** Yetişmiş insan gücü ve uygun koşullar,
İnanın saymakla bitmeyecek kadar saç ayakları sıralaması yapılarak ele alacak güzellikler, olanaklar, olumlu koşular vardır. Ama bunları hayırsız evlat gibi mirasyedi sorumsuzluğu ile düşünüp taşınmadan, talan etme zihniyeti ile topraklarını sularını ve imkânlarını uzun süren araştırma, tartışma ve fizibilite çalışmaları yerine günübirlik sarhoş mezesi gibi satılarak beton yığını haline getirilmiştir.
En keşmekeş bir gündüz kondu zihniyeti, sonradan görmelerin anlayışı ile site plaza ve yatırım teşvik anlayışı ile kurulan verimsiz işletmeler sonucu, tüketilen bir kente dönüştürülmüştür.
M. Kemal Atatürk’ün en çok gelip nefes aldığı ve ‘Mersinliler Mersine sahip çıkınız’ nasihatinde bulunduğu ilimiz için sanki önceden bunları biliyordu.
Ama ‘Toros Dağlarında Yörük çadırlarından birinin dumanı tüttükçe ülkenden umudunu kesme’ diyerek Mersin’in sahiplerinin kimler olması gerektiğini de lafı dümdüz söylemiştir. Bizde lafı evelemeden gevelemeden gelinen Mersin’ in bu günkü durumunun üzerine methiyeler düzerek kaynaklarını tüketenlere cesaret vermek yerine kalanlara sahip çıkmak yanlışlıkları düzeltmek ve çağdaş geleceği bilimin, sanatın, Ekolojinin ışığı altında yeniden kurmalıyız.
Bu anlayışla Kızılderili Atasözünde söylediği gibi ‘torunlarımıza teslim edecek bir diyetin’ sorumluluğu altında, saç ayaklarından piramitler oluşturmalıyız. Piramitlerin değişik alanlarından, birbirlerine bağlanan zirvesinden, gelişmiş, yaygın bir temel üzerinde, geleceğe güvenle bakan bir Mersin, 3 Ocak Kurtuluş Günleri hazırlamalıyız. O günleri kuracak olan kurtuluşu sağlayanların torunlarına şimdiden selamlar olsun.
Kalın Sağlıcakla.
Yorum Yazın
Facebook Yorum