Uluslararası İyilik Ödülleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle verilirken, farklı dillerde kartlar hazırlayarak turistlere İslam’ı anlatan ve gönül köprüsü kuran İzmir’deki İsa Bey Camii İmamı İbrahim Taşdemir de “iyilik” ödülü aldı. Aynı zamanda şehit babası olan ve turistlerle kurduğu İngilizce diyalog ile bilinen İbrahim Taşdemir, "Derdimiz; Allah’ın mesajından kullarının haberdar olması. İnsanlığı Kur’an ile tanıştırmak gerekiyor. 21 değişik dilde mealimiz var. Biz bunları dünyanın her yerinden gelen bütün insanlara Allah’ın mesajı olarak, meal olarak dağıtıyoruz" dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Uluslararası İyilik Ödülleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde sahiplerini buldu.
Bu yıl 7. düzenlenen törende, farklı dillerde kartlar hazırlayan ve camiyi ziyaret eden turistlerin sevgisini kazanan İzmir’in Selçuk ilçesi İsa Bey Camii İmamı İbrahim Taşdemir de ödülün sahibi oldu. Taşdemir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden “iyilik” ödülünü aldı.
Turistlerle İngilizce diyalogu dikkat çekiyor
8 yıldır İsa Bey Camii’nde imam olarak görev yapan İbrahim Taşdemir, şu sıralar tarihi caminin restorasyonda olması nedeniyle Alpaslan Camii’nde görevini sürdürüyor. Dünyanın pek çok bölgesinden; Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Artemis Tapınağı, Şirince gibi tarihi yapıları ziyaret için gelen turistleri ağırlayan Taşdemir, farklı dillerde hazırlanan Kur’an-ı Kerim meallerini turistlere ücretsiz olarak dağıtıyor.
Ayasuluk Kalesi ve ST. John Anıtı karşısındaki Alpaslan Camii’nde stant açan Özdemir, farklı ülkelerden gelen turistlerle akıcı bir şekilde İngilizce konuşarak İslam’ı anlatıyor.
Aynı zamanda 2017 yılında Diyarbakır’da şehit düşen özel hareket polisi Ahmet Alp Taşdemir’in babası olan İbrahim Taşdemir, ilk zamanlarda farklı ülkelerden gelen turistlerle iletişim kurmak için notlar aldığını, sonrasında farklı dillerde kelimeler öğrendiğini söyledi.
İslam’ı anlatırken dilin çok önemli olduğunu vurgulayan İbrahim Taşdemir, "iyilik" ödülünü aldığı için mutlu olduğunu söyledi. Taşdemir, "Açıkçası biz bu işi sadece insanlığa bir hizmet olsun diye başlatmıştık. Yaklaşık 8 yıldır bu işi yapıyorum. Bu yaptığımız işin ’iyilik’ ödülü olarak değerlendirilip bize böyle bir ödülün verilmesi bizim için gerçekten dünyevi anlamda en büyük şereftir" dedi.
21 dilde Kur’an mealleri dağıtıyor
21 dildeki Kur’an-ı Kerim meallerini turistlere dağıttıklarını ifade eden ve yabancıların ilgisini kazanan Taşdemir, "Ben yaptığımız işin çok değerli olduğunu şöyle anladım; demek ki doğru vahyi yani insanlar tarafından değiştirilmemiş ilahi mesajları insanlara sunmak gerekiyor ki o insanlardaki muhtemel kötülük potansiyelini bloke edelim. Aynı zamanda o insanları Allah’ın yoluna davet edelim. İyiye, güzele davet edelim. Bu nedenle demek ki yapılan şey doğruymuş. Hakikaten insanlığı Kur’an ile onun ölümsüz mesajlarıyla tanıştırmak gerekiyormuş. 21 değişik dilde mealimiz var. Biz bunları dünyanın her yerinden gelen bütün insanlara Allah’ın mesajı olarak, meal olarak dağıtıyoruz. Okumalarına vesile oluyoruz. Tabii ki burada ben görevimi yapmış oluyorum bundan müsterihim; ancak tabii o kişinin de görevi var. Onun da alıp okuması gerekiyor. Ücretsiz veriyoruz gelen turistlere. Biz o notlardaki şeyleri artık sözlü olarak ifade etmeye çalışıyoruz misafirlerimize" diye konuştu.
"Turistlerle kendi dillerinde sohbet etmek onların hoşuna gidiyor"
İlk başta küçük küçük notlar aldığını anlatan Taşdemir, turistlere kendi dillerinde kelimeler söylendiğinde mutlu olduklarını ve ilgisini çekerek sohbet ettiklerini söyledi. Taşdemir, "Mesela Papua Yeni Gine’den bile misafirlerimiz oluyor; Ekvator’dan, Şili’den her yerden insan geliyor. Dolayısıyla bu gelen insanlara ben Kur’an-ı Kerim’i verirken ilk önceleri sadece İngilizce konuşunca İngilizce bilmeyenlerle de karşılaştım. Bunun yanında onların kendi dilinden bir iki cümle söyleyince onların bundan memnun olduğunu fark ettim. Dolayısıyla onların dilinde; ’hoş geldiniz’, ’nasılsınız?’, ’biz Kur’an-ı Kerim veriyoruz, ücretsiz, alabilirsiniz’ gibi basit cümlelerle, değişik dillerde böyle küçük küçük notlar aldım. Onların dilinde onlardan bir takım şeyleri öğrene öğrene, bir de internet çeviriden öğrene öğrene, onlarla daha yakın bir ilişki kurdum" ifadelerine yer verdi.
Turistleri nasıl ikna ettiğini anlatan İbrahim Taşdemir, sözlerine şöyle devam etti:
"Gelen turiste bakıyorum, önce Hristiyan ise eğer o zaman diyorum ki; ’bakın siz burada Meryem Ana Evini ziyaret edeceksiniz. Mesela burada Saint John dedikleri Yuhanna İncil’ini yazan Aziz Yahya’nın kabri var. Oraya geliyorlar. Şimdi siz bunları ziyaret edeceksiniz. Ashab-ı Kehf var.’ Hemen Kur’an ile o yerlerin bağlantısını kuruyorum. Diyorum ki; ’bakın Kur’an-ı Kerim’de yüce Rabbimiz 18. surede Ashab-ı Kehf’ten bahsediyor. 7 uyurlardan. Bunlar inanmış Hristiyan gençler. Hz. İsa’ya iman eden gençler.’ Bunların çektikleri zorlukları anlatan, bunlara bu bölgede Rabbimizin yaşattığı bir mucizeden bahsediyorum. ’Kur’an, Hz. Meryem hakkında ne diyor? Hz. İsa hakkında ne diyor? Diğer surelerde de bu konularda değişik ayetler, bilgiler var. Bunları lütfen okuyun ve o zaman daha geniş perspektiften bakın’ diyorum. Derdimiz; yeryüzünde iyiliğin çoğalması. Derdimiz; Allah’ın mesajından kullarının haberdar olması. Bu vesileyle, bu yaptığımız iş vesilesiyle açıkçası buraya çoğunlukta gelen turistlerin dillerini öğrendik. Mesela; İspanyolca, İngilizce, Korece gibi. Tabi bu dilleri derinlemesine öğrenmem benim yaşım anlamında mümkün değil. Meşguliyet anlamında da mümkün değil."
Yorum Yazın