Atletizmin Frame Running branşında Türkiye’nin ilk ve tek kadın sporcusu olan serebral palsili Canan Doğan, kısa sürede milli takıma seçildi.
Doğum sırasında beyine oksijen gitmediği için serebral palsili olarak dünyaya gelen 34 yaşındaki Canan Doğan, Türkiye’de bir ilke imza attı. Geçtiğimiz şubat ayında Mersin’de düzenlenen para atletizm olimpik deneme müsabakasında kadınlar T71 kategorisinde ilk resmi yarışına çıkan Canan Doğan, burada elde ettiği dereceyle milli takıma seçildi. Kadınlar T71 kategorisinde Frame Running branşında yarışan ilk ve tek kadın sporcu olan Doğan, yapay zeka yardımıyla elde ettiği başarıyı değerlendirdi.
Daha önce binicilikte de adından söz ettiren Doğan, bu alanda 'tek para at terbiyecisi' ünvanını kazanmıştı. Doğan, biniciliğe ara verdiği dönemde yeni bir branş arayışına girdiğini ve Frame Running ile tanıştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Frame Running ile tanışmam biraz beklenmedik bir şekilde oldu. Biniciliğe ara verdiğim bir dönemde hareket kısıtlılığıma rağmen yapabileceğim başka spor dalları araştırıyordum. Karşıma bu branş çıkınca önce, ‘Bu harika bir şey, sahilde yürüyüş yaparım, biraz hareket ederim’ diye düşündüm ama sonra işin sadece bir hobi olmadığını, bunun bir atletizm branşı olduğunu öğrendim. İşte o an, içimde bambaşka bir heyecan başladı. Hemen araştırmalara koyuldum ve şu anki milli takım hocama ulaştım. Nasıl başlayabileceğimi öğrenir öğrenmez de hiç vakit kaybetmeden harekete geçtim. Böylece Bağcılar Belediyesi Engelliler Spor Kulübü’nün bir parçası oldum ve o gün bugündür bu sporun içinde hep daha ileri gitmek için çalışıyorum."
"Onların bana inanması, benim de kendime inanmamı sağladı"
Başarıya giden yolda ailesinin kendisini her zaman desteklediğini belirten Canan Doğan, Frame Running branşında şu anda Türkiye’de tek kadın sporcu olmanın gururunu yaşadığını dile getirerek, "İlk olmak gurur verici ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk. Çünkü sadece kendi yolumu açmıyorum, benden sonra gelecekler için de bir kapı aralıyorum ama açıkçası tek olmak istemem. Bu branşın yaygınlaşmasını, daha fazla kadının bu spora katılmasını çok isterim. Çünkü spor, insanı hayata bağlayan inanılmaz bir güç. Bugün ben yapabiliyorsam, başkaları da yapabilir. Önemli olan doğru imkanları sunmak ve cesaretlendirmek. Eğer bir kişi bile benim hikayemden ilham alıp adım atarsa, işte o zaman gerçekten başarmışım demektir" dedi.
Türkiye’yi temsil etmenin büyük bir sorumluluk olduğunu da vurgulayan başarılı sporcu, "Üzerimde sadece kendi ismimi değil, bayrağımızı taşıyor olmak inanılmaz bir sorumluluk ve onur. Spor sayesinde ülkem için bir şeyler yapabilmek, bayrağımızı dalgalandırma şansına sahip olmak bana büyük bir anlam katıyor. Zorluklar beni yıldırmak yerine daha da güçlendiriyor. Eğer 6 ayda buraya gelebildiysem bundan sonra sınırlarımı ne kadar zorlayabileceğimi hayal etmek bile beni heyecanlandırıyor" diye konuştu.
"Zorluklar beni yıldırmak yerine daha da güçlendiriyor"
Canan Doğan, haftanın üç günü Yalova’dan İstanbul’a antrenmana gittiğini söyleyerek, "Sadece 6 ay gibi kısa bir sürede milli takım seviyesine gelmek, benim için kelimelerle tarif edilemeyecek bir duygu. Henüz yolun çok başındayım ama içimde daha büyük bir potansiyel olduğunu biliyorum. Haftada üç gün Yalova’dan İstanbul’a antrenmana gidiyorum. Yolculuk fiziksel olarak yorucu olsa da kararlılığımı hiç kaybetmiyorum. Çünkü biliyorum ki her antrenman beni daha güçlü, daha hızlı ve daha iyi bir sporcu yapıyor. Zorluklar beni yıldırmak yerine daha da güçlendiriyor. Eğer 6 ayda buraya gelebildiysem, bundan sonra sınırlarımı ne kadar zorlayabileceğimi hayal etmek bile beni heyecanlandırıyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ilk kadın Frame Running sporcusu oldu

- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın