Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Azerbaycan’da düzenlenen Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 13. Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türk dünyası geleceğin güç denklemleri içerisinde en önemli unsurlardan birisi olacaktır. Dünyanın doğu-batı, kuzey-güney eksenindeki bütün kırılma faylarının ortasında bulunan Türk dünyası, elindeki imkanları değerlendirmesiyle birlikte yoluna çok daha güçlü bir şekilde devam edecek” dedi.
TÜRKPA 13. Genel Kurul Toplantısı, TÜRKPA Dönem Başkanı ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova’nın ev sahipliğinde Bakü’de gerçekleştirildi. “Türk Dünyası İçin Yeşil Ufuklar: Yeşil Gündemin Gerçekleştirilmesinde Parlamentoların Rolü” temasıyla düzenlenen toplantıya TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TÜRKPA Dönem Başkanı ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova, Kırgızistan Meclis Başkanı Nurlanbek Şakiyev, Özbekistan Ali Meclisi Senato Başkanı Tenzile Narbayeva, Kazakistan Meclis Başkanı Yerlan Koşanov, TÜRKPA Genel Sekreteri Mehmet Süreyya Er, KKTC Meclis Başkanı Zorlu Töre ve Macaristan Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Marta Matraini katıldı.
“Dünyanın nimetlerinin adil kullanımının yok sayılması, bugünkü küresel felaketin arkasındaki zihniyetin temel unsurlarıdır”
TBMM Başkanı Kurtulmuş yaptığı konuşmada, dünyadaki çevresel felaketlerin temel nedeninin insanların kainatı dengesiz bir şekilde kullanması ve tahrip etmesi olduğunu belirtti. Kurtulmuş, “Yani yaşadığı dünyayı kendi babasının malı olarak hissedip alabildiğince vahşi kapitalizmin, vampir kapitalizmin bunu alabildiğince sömürmesi, dünyanın sularını, yeşilliklerini, deniz diplerini, havasını yok etmesi sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Bir taraftan dünyadaki yaratılışın dengesinin yok edilmesi, diğer tarafta dünyanın nimetlerinin adil kullanımının yok sayılması, bugünkü küresel felaketin arkasındaki zihniyetin temel unsurlarıdır. Dünyanın her noktasında, yaratılışın her noktasında denge ve adaleti tesis etmek zorundayız. Bu anlamda yeryüzünün, hatta kainatın denge ve adalet prensibi etrafında kullanılması için de hassasiyetle çalışmalı ve çevreyle ilgili düşüncelerimizi bu ana prensipler çerçevesinde gözden geçirmek mecburiyetindeyiz” dedi.
“Adaletli bir küresel sistemin yokluğu, Gazze’deki katliam gibi soykırım boyutlarına varan bir insanlık vahşetini ortaya çıkartıyor”
Bugün dünyadaki sorunların arkasındaki temel nedenlerin dengesizlik, adaletsizlik ve hakkaniyetsizlik olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bugün Gazze Şeridi’nde yaşanan ve on binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan ve hala devam eden, dünyanın gözü önünde dünyanın göz yumarak maalesef seyrettiği bu katliam insanlığın yüz karasıdır. Ama bu sadece bir devletin, bir hükümetin, işgalci bir hükümetin uyguladığı politikaların sonucu değil, yeryüzünde adaletten sapmanın bir neticesidir. Bugün nasıl çevrede adaleti tesis edecek bir sistemi kuramıyorsak, uluslararası düzlemde de bütün milletlerin yaratılışta, bütün insanların yaratılışta eşitliğini ve bütün devletlerin de egemenlikte eşitliği prensibini kabul eden bir küresel sistem, yani adaletli bir küresel sistemin yokluğu, işte karşımıza Gazze’deki katliam gibi soykırım boyutlarına varan bir insanlık vahşetini ortaya çıkartıyor” diye konuştu.
“Türk dünyası büyük bir ivme yakalamıştır”
Dünyada denge ve adaleti çevre, siyaset, ekonomi gibi bütün alanlarda sağlamak için Türk dünyası olarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye gayret edeceklerini belirten Kurtulmuş, “Bazı ülkelerin, özellikle kendi elinde güç bulunduran bazı ülkelerin çevreye karşı duyarsızlık konusunda da hala eski alışkanlıkları sürdürdükleri aşikardır. Dolayısıyla biz Türk dünyası olarak çevreye, iklim değişikliğine karşı tedbirlerimizi de bütün dünyaya örnek olacak şekilde almak mecburiyetindeyiz. Çok şükür Türk dünyası büyük bir ivme yakalamış, büyük bir yükseliş trendinin başlangıcına gelmiştir. Dünyanın en önemli bölgesinde bulunan, büyük imkanları ve fırsatları olan Türk dünyasına tarih altın tepsi içerisinde fevkalade önemli bir imkanı bahşetmiştir. Özbekistan ve Kazakistan’dan başlayarak buradan Kafkasya’dan Anadolu’ya ve Balkanlar’a, oradan da ta Avrupa’nın içlerine kadar nüfusu 300 milyona yaklaşan bir Türk dünyası artık ayağa kalkmıştır, yükselişe geçmiştir. Türk dünyası sadece nüfusuyla değil, nüfusunun genç ve dinamik oluşuyla, sadece bununla da değil, yer altı ve yer üstü kaynaklarının fevkalade önemli olmasıyla, ayrıca dünyanın en önemli jeostratejik bölgesinde olmasıyla birlikte göz kamaştıran bir güce sahiptir. Yeter ki bu güçten istifade edebilecek imkanları ortaya koyalım” ifadelerini kullandı.
“Türk dünyası geleceğin güç denklemleri içerisinde en önemli unsurlardan birisi olacaktır”
Türk devletlerinin arasında siyasi iradede birliğin ve beraberliğin sağlanması için gerekli şartların oluştuğunu belirten Kurtulmuş, “Yani hem potansiyel vardır, hem imkan vardır, hem irade vardır. Bu iradeyi sonuçlandırabilmek için de her birimizin bütün gücümüzle mücadele etmemiz lazım. Bu büyük coğrafyada ’Turkuaz Yay’ adını verdiğimiz bu coğrafyada Türk dünyası geleceğin güç denklemleri içerisinde en önemli unsurlardan birisi olacaktır. Dünyanın doğu-batı, kuzey-güney eksenindeki bütün kırılma faylarının ortasında bulunan Türk dünyası, Allah’ın izniyle elindeki imkanları değerlendirmesiyle birlikte yoluna çok daha güçlü bir şekilde devam edecek" dedi.
Kurtulmuş ayrıca, "Türk dünyasının güçlenmesi kimseyi endişelendirmesin. Çünkü Türk dünyasının güçlenmesi dünya barışının sağlanmasına bir katkıdır, bir imkandır. Dünya barışını sağlayacak olan önemli etkenlerden birisidir. Dolayısıyla burada şimdi bizim üzerimize düşen dilde, fikirde ve işte birliği sağlayacak her türlü mekanizmayı geliştirmek ve bu Turkuaz Yay’ındaki 300 milyonluk Türk dünyası ve bunun dışında kalan dostlarımızla birlikte yeni, adil, hakkaniyetli bir dünyanın kurulması için mücadele etmektir” şeklinde konuştu.
“Türk dünyasının dünyanın geleceğinde önemli bir yeri vardır”
TÜRKPA’nın uluslararası alanda önemli bir parlamenter diplomasi argümanı olarak yer alacağını ifade eden Kurtulmuş, “Önümüzdeki dönemde Türk dünyası parlamentoları arasında iş birliğini artıracak bir önemli mekanizma olacağını, çok kısa bir süre içerisinde TÜRKPA’nın da gerçekten genişleyerek yeni üyeleriyle birlikte ayrıca Macaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizi de bu gözlemci statülerinin bir an evvel kurtararak onların da asil üyeliklerini onaylamasıyla birlikte TÜRKPA da genişleyecek, kuvvetlenecek, yeşerecek ve yoluna devam edecektir. Özetle söylemek gerekirse dili bir, kültürü bir, dini bir, tarihi bir, ananesi bir bu kadar büyük bir topluluğun, yani gövdesi fevkalade güçlü, kökleri fevkalade yaygın ve dalları da semaya doğru yükselmiş olan bu topluluğun, Türk dünyasının dünyanın geleceğinde önemli bir yeri vardır ve bu önemli yerini almak için de hepimizin üzerine büyük sorumluluklar düşüyor” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın