Bünyesinde kurulu 69 meslek odası ve 55 bin üyesiyle kent ekonomisinin lokomotif gücü olan Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanlar Kurulu Toplantısı için Mersin’e gelen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın yaşadığı sorunları aktardı.
HABER: DOĞA SOLUĞAN
MERSİN ESOB Başkanı Veysel Sarı’nın yanı sıra çok sayıda oda başkanı ve yöneticilerinin katıldığı toplantıda, Türkiye’de yaşanan sıkıntıların çözümü olması gereken kesimlerin sorun haline geldiğini söyleyen Palandöken, “Türkiye’yi temsil eden en büyük sivil toplumuz ve büyük bölümümüz aile şirketi şeklinde kendi yağıyla kavrulan bir kesimiz. Değişimlere kapalı ve tabiri yerindeyse şükürcü bir toplumuz. Türkiye’nin kurumsallaşmada en büyük isimleri Sabancı, Koç ve Eczabaşı’nın geçmişine bakın esnaflıktan gelmektedir. Gerek ülke ekonomisi gerekse istidama katkı açısından en büyük kuruluşlardır. Devletin en büyük sorunu yüksek enflasyonla mücadeledir. Madem Türkiye’de her şey çok güzel o zaman bu enflasyon neden düşmüyor. Aşırı fiyat artışının önüne geçilmemesinin tek sıkıntısı biz esnafların söylediği şeylerin dikkate alınmamasıdır. Bir perakende yasası çıkaramadı. Bu marketler bugün çiftçiyi yanında işçi yaptı, esnafı tezgahtar yaptı. 5 tane insanla mücadele edemediği için 2,5 milyon esnafı mağdur ediyor. Bunu ailesiyle çocuklarıyla, anne babalarıyla hesapladığınız zaman korkunç bir rakam ortaya çıkıyor. Elektrikçinin malzemesini de o satıyor, terzinin malzemesini de. Kuyumcudan, kırtasiyeciye kadar 415 mesleği tek başına marketler yapıyor. Şimdi bir katını lokanta restoran yaparak o sektördeki küçük esnafı tamamen bitirme noktasına getirdi. Bunlarla mücadele etmeden enflasyonla mücadele etmek mümkün mü?” diye konuştu.
“MERSİN DÜNYANIN SAYILI MERKEZLERİNDEN BİRİSİ”
Mersin’in elindeki çok önemli katma değerlerden yeterince yararlanamadığının altını çizen Palandöken, “Mersin özeline baktığımız zaman Dünyanın en kaliteli narenciyesi, limonu Mersin’de üretiliyor, markalaşmış, ama üreticisi bunun katma değerinden yeterince yararlanamıyor. Esnaf sanatkarlarda da durum aynı. Mersin pek çok üretimde, kalitesiyle, el sanatıyla Dünyanın sayılı merkezlerinden birisi. Damak tadına baktığımız zaman sadece tantuni bile başlı başına bir kentin ekonomisini iyi bir noktaya taşır. Serbest bölgen limanın var ama burada esnafın sorununu çözemiyorsun. Tekrar Amerika’yı keşfedin demiyoruz ki. Kuralları koyun yeterli. Yurtdışında bu sorun nasıl aşılıyor, küçük esnaf nasıl korunmuş çok önemli örnekleri var. Açma kapama saatleri, belli noktalarda kümelenmeleri gibi düzenlemeler yapılırsa yaşanılan sorun asgari düzeye indirilebilir. Bu yasanın çıkması için de lobi gerekli” dedi.
“MERSİN DEĞERLİ BAŞKANLAR SEÇİYOR”
Esnaf ve sanatkarlar olarak siyasette temsil konusunda Mersin’in diğer illere göre çok önde olduğunu dile getiren Bendevi Palandöken, konuşmasında “İlk olarak Mersinli oda Başkanlarımızın siyasette yer alamsı Vahit Çekmez ile başladı. Vahit Bey’in ardından Hacı Özkan ve son olarak Vahit Çekmez’den koltuğu devralan Talat Dinçer, bu kez mecliste esnaflarımızı temsil etti. Yine milletvekili seçilmesi için gerekli oyu alan şimdiki oda başkanımız Veysel Sarı da partisi baraj altında kaldığı için mecliste gidemedi. Demek ki Mersin değerli başkanlar seçiyor” ifadelerini kullandı.
“EV KİRALARI ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNE ÇIKTI”
Esnafın kendi sorununu çözemez hale geldiğine vurgu yapan Palandöken, “Bu sorunlar çözülemeyince devletin yükünü alması gereken kesimler devlete yük olmaya başlıyor. Çünkü borcunu ödemek için o kredi kartından çekip diğerine yatırıyor. Ürettiğini ucuza mal edemiyor. Esnafın kullandığı krediye devlet önemli oranda katkı koymasına rağmen yüksek faizin kurbanı olmaktan kurtulamıyor. Esnaf yüksek faiz kurbanı olunca müşteriler de doğal olarak daha pahalıya tüketmek durumunda kalıyor. Çayın 15-20 lira olduğu bir yerde insanlar nasıl normal bir yaşam sürdürsün? Asgari ücret eskiden düşüktü ama insanlar o asgari ücretle geçinebiliyordu. İstediğin kadar asgari ücreti yükselt bu aşırı fiyat artışı karşısında geçinmek mümkün değil. Ev kiraları asgari ücretin üzerine çıktı. Mersin’de Suriyeli gerçeği, deprem sonrası göç durumu da göz önüne alındığında kiralar daha korkunç bir seviyeye geldi. Mersin ucuz bir şehir anlayışı da eskide kaldı. Bu pahalılığın olduğu yerde işletmeler sağlıklı ticaret yapabilir mi? İşiniz iyi ise dükkan sahibiniz sizin ortağınız. Mal sahibi kira ile geçinemiyor, yanınızda çalışan işçi aldığı asgari ücretle geçinemiyor. İşletmeci ürettiği ürünle, yaptığı satışla geçinemiyor” şeklinde konuştu.
“PARALAR MERSİN DIŞINA TAŞINIYOR”
Palandöken sözlerini şöyle sürdürdü: “Mersin genelinde 2 bini aşkın zincir market var. Yaz aylarında yayla ve deniz bölgelerinde açılanları da hesapladığınız zaman 3 bin taneden oluşan bir devle küçük esnafımız savaşmak zorunda kalıyor. Özellikle bu zincir marketlerin hepsi İstanbul merkezli ve buradan parasını kazanıyor, çöpünü buraya bırakıyor ama parayı İstanbul’a taşıyor. Burada ürettiği emeğini, istidam ettiği insanın rızkını, her şeyi o marketler Mersin’den dışarıya taşıyor. Malı küçük esnafa oranla daha toptan aldıkları için daha ucuza satması gerekirken kendi aralarında fiyat birlikteliği yaparak pahalıya satıyorlar. Kendi aralarında işbirliği yaparak her birinde farklı kalem malları kampanya yaparak paranın kendi içlerinde dönmesini sağlıyorlar. Birinde yağ, diğerinde deterjan, bir başkasında bakliyat kampanyası yaparak aşırı pahalılıktan bunalmış vatandaşı bu döngü içinde tutuyorlar. Rekabeti bu şekilde kaldırıyorlar. Aynı zamanda senin ürününü mağazama koymam diyerek üretim yapan esnafı da bir şekilde elini kolunu bağlıyor ve istediği şartlara mecbur kılıyor.”
Yorum Yazın