Eskişehir’de 15 yıl önce kurulan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesine gelen ziyaretçilere Kırım Tatar kültürü tanıtılıyor.
İçi geleneksel Kırım Tatar evi gibi tasarlanan müzede bu kültürü anlatan yöresel yemekler, sürgün odası, Kırım Hanlığına ait eşyalar, Kırım’dan fotoğraflar, kıyafetler ve el işleri yer alıyor. Müze sorumlusu Dilek Kırım, eşyaları Eskişehir’in köylerinden bulduklarını dile getirdi. 2009 yılında kültürü yaşatmak için müzenin oluşturulduğunu ve ellerinden geldiği kadar da vatandaşları bilgilendirdiklerini söyleyen Kırım, “Müze 2009 yılında kuruldu ve Odunpazarı Belediyesi Kazım Kurt’a geçince burası direkt belediyeye bağlandı. Eskişehir’in bütün köylerinden eşyalar toplandı. Kırım tatar kültürünü insanlara tanıtmak amacıyla kurduk. Burada farklılıklarımızı anlatmaya çalışıyoruz. Müzenin içinde mutfağımız, sürgün odamız, günlük yaşam odamız, kırım hanlığıyla alakalı bazı fotoğraflarımız var” dedi.
“Amacımız bilgilendirmek olduğu için müzemiz ücretsizdir”
Vatandaşların müzeyi çok beğendiğini ve ücretsiz olmasının olumlu bir yönünün de daha çok insanı bilgilendirmek olduğunu ifade eden Dilek Kırım, “Gelen vatandaşlara her birine müzede olan her şeyi tek tek anlatıyoruz. Olumlu tepkiler alıyoruz, burası çok güzelmiş diye buradan ayrılanlar oluyor. Günde en az 70-80 kişi geliyor. Vatandaşları kültür açısından bilgilendirmek için burada olduğumuzdan dolayı müzemiz ücretsizdir. Kırım tatar kültürünü tanıtmak için folklorik bir gösterilerimiz oluyor. Gösterilere devam ediyoruz. 18 Mayıs sürgün gününde ise vatandaşlarımıza sürgün gününü daha ayrıntılı anlatmaya, elimizden geldiğince bilgilendirmeye çalışıyoruz. Kültür müdürlüğümüzün de yaptığı bazı faaliyetlerde oluyor. Geçen seneden itibaren bir tiyatro oyununa başlandı. Devamının da geleceğini düşünüyorum” dedi.
Bahçesaray Çeşmesinin replikası
Kırım Bahçesaray’da yer alan Bahçesaray Çeşmesi’nin bir benzerini müzenin önüne yaptırdıklarını söyleyen Kırım şunları anlattı;
“Kırım’da bizim en ünlü eserlerimizden biri olan Bahçesaray Çeşmesi bulunuyor. Gözyaşı Çeşmesi olarak da geçer. Hükümdar Kırım Giray bir kadına aşık olur. Fakat prenses genç yaşta ve aniden ölür. Prensesinin ölümüne çok üzülen Kırım Giray, onun adına bir çeşme inşa ettirir. Su, çiçek desenli bir kaynaktan aşağı doğru dökülüyor, bu da Kırım Giray’ın üzüntüden ağlayan gözünü temsil ediyor. Bizim için değerli olan bu çeşmenin bir benzerini de müzenin önüne inşa ettirdik. Vatandaşları da bu konuda bilgilendiriyoruz ve kültürümüzü yaşatmaya devam ediyoruz.”
Yorum Yazın