İzzet Baysal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 58 yaşındaki babaanne, doğuştan serebral palsi (SP) hastası olan 10 yaşındaki torununa gözü gibi bakıyor. Torununun annesi ve babasına destek olmak için fedakarlık yapan babaanne, “Onun bana gülümsediği anlarda çok mutlu oluyorum. O gülsün, dünyalar benim oluyor” dedi.
Doğuştan serebral palsi (SP) hastası olan Yusuf Ali Öztürk, 2014 yılında dünyaya geldi. Yüzde 98 engelli raporu bulunan 10 yaşındaki Yusuf Ali, yürüyemiyor, konuşamıyor ve oturamıyor. Bakıma muhtaç olan torunu için 58 yaşındaki babaannesi Hanife Öztürk, büyük bir fedakarlık örneği gösterdi. 3 yaşından bu yana torununa her fırsatta bakan ve hastanede tedavi gördüğü anlarda hep yanında olan babaanne, İzzet Baysal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Yusuf Ali’ye gözü gibi bakıyor. 3 kardeş olan Yusuf Ali Öztürk’ün, annesinin bel fıtığı rahatsızlığı ve babasının ise iş yoğunluğu olduğunu ifade eden fedakar babaanne, hiç bıkmadan ve usanmadan torununa baktığını anlattı.
“Annenin de babanın da dinlenme ihtiyacı var”
Anne ve babadan başka torununa bakacak birisinin olmadığını dile getiren Hanife Öztürk, “Torunumun hastalığı serebral palsi, beyin felci. 3 yaşından beri torunuma bakıyorum. Yazları alıyorum annesinin yanından. Annenin de babanın da dinlenme ihtiyacı var. Gelinimin boyun ve bel fıtığı var. Bir de Yusuf Ali’nin kardeşi oldu. Oğlum da işe gidip geliyor. Yardımcı yok başka. ‘Ben bakarım yavrum’ dedim” dedi.
“Ben onsuz yaşayamam”
Torununa gözü gibi baktığını ifade eden Hanife Öztürk, “Bakarken hiç zorlanmıyorum. Seve seve bakıyorum. O benim bir tanem. Ben onsuz yaşayamam. Çok bağlandım, o da bana çok bağlandı. Pazara veya çarşıya çıkıyorum ben gelene kadar kapıya bakıyor sürekli. Annesiyle kaldığında annesi beni aradı, ‘anne neredesin Yusuf Ali durmuyor’ diye beni çağırdı” diye konuştu.
“Hiç bıkmadan, usanmadan bakıyorum”
Anne ve babalara, büyükannelerin destek olması gerektiğini vurgulayan fedakar babaanne Öztürk, “Babaanne ve anneannelere sesleniyorum. Gençlerimize biz de yardımcı olalım. Çok güzel bir duygu bunlar. Tamam, üzüntüsü var ama duyguları da var. Bambaşka duygular. Benim her yerim ağrıyordu. Yusuf Ali’ye baktığımdan beri hiçbir yerim ağrımamaya başladı. Hiç bıkmadan, usanmadan bakıyorum. Gerekirse hep bakmak istiyorum. Allah bana sağlık sıhhat verdiği sürece” dedi.
“Onun bana gülümsediği anlarda çok mutlu oluyorum”
Torununun gülümsediği anlarda çok mutlu olduğunu belirten Hanife Öztürk, “Yüzde 98 engelli raporumuz var. Yürüyemiyor, oturamıyor, konuşamıyor. Bakıma muhtaç bir çocuk. Bu çocukları unutmayalım. Bu çocuklara fedakarlık yapalım. Bazı anneler ve babalar bırakıp gidiyor. Onun bana gülümsediği anlarda çok mutlu oluyorum. O gülsün, dünyalar benim oluyor. O benim canım, ölürüm onun için” diye konuştu.
Yorum Yazın