Türk deri ve deri mamulleri sektörünün içinde bulunduğu ortama dair bilgi vermek amacıyla gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, “Deri ve deri mamulleri sektörü zor bir süreçten geçiyor. Bu yıl kurdaki değişim enflasyon oranında olmazsa, ocak ayında yüzde 40-50 oranında zam ile karşılaşırsak, sektörlerin yüzde 62 oranındaki maliyetleri yüzde 70’lere kadar çıkacak ve çoğu işletmeler kapanacak” dedi.
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar öncülüğünde, Türk deri ve deri mamulleri sektörünün içinde bulunduğu ortama dair bilgi vermek amacıyla basın toplantısı gerçekleştirildi. Ege İhracatçı Birlikleri toplantı salonunda düzenlenen toplantıda, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreter Yardımcısı Çiğdem Önsal ve Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz yer aldı. Toplantıda konuşan Zandar, “Deri ve deri mamulleri sektörü zor bir süreçten geçiyor. Kur etkisi ve enflasyonla artan üretim maliyetleri konusu çok önemli. Deri ve deri mamulleri sektöründe ihracatta yüzde 28’lik bir düşüş var ve bu değer 2019 yılına altına indi. Ayakkabı ihracatında yüzde 30’luk bir düşüş yaşanırken mamul deri ve kürklerde yüzde 11 düşüş mevcut. Ayrıca çanta, cüzdan gibi ürünlerde yüzde 30, deri kürk ve konfeksiyon da yüzde 36 ile en büyük düşüşü yaşadı. Ülkeler bazında değişime bakarsak ise en büyük pazarlarımız Almanya ve İtalya’ya da ihracatımız düşüyor. Böylelikle Almanya’da yüzde 12 düşüş yaşanırken İtalya’da ise yüzde 23. Geçen yıl en büyük pazarımız olan Rusya’da ise çok ciddi bir düşüş yaşanıyor oda yüzde 72. Rusya’nın Türkiye’den deri ve deri mamulleri almaması demek zaten sektörün çoğu bölümünün çalışamıyor olması demek” ifadelerine yer verdi.
“Kurdaki değişim enflasyon oranında olmazsa çoğu işletmeler kapanacak”
Ege Bölgesi’ndeki deri ve deri mamulleri sektörünün deriden yapılmış ürünlerin ağırlıkta olduğu bir yer olduğuna dikkat çeken Zandar, şunları kaydetti:
“Emek yoğun bir sektörüz ve yanımızda kalifiye olmayan eleman çalıştıramıyoruz. Kalifiye eleman çalıştırdığımız için de asgari ücret ile çalıştırmıyoruz. Personel giderlerimiz de oldukça yüksek. Bunun yanı sıra deri konfeksiyonunda 2019 yılında ortalama kilogram fiyatımız 102 dolarken maliyetlerimiz 40 dolardı. Dolasıyla normalde üretim yapan bir tesiste maliyetler yüzde 40 oranını geçmemesi lazım. Deri çok pahalı bir malzeme. Şu anda İşletme genel giderleri yüzde 62’ye kadar çıkan bir firmada, ihracat yapıp, fiyat tutturmak, para kazanmak, kirasını ödemek ve finansman maliyetlerini ödemesi mümkün değil. Eğer bu yıl kurdaki değişim enflasyon oranında olmazsa, ocak ayında bir yüzde 40-50 oranında zam ile karşılaşırsak, sektörlerin yüzde 62 oranındaki maliyetleri yüzde 70’lere kadar çıkacak ve çoğu işletmeler kapanacak. Avrupa’da, enflasyonist durumdan çıkıp fiyat artışlarını da tolere edecek bir pazar ortamı kalmayınca 2024’den sonra yaşayacağımız enflasyona bağlı ücret zamları sonunda, piyasadaki trendi yakalamamız mümkün değil. Biz sektörümüzü desteklemeye ve fuarlar düzenlemeye devam edeceğiz. Ancak dinamikler bizimle birlikte hareket etmezse bu kadar emeğe, insana ve firmaya yazık olacak. Bizim de derdimiz bu konuda bir kamuoyu oluşturmak.”
Deri ürünleri için organize sanayi bölgesi talebi
Türkiye’de ithalatın arttığını ancak bununla birlikte yüksek bir ek verginin de geldiğini aktaran Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu, “Uzak Doğu’da sanayici 10 liraya mal alıyorsa Türkiye’de 16 liralara kadar çıkıyor. Türkiye’deki işçilik maliyetlerinde ciddi artışlar var. Önceden en büyük rakibimiz Uzak Doğu’ydu ama bugün Avrupa oldu. Bir Portekiz’deki ayakkabı üreticisi benim ile fiyat açısından rakip olabiliyor. Biz Uzak Doğu’daki fiyatları zaten yıllardan beri tutturamıyoruz. Ancak biz Avrupa’daki üreticiden en azından yüzde 25-30 daha düşük fiyat verebiliyorduk. En büyük sıkıntımız işçilik giderleri. En büyük sıkıntımız buradaki sabit giderlerimizdeki artış. İşimizi ise deride inanılmaz hır fiyat düşüşü olmasından dolayı sürdürebiliyoruz. O fiyat avantajıyla şimdilik ihracat yapabiliyoruz. Bir şekilde ihracatçıya destek istiyoruz. Eğer emek yoğun sektörler ihracatına devam edecekse muhakkak destek yapılması gerekiyor. Ayrıca Ege ve İstanbul’da fiziki sorunlarımız da var. Küreselleşme olmadan yan sanayiler gelişemiyor ve ileriye gidemiyor. Hem İstanbul hem de İzmir için Deri Ürünleri Organize Sanayi Bölgesine ihtiyacımız var” cümlelerini aktardı.
Yorum Yazın