Yıllarca tarım firmalarında idarecilik yapan Yılmaz Keleş, kariyerini bırakarak çilek yetiştiriciliğine başladı. Diktiği çilekleri özenerek yetiştiren Keleş, çilek almak isteyenlere ise hasadını yaptırıyor. Vatandaşlar, bahçeden hem çileklerin tadına bakıyor hem kendi topladıkları çilekleri satın alıyor.
Tarımsal ürünleri firmalarında yöneticilik yapan Yılmaz Keleş, yoğun iş temposundan kurtulmak için Düzce’deki evinin yanından tarım yapmaya karar verdi. Çalıştığı firmadan ayrılan Keleş, uzun arayışlar sonrasında ise çilek yetiştirmeye karar verdi. Düzce’de yetişebilecek çilek türlerini de araştıran Keleş, bir büyük cins ve iki orta çilek yetiştirmeye karar verdi ve adım attı. Keleş, yetiştirdiği çilekleri, vatandaşların toplamasına imkan sağlayan sistemi hayata geçirdi. Böylece çilek almaya gelenler tarlaya girerek çileklerini kendi topluyorlar.
“İnsanlar toprakla haşır neşir olsun istedim”
Yılmaz Keleş, çilek yetiştiriciliğine başlaması ile ilgili “Dünyanın en büyük tarım firmalarında idarecilik yaptım. Daha sonra Düzce’de tarım alanında yatırım yapmaya karar verdim. Tarım alanının ise çilek olmasına karar verdim ve 4 yıldır bu alanda AR-GE çalışması yapıyorum. Toprak yapısı, su yapısı gibi. Bunların çileğe etkileri üzerine uzun uzun araştırma yaptım. Bulduğum sonuçlarla Düzce’ye en uygun çilek fidelerini araştırdım ve bu çilekleri getirdik. 3 cins çilek fidesi diktim. Bunlardan bir tanesi iri cins diğer ikisi ise orta segmentte. Amacımız ise vatandaşlar buraya gelsin burada çileği toplasın, tatsın, biraz çamur olsunlar biraz toz toprakla haşır neşir olsunlar, burada güzel bir ortam oluşsun istedik. Buraya gelenler kendi çilek hasatlarını kendileri yapıyorlar. Zaten projemizin amacı buydu. İnsanlarda çok rağbet gösterdiler. Dikiminden sulamasına her şeyini ben yapıyorum” dedi.
“Bana deli misin dediler”
Çilek almak isteyenlerin kendi hasadını yapma fikrini anlattığı çevresindeki arkadaşlarının kendisine ‘deli misin’ dediklerini söyleyerek Keleş, “Ben bunu yapacağım ve insanlar benden daha fazla sahiplenecek burayı dedim. Aynen de öyle oldu. Buraya gelenler burasını sahiplendiler ve çilekleri toplarken bile çok dikkat ediyorlar. Çilek fidelerine zarar gelmesin, zayi olmasın diye aşırı özen gösteriyorlar” şeklinde konuştu.
“Düzce çileği olarak biliniyor”
Türkiye’ye ilk defa gelen çilek türünü denediğini ve başarılı olunca Düzce çileği olarak bilinmeye başladığını dile getiren Yılmaz Keleş; “Bu çilek fidelerinden bir tanesi Türkiye’ye yeni geldi. İlk defa bin ektim. Sonrasına bu çileği görüp ülke genelinde yapmak isteyen çok fazla üretici çıktı. Bu çileği ekmek isteyenlere firma beni örnek gösteriyor. Bu çileği adı da Düzce çileği olarak kaldı” diye konuştu.
Yorum Yazın