Boşanan çiftlerin çocuğunu paylaşamaması birçok soruna sebep olurken, velayetini alan tarafın yurt dışına taşınması bazı izinleri beraberinde getiriyor. Avukat Buket Nurşah Tekışık, müşterek çocuğun kaçırılmadığını ortaya koymak için muvafakatname veya mahkeme kararı şartının arandığını söyledi.
Boşanan çiftlerin en büyük sorunlarından olan velayet davası, anne ve baba arasında sıkıntılara sebep olabiliyor. Velayetin verildiği tarafın yurt dışına taşınması durumunda Yargıtay, velayet sahibi olmayan ebeveynin çocuk üzerindeki hakları zarar görmemesini şart koyuyor. Müşterek çocuğun yurt dışına kaçırılmadığını ispatlamak için muvafakatname veya mahkeme kararı şartı aranıyor.
"Müşterek çocuğun yurtdışına çıkarılması için babanın iznin gerekli olup olmayacağı ne amaçla yurtdışına çıkarılacağına göre inceleniyor"
Müşterek çocuğun yurt dışına çıkarılması durumunda ailelere uyarılarda bulunan Avukat Buket Nurşah Tekışık, Yargıtay’ın kararına göre, müşterek çocuğun yurtdışına çıkış iznine ilişkin hukuki düzenlemeler hüküm altına alınmıştır. Velayetin annede bulunması halinde, müşterek çocuğun yurtdışına çıkarılması için babanın iznin gerekli olup olmayacağı ne amaçla yurtdışına çıkarılacağına göre inceleniyor. Somut olaya göre izlenmesi gereken yol şekillenmektedir. Şöyle ki annenin, çocuğu seyahat amacıyla yurtdışına çıkarmasında babadan izin alınmasına gerek yoktur. Ancak bazı ülkelerde vize alma esnasında diğer ebeveynden de izin belgesi istenmektedir. Aslında seyahat amacıyla yurtdışına çıkışlarda daha çok gidilecek olan ülkenin tutumuna göre hareket edilmelidir" ifadelerini kullandı.
"Velayet sahibi olmayan ebeveynin çocuk üzerindeki hakları zarar görmemelidir"
Bazı ülkelerde vize alma esnasında velayet hakkı olmasa dahi diğer ebeveynden çıkış izin belgesi alınması şartı koyulduğunu hatırlatan
Avukat Tekışık, "Diğer bir hal ise velayeti alan tarafın müşterek çocuk ile yerleşmek üzere yurtdışına çıkması durumudur. Bu durumda da yine aynı şekilde eşin rızası olmadan yurtdışına yerleşebilir. Ancak burada göz önünde bulundurulması gereken bir husus mevcuttur. Velayet sahibi olmayan ebeveynin çocuk üzerindeki hakları zarar görmemelidir. Kanun koyucu, bu hususu Türk Medeni Kanunu madde 183’de, ’Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır’ şeklinde madde düzenlenmiştir" diye konuştu.
"Velayete sahip olmayan ebeveynin haklarının zarar görmesi halinde yurt dışı çıkış yasağı kararı uygulanabilir"
Velayete ilişkin şartlarda değişiklik olması halinde velayetin yeniden değerlendirilmesi talep edilmesi gerektiğini söyleyen Tekışık, "Velayete sahip tarafın müşterek çocuk ile birlikte yurtdışına yerleşmesi söz konusu talep için başlı başına yeterli sebeptir. Çocuğun 10 yaşından küçük olması halinde velayeti kendisinde olmayan taraf, çocuğun iadesini talep edebilir. Bu durumda mahkeme, velayete sahip olmayan ebeveyni göz önüne alarak çocuğun iadesine karar verecektir. Velayete sahip olmayan ebeveynin haklarının zarar görmesi halinde yurt dışı çıkış yasağı kararı uygulanabilir. Bu kararın mahkeme tarafından verilmesi gerekmektedir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, süresiz olarak yasaklanmasını Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulmuştur" şeklinde konuştu.
"Müşterek çocuğun kaçırılmadığını ortaya koymak için muvafakatname şart"
Konuşmasını sürdüren Avukat Tekışık, "Müşterek çocuğun yurtdışına çıkabilmesi için gerekli muvafakatname, veli tarafından noterde düzenlenen 18 yaş altı çocuğun yurtdışına çıkış izni belgesidir. Ebeveynlerin evli olması halinde her iki eşin de noterde hazır şekilde bulunması gerekir, eşlerin boşanmış olması halinde velayet hakkına sahip tarafın muvafakat vermesi yeterli olacaktır. Ancak bazı durumlardan ebeveynlerden her ikisinin de izni gerekir. Bu belge ile Emniyet Müdürlüğü veya notere başvurabilmesi için belgenin son 6 ay içinde düzenlenmiş olması gerekmektedir. Muvafakatnamenin geçerlilik süresi ise belgenin üzerinde geçerlilik süresi belirtildiyse o süre kadar, belirtilmediyse düzenlenmiş muvafakatname iptal edilinceye kadar geçerlidir. Her halükarda müşterek çocuğun kaçırılmadığını ortaya koymak için velayet hakkı kendisinde olmayan tarafın muvafakatini almak veya mahkemeden bu konuda bir karar vermesini talep etmek iki ebeveyn için de daha sağlıklı olacaktır" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın