Göğüs Cerrahı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, bölgesel aşırı terlemenin özgüven problemlerine ve karşı cinsle iletişime geçememe, toplumdan soyutlanma gibi sorunlara hatta kaygı bozukluğu ve depresyona yol açabildiğini ifade etti. İlkokul çağında kalem tutamamayla başlayan terleme sorununun ameliyat yöntemiyle tedavisinde çok büyük başarı sağlandığını söyledi.
Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu vücudumuzun iç ortamını dengelemek ya da dış ortamdaki değişikliklere cevap vermek için terleme işlevi bulunduğunu belirterek insan vücudunda cildin hemen altında yerleşmiş durumda ortalama 3-4 milyon ter bezi bulunduğunu anlattı. Normalde sıcak hava, egzersiz, aşırı baharatlı yiyecekler, heyecan, korku gibi duygusal değişikliklerin terlemeye yol açtığını; hastayken, özellikle ateşli hastalıklarda, terlemenin normal bir durum olduğundan bahseden Prof. Dr. Fındıkçıoğlu şeker ve tiroid bezi hastalıkları gibi metabolizmayı etkileyen hastalıklarda da aşırı terleme görüldüğünü dile getirdi.
Diğer bir terleme tipinin de hiçbir sebep yokken sadece el, ayak ve koltuk altında gelişen aşırı terleme olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fındıkçıoğlu “Buna bölgesel aşırı terleme (primer hiperhidroz) diyoruz. Bölgesel aşırı terlemesi olan kişiler çevre ve vücut şartlarında değişiklik olmasa bile özellikle ellerinden damlayacak kadar aşırı terlemeden şikayetçidir. Bu durum bilinen bir hastalığa bağlı olmamakla birlikte sempatik sinir sisteminden ter bezlerine aşırı uyarı gelmesinden kaynaklanmaktadır” diye konuştu.
“İlkokulda ortaya çıkıyor, çocuklar kalem tutamıyor”
Bu tip terlemelerin sıklıkla erken yaşlarda ortaya çıktığını, örneğin ilkokul çağlarında yazı yazmaya başlayan çocukların elde aşırı terlemeye bağlı kalem tutmakta güçlük çektiklerini; sürekli olarak ellerini kıyafetine veya mendile silme, defter ve kitapların aşırı tere bağlı yıpranması ve yırtılması, derslerde ve sınavlarda başarının düşmesi ve arkadaşlık ilişkilerinde çekingen davranma gibi davranışlarda bulunduğunu vurguladı. Prof. Dr. Fındıkçıoğlu bölgesel aşırı terlemenin erişkin hastalarda ise “içine kapanma, karşı cinsle iletişime geçememe, toplumdan soyutlanma gibi sosyal fobilere, mesleki başarısızlıklara ve sonuçta kaygı bozukluğu, depresyon” gibi ruhsal sıkıntılara zemin hazırlayabileceğini ifade etti.
“Koltuk altı terlemesinde botoks tedavisi uygulanabilir”
Bölgesel aşırı terleme şikayeti olan kişilerin terlemeye yol açan başka hastalıkların olup olmadığının araştırıldığını ve eşlik eden bir hastalığı tespit edilemezse “primer hiperhidrozis” tanısı konulabildiğini belirten Prof. Dr. Fındıkçıoğlu “Tedavi öncesi kişinin yaşam ve beslenme alışkanlıkları gözden geçirilmelidir. Aşırı tuz, baharat, alkol tüketimi gibi faktörler ayrıca, aşırı kilo (obezite) ve hareketsizlik de dikkate alınmalıdır. Terlemeyi azaltmak için uygulanan tedaviler krem ve deodorantlar, iyontoforez, botoks ve ETS (cerrahi) olarak sıralanabilir.
İyontoforez yöntemi el ve ayaklara bir sıvı içerisinde düşük amperli elektrik akımı uygulanması ile terlemeyi geçici olarak azaltır. Botoks tedavisi ise koltuk altı bölgesine botulismus toksini uygulanarak 6 ay süreli el ve koltuk altı terlemesini azaltır. Ancak cerrahi dışı tedavileri geçici bir süre fayda sağlar, etkin olması için tekrarlanmaları gerekir” diye konuştu.
“girişimsel işlemler ya da ameliyatla aşırı terlemeye müdahale edilebiliyor”
Bölgesel aşırı terlemenin cerrahi tedavisinin (ETS-Endoskopik Torasik Sempatektomi) el ve koltuk altı bölgesine giden sempatik sinir ganglionlarının bloke edilmesi ile yapıldığı bilgisini veren Prof. Dr. Fındıkçıoğlu “Bunun için koltuk altından 1-2 cm lik bir kesiden kapalı sistemler ile (VATS) göğüs boşluğuna girilerek T3-T4 seviyesindeki sempatik sinirler kesilerek (koter ile yakılabilir ya da klips ile kapatılabilir) sempatik sistemden gelen ileti bloke edilir. Böylece ter bezleri uyarılmayacağı için terleme olmaz” dedi. İşlemden hemen sonra el ve koltuk atındaki terlemenin kesileceğini, ayaklardaki terlemenin ise azalacağını dile getirdi.
Genellikle 1-2 gün süren göğüs ve sırt ağrısı dışında ciddi bir problem yaşanmadığına işaret eden Prof. Dr. Fındıkçıoğlu “En önemli yan etki bir süre sonra vücudun farklı bölgelerinde aşırı terlemeler gelişmesidir. Özellikle gövde, sırt, karın, kasık ve diz arkası bölgelerinde refleks terlemeler gelişebilir. Bu terlemeler genellikle geçici ve tolere edilebilir düzeydedir. Bir diğer yan etki ellerde aşırı kuruma ve deride çatlaklar olmasıdır. Bu durum nemlendirici kremler ile çözülebilir. Çok nadiren kalp hızında değişiklikler görülebilir” dedi. ETS ameliyatının yüzde 95 üzerinde başarı ile uygulandığını ve hastaların ameliyat sonrası aynı gün içinde ya da 1 gün sonrasında taburcu olabildiğini belirtti.
Yorum Yazın