Basen, karın ve bacak gibi bölgesel bölgelerde oluşan ve yakılamayan yağlar, cerrahi işleme gerek duymaksızın radyofrekans yöntemi ile parçalanabiliyor.
Uzmanlar, düzenli spor ve diyet yapılmasına rağmen verilemeyen kiloların hem sağlık hem de estetik görünüm açısından birçok insan için sorun teşkil ettiğine dikkat çekiyor. Sağlık teknolojisinde yapılan gelişmeler sayesinde ise sıkı ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyenler için radyofrekans tedavisi ön plana çıkıyor. Ankara Koru Hastanesinde uygulanan radyofrekans yöntemi ile karın bölgesi, basen ve bacak bölgesinde oluşan yağlanmalar 45’er dakikalık toplam 8 seans ile parçalanıyor.
Diyetisyen Sultan Gündoğdu Çolak, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, radyofrekans yöntemi sayesinde yağ hücrelerinin ve hacminin küçüldüğünü ifade ederek, “Bu sayede cilt dokusunun sıkılaşmasına neden oluyor. Bunun dışında subkutan (derialtı) incelmesine ve kırışıklık azalmasına da etki ediyor. Radyofrekans yöntemiyle yapılan çalışmalarda elektro mikroskobu ile incelediklerinde dokuda genelde kolajen üretimin arttığını ve kolajende değişiklik yapıldığını gösteriyor” dedi.
Uygulanan radyofrekans yönteminin düzenli beslenme ve spor ile mutlaka desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Çolak, “Sadece bölgesel inceleme yaptırıyorum ve beslenmeme dikkat etmeyeceğim anlamına gelmiyor. Yine sağlıklı beslenme adı altında beslenmemize dikkat ediyoruz. Spor yaparsak daha uzun vadede ve daha kalıcı sonuçlar alabiliriz. Bu kişiye göre değişir. Çok yoğun iş temposundayım, spor yapamıyorum diyorsa kendi bileceği iş ama diyet kesinlikle önemli. Daha kalıcı incelme bekliyorsak haftada 2 kere, 45 dakikalık seanslarla bir aylık süreyle uygulamaktayız” diye konuştu.
Diyetisyen Çolak, radyofrekans yönteminin kronik rahatsızlıkları olanlara, kalp pili taşıyanlara, hamilelere ve 18 yaş altı ila 70 yaş üstü vatandaşlara uygulanmadığını sözlerine ekledi.
Diyetisyen Sena Aslan ise Elektriksel Kas Uyarımı (EMS) cihazı ile kas kasılmasını sağladıklarını dile getirerek, “Genelde bize başvuran danışanlarımızda ise spor yapabilme motivasyonu olmayanlar ya da spor yapmaya vakti olmaya bireylerde uyguluyoruz. Cihaz basen, kalça, göbek, iç, dış ve arka bacak şeklinde çeşitli bölgelerde uygulanabiliyor. Cihaz kasları aktif hale getiriyor, kan akışını hızlandırıyor, metabolizmayı çalıştırıyor ve bu sayede de kilo verme sürecine katkı sağlıyor. Yaraların iyileşmesi ile kas güçlenmesini sağlıyor” şeklinde konuştu.
EMS cihazının ardından Lenf Drenajı sayesinde vücuttaki ödem ve toksik maddeleri vücuttan attıklarını kaydeden Aslan, “Bu cihazların tek başına yeterli olduğu söylenemez. Bir diyetisyen olarak sadece bu cihazlarla değil diyet, spor ve bu cihazlarla üçlü kombin olarak yaparsak hayatımızı çok daha verimli hale getiririz” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın