Toksin üretildiği zamanlarda özellikle patlamaların yaşandığı durumlarda deniz ürünlerinin tüketilmemesi konusunda uyarılarda bulunan Prof. Dr. Esin Süzer, “Körfezde kirliliğe sebep olan mikro alglerimizin toksin üreten türleri var. Toksinler midye, balık gibi denizel organizmaların bünyesine geçebiliyor. Biz bunları tükettiğimiz zaman bize de geçebiliyor. Patlamaların yaşandığı durumlarda deniz ürünlerinin tüketilmemesini tavsiye ederiz” dedi.
İzmir Körfezi’nde geçtiğimiz günlerde binlerce irili ufaklı balık kıyaya vurmuş, toplu balık ölümleri, vatandaşları tedirgin etmişti. Balık ölümleriyle beraber bölgede kötü koku etkin olurken, körfezin rengi yeşile dönmüştü. Yetkililerin bölgede yaşanan kirliliğe ilişkin incelemeleri sürerken 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Süzer de kirliliğe sebep olan mikro alglerin toksin üreten türlerinin bulunduğunu, toksinlerin midye ve balık gibi denizel organizmaların bünyesine geçebildiğini aktardı. Prof. Dr. Süzer, bu yüzden bir süre körfezden avlanan balık ve midyenin tüketilmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
“Deniz ürünleri tüketilirse toksinler insanlara da geçebilir”
Toksin geçen balık ve midyenin tüketildiği zaman bu toksinlerin insanlara da geçebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Süzer, şunları kaydetti:
“Bunların en büyük belirtilerinden bir tanesi mide bulantısıdır. Aşırı tüketimde hastaneye bile kaldırılabilirsiniz. O yüzden toksin üretildiği zamanlarda özellikle bahar ve sonbahar aylarına doğru patlamaların yaşandığı durumlarda deniz ürünlerinin tüketilmemesini tavsiye ederiz. İç körfezden avlanan balıkların tüketilmesini de tavsiye etmiyoruz. Çünkü iç körfez, endüstriyel ve evsel kirliliğin baskısı altında. Her ne kadar arıtma sistemi de olsa bu tür kirlilik söz konusu. Balıklarda ve midyelerde bu kirliliklerin birikimleri de bulunuyor. Kirlilik, organizmada biriktikçe bu sefer tüketen insanlara da geçer. Ağır metaller, pestisitler, tarım ilaçları ve patojen bakteriler bile insana geçebiliyor.”
Bu sürecin hava sıcaklığının fazla olmasından dolayı biraz uzun süreceğini söyleyen Süzer, körfezde oksijen azlığının olduğunu ve buna bağlı olarak da balık ölümlerinin yaşandığını belirtti. Sözlerini sürdüren Süzer, ayrıca fitoplankton patlaması da yaşandığını, normal sürece girilebilmesi için hava sıcaklığının düşmesi gerektiğini aktardı. Süzer, besin elementlerinin de iyi bir arıtmadan sonra düşmesi gerektiğini ve bu sürecin izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Koca Piri Reis gemisi körfezde araştırmalarını sürdürüyor
Koca Piri Reis gemisiyle birlikte enstitü olarak bir araştırmaya başladıklarını aktaran Prof. Dr. Süzer, fiziksel, kimyasal ve biyolojik araştırmalara geçtiklerini vurguladı. Ellerinde daha önce yaptıkları çalışmaların da bulunduğunun altını çizen Süzer, bu çalışmalarla beraber karşılaştırma yaparak sonuçları değerlendireceklerini ve en kısa sürede bu sonuçların ortaya çıkmasını umduklarını söyledi.
“Balık ölümlerinde yangın etkili olabilir”
İzmir Körfezi’nin yangın gibi bir tramvayı yaşadığını belirten Prof. Dr. Süzer, yangının hemen arkasından balık ölümlerinin de yaşandığını ve akıllara balık ölümlerinde yangının etkisinin olup olmadığı sorularının geldiğini belirtti. Sözlerine devam eden Süzer, şu ifadelere yer verdi:
“Yapılan araştırmalara baktım. Etkili olabilir, olmayabilir ya da etkileri az olabilir gibi sonuçları da gördüm. Biz şu anda kesin bir sonuç söyleyemeyiz. Yaptığımız araştırmalara göre değerlendirme yapacağız. Çünkü körfezde zaten bir kirliliğimiz vardı”
Yorum Yazın