Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, "Ana konteyner limanı için Mersin’den daha uygun bir yer düşünülemez" dedi.
Başkan Seçer, Mersin’de yapılması planlanan ve kent tarafından yıllardır beklenen Ana Konteyner Limanı’nın Adana’da yapılmaya karar verilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Seçer, 10. Kalkınma Planı’nda Mersin’de bir ana konteyner limanının planlandığının belirtildiğini, ancak 11. Kalkınma Planı yazılırken Mersin ibaresinin kalktığını ve 12. Kalkınma Planı’nda da ‘Doğu Akdeniz Ana Konteyner Limanı’ şekline dönüştüğünü ve bunun da akıllarda soru işaretleri oluşturduğunu ifade etti. Konuyla ilgili endişelerini dile getirdiklerini vurgulayan Seçer, "Sadece ben değil şehrin diğer aktörleri bunu sürekli dile getiriyordu” diye konuştu.
"Mersin’in Mersin olmasına neden olan temel konu limandır"
Mersin’in hak ettiği yatırımın Mersin’e yapılmasını arzu ettiklerini dile getiren Seçer, "Mersinli olarak bunu istememiz doğaldır ama diğer bir tarafı, bir de gerçeklik var; o da Mersin’in bir liman kenti hüviyetinde olmasıdır. Kullanılan rotalar Türkiye’nin güneyindeki en uygun nokta. O rotalara en yakın ve en uygun liman kenti Mersin’dir. Burada 200 yıllık bir deniz ticareti tarihi var. Mersin’in Mersin olmasına neden olan temel konu limandır. Mersin çok sektörlü bir kent. Bunların tam da ortasına, göbeğine Mersin Limanı’nı koyabilirsiniz. Bu kadar altyapısı, tarihsel birikimi olan bir şehirde ana konteyner limanı planlanmasından doğal hiçbir şey olamaz" dedi.
"Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’na alınmıştı"
Ana Konteyner Limanı ile ilgili çalışmalar başladığında, devletin ilgili kurumları tarafından hazırlanan fizibilite raporlarında Mersin’le ilgili birçok kriterin raporlarda yer aldığını hatırlatan Seçer, “Bu raporlardan sonuç almak için belli faktörlerin bir arada olması ve olumlu olması lazım. Ve olumlu bir sonuç çıktığı için burada süreç devam ettirildi, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’na alınmıştı. 2024 Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’nda ‘Mersin’de Ana Konteyner Limanı’ ibaresi vardı" diye konuştu.
“Mersin Doğu Akdeniz’in en önemli kentidir"
Mersin’in Doğu Akdeniz’in en önemli kenti olduğunun altını çizen Seçer, şöyle devam etti: "Ana konteyner limanı için Mersin’den daha uygun bir yer düşünülemez. Buradan dünyaya açılan kapısınız. Ana Konteyner Limanı demek; Ortadoğu’dan Kafkasya’ya kadar bütün bir bölgenin yükünün varış noktası, buradan dünyaya dağıtım noktası ya da dünyadan gelen yüklerin diğer noktalara ulaşmasını sağlayan deniz ticaretinde bir merkez üssü demek. Ana Konteyner Limanı Mersin’e böyle bir hüviyet kazandıracaktı. Yapılan son açıklamaların, yıllardır süren endişelerin boşa olmadığını gösterdi. Kalkınma Planı’nda Mersin isminin yerine ‘Doğu Akdeniz’de bir ana konteyner limanı yapımı’ denmesinin temel sebebinin de ortaya çıktı."
“Mersin’in umutla beklediği yatırımın başka bir kente yapılmasına karşıyız”
Adana’ya ve diğer bölgelere yatırım yapılmasına asla karşı olmadıklarının altını çizen Seçer, "Mersin’in umutla beklediği yatırımın başka bir kente yapılmasına karşıyız. Yıllardır bu konuda kamuoyunun hazırlandığı, beklediği, umut ettiği önemli bir yatırımın altyapısı uygun olan kentten vazgeçilip başka bir tarafa yapılacak olmasına karşıyız" dedi. Bu konuda yetkililerinden bir açıklama beklediklerini belirten Seçer, "Daha önce Kalkınma Planı’ndan Mersin ibaresinin kaldırılmasının nedenini sorduğumuzda endişeye mahal olmadığını söyleyen iktidar partisinin o dönemki milletvekilleriydi. Konteyner limanın Mersin’de yapılacağı söylenmişti ama görüyoruz ki farklı gelişmeler oluyor" şeklinde konuştu.
"Akla, tekniğe ve bilime aykırı bir durum"
Ana Konteyner Limanı’nın Adana’ya yapılacak olmasının Mersin ile ilgili yatırım ihtimalini de ortadan kaldırdığına dikkat çeken Seçer, "100 kilometre arayla 2 ana konteyner liman olması mümkün mü? Bu akla, tekniğe ve bilime aykırı bir durum. Ben kentin belediye başkanıyım. Mersin’in hukukunu koruma zorunluluğum var. Bu sadece benim değil, milletvekillerinin de STK’ların da görevi. Deniz Ticaret Odası başta olmak üzere Ticaret ve Sanayi Odası, diğer bütün odalar, sivil toplum örgütleri bu konuda Mersin’in hakkını aramakla görevlidirler, bu bir zorunluluktur" dedi.
Yorum Yazın