Marmara Depremi’nin 25. yıl dönümünde, Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) iş birliğinde düzenlenen ‘17 Ağustos’un Çeyrek Asır Ardından’ etkinliğinde depreme hazırlık, yerel yönetimlerin rolleri, afete müdahale ve iyileşme süreçleri masaya yatırıldı. İstanbul’daki etkinliğin açılış konuşmasını yapan Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Geçmişin acı dolu tecrübeleri bize, plansızlığın ve ihmalin bedelinin ne denli ağır olabileceğini gösterdi” diyerek, Marmara Bölgesi’nin koordineli bir biçimde ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
Marmara Depremi’nin 25. yıl dönümünde, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ve Marmara Belediyeler Birliği’nin, (MBB) İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı ve KİPTAŞ katkılarıyla düzenlediği "17 Ağustos’un Çeyrek Asır Ardından" etkinliğinde Marmara Bölgesi’nin deprem hazırlık çalışmaları, dayanışma ve iyileşme pratikleri ele alındı. Etkinliğe Başkan Mustafa Bozbey’in yanı sıra Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Marmara Bölgesi’nde bulunan il ve ilçelerin belediye başkanları, akademisyenler, milletvekilleri ve siyasi partilerin yerel yönetimlerden sorumlu yöneticileri katıldı.
“Şehirlerimizi daha da dayanıklı kılmalıyız”
İPA Kampüs’ün ev sahipliği yaptığı etkinliğin açılış konuşmasına 17 Ağustos ve 6 Şubat depremleri başta olmak üzere yaşanan afetlerde hayatını kaybedenleri anarak başlayan MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Bu tür felaketlerin etkilerini azaltmak ve gelecekte benzer acıları yaşamamak için gereken önlemleri almak zorundayız. Şehirlerimizi daha da dayanıklı kılmalıyız. Dayanıklılık, yani afetlere ve krizlere dayanıklı olmak sadece felaketlerin yaralarını sarmak anlamına gelmiyor. Esasen gelecekte karşılaşabileceğimiz şoklara karşı hazırlıklı olmayı da gerektiriyor. Bu da ancak sistemlerimizi güçlendirerek, altyapımızı sağlamlaştırarak ve toplumumuzda hazırlıklı olma bilincini yaygınlaştırarak mümkün olur” ifadelerini kullandı.
“Depremle ilgili plan ve stratejiler İstanbul ile sınırlı kalmamalı”
Dayanıklılığı inşa etmenin proaktif bir yaklaşımla felaketler yaşanmadan önce harekete geçmeyi gerektirdiğini anlatan, plansızlığın ve ihmalin geçmişte ağır bedeller ödettiğini belirten Mustafa Bozbey, “İstanbul artık sadece bir şehir değil, aynı zamanda Bursa, Kocaeli, Tekirdağ gibi Marmara Bölgemizin diğer kentleriyle entegre bir megakent haline gelmiştir. Bu nedenle deprem riski ele alınırken Marmara Bölgesi’nin bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi kritik öneme sahiptir. Depremle ilgili plan ve stratejilerin yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmaması, bölgenin tamamını kapsayacak şekilde hazırlanması gerekmektedir” dedi.
Belediyeler arası koordinasyonun önemi
AFAD’ın bu süreçte belediyelerden önemli beklentileri olduğunu belirten MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yerelde yapılması gerekenlerin başında deprem risk yönetimi ile kentsel dönüşüm ve dayanıklılık planlarının hayata geçirilmesi olduğunu söyledi. Koordinasyonun altını çizen Başkan Bozbey, “Belediyelerimiz bu süreçte sadece kendi bölgelerinde değil, aynı zamanda komşu kentlerle de koordinasyon içinde olmalıdır. Depremden birlikte etkilenecek olan bu kentlerin, afet anında birbirine destek olacak şekilde planlarını hazırlaması ve uygulaması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda büyükşehirlerimizin afet işleri, deprem risk yönetimi, kentsel dönüşüm ve dayanıklılık birimleri kritik bir rol üstlenmektedir. Bu birimler deprem öncesinde riskleri belirlemek, yapı stoğunu güvenli hale getirmek ve deprem sonrası toparlanma sürecini yönetmekle yükümlüdür. Belediyelerimizin bu birimlerin faaliyetlerini desteklemesi ve kendi planlarını yaparken bu birimlerle koordinasyon içinde olması gerekmektedir” uyarılarını dile getirerek, özellikle İstanbul’un deprem anında ve sonrasında etkin bir yönetim sergilemesi için bu planların büyük öneme sahip olduğunu anlattı.
“İş birlikleri hayati öneme sahip”
Merkezi yönetimden sivil topluma kadar kentin tüm paydaşları ile birlikte hazırlanmanın ve toplumsal dayanışmayı en üst seviyede tutmanın önemine de değinen Başkan Mustafa Bozbey, “Yerel yönetimler kendi şehirleriyle ilgili sorumluluklarını yerine getirirken aynı zamanda merkezi yönetim, sivil toplum kuruluşları ve kentin diğer tüm paydaşlarıyla birlikte depreme hazırlanmalıdır. Bu bağlamda belediyelerimizin merkezi yönetimle, AFAD’la, akademik kurumlarla ve sivil toplumla iş birliği içinde çalışması, deprem riskine karşı daha güçlü bir hazırlık yapmamızı sağlayacaktır. Toplumsal dayanıklılığı arttırmak ve afet anında en hızlı şekilde müdahale edebilmek için bu tür iş birlikleri hayati öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.
Marmara Denizi çağrısı
Deprem başta olmak üzere Marmara Denizi’nin temiz, yaşanabilir ve üretken olmasının da belediyelerin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Mustafa Bozbey, “Bursa olarak bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm ilçe belediyelerimizle bir araya gelerek atık su yönetimi konusunda daha etkili ve çevre dostu bir yaklaşım benimsemeleri için yol haritamızı belirliyoruz. Biz Marmara Denizi’ni kaybetmek istemiyoruz. Marmara bizimdir, Marmara Denizi temiz olmalıdır. Marmara, Marmara’da yaşayanlarındır. Tüm belediyelerimizi ve başkanlarımızı da Marmara Denizi’ni korumada duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi
“Tek bir ışık var, o da bilim”
Marmara Belediyeler Birliği’nin dayanıklı ve hazırlıklı şehirler ve toplum olma yolunda çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceğini belirten ve MBB’nin çalışmalarına değinen Başkan Mustafa Bozbey’in ardından kürsüye gelen Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, “Çeyrek asır önce sarsılan bu coğrafyada bizlerin sorumluluğu devam ediyor ve çalışmaya devam edeceğiz. Bu konuda tek ışığımız var aslında. Bilim, teknik ve akıl. Başka bir ışığımız yok. Bilimi önünüze bir ışık ve doğrultu olarak koyduğunuzda inanın bu toplum en doğruları yapacaktır ve o doğrular can kaybı yaşamaktan bizleri kurtaracaktır. Burada oluşumuz sadece geçmişimizi değil, tam aksine geleceğimizi konuşmaya dairdir” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökçe, ‘Depremin 25 yıllık karnesi’ sunumunu katılımcılarla paylaşırken, bilim insanları da muhtemel Marmara depremini detaylı olarak masaya yatırdı. Etkinliğe katılanlar ayrıca “VR” gözlük ile deprem deneyimi de yaşadı.
Yorum Yazın