Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Adana’da Çukurova Biyoçeşitlilik Tanıtım Merkezi’nin açılışını yaptı. Bakan Yumaklı, "Dünyada çeşitli çevresel etmenlerin oluşturduğu baskı, bazı canlı türlerinin maalesef nesillerinin yok olmasına sebep oluyor. Bu yüzden biyoçeşitliliği korumak insanoğlunun ayrıca bir görevi” dedi.
Adana’nın Çukurova ilçesine bağlı Seyhan Baraj Gölü Yaban Hayatı Geliştirme sahası sınırları içerisinde Çobandede mevkiinde Çukurova Biyoçeşitlilik Tanıtım Merkezi faaliyete geçti. Yüzölçümü 13 bin 823 metre kare alan içerisinde yapılan merkezde 39 adet memeli, 41 adet kuş, 24 adet sürüngen, 24 adet amfibi, eklembacaklılar, 10 adet kelebek, 12 adet odunsu gövde, 25 adet bitki canlandırması olmak üzere toplam 175 türün tanıtımı yapılıyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Adana’da Çukurova Biyoçeşitlilik Tanıtım Merkezi’nin açılışı yaptı. Açılışta konuşan Bakan Yumaklı, "Ülkemizin zengin biyoçeşitliliğinin tanıtılması diğer bütün faaliyetlerde olduğu gibi son derece önemli. Çünkü bizler, bizlere miras olarak değil, gelecekten emanet olarak almış olduğumuz bu zenginliklerimizi gelecek nesillerimize aktarabilmek için bütün imkanları kullanmak durumundayız. Bu amaçla tesis ettiğimiz Çukurova Biyoçeşitlilik Tanıtım Merkezimizin açılışına hepiniz hoş geldiniz. Dünya Biyoçeşitlilik Günü’nün kutlanıldığı haftada böyle bir tesisin açılışını yapmak bu konuyu elbette daha anlamlı kılmakta. Dünyada üç bitki coğrafyasının kesiştiği bir konumda olan ülkemiz biyoçeşitlilik bakımından adeta bir küçük kıta özelliğini gösteriyor. Bilindiği gibi Avrupa kıtasında yaklaşık 15 bin bitki türü var. Buna karşılık ülkemizde dört bini endemik olmak üzere on iki bin bitki türü var. Yani ülkemiz, dört bini endemik olmak üzere on iki bin bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Dünya üzerindeki kuşların göç yollarından en önemli iki tanesi de yine ülkemiz topraklarından geçiyor. Ülkemiz ayrıca çok sayıda kültür bitkisinin de orijin merkezi” dedi.
Bakan Yumaklı, şunları kaydetti:
“Anadolu’nun; buğdayın, nohudun, mercimeğin, zeytinin, elmanın, kirazın hatta sayamadığımız diğer birçok bitki türünün ana vatanı olduğu bir gerçek. Yine bunun dışında keçisi gibi, Kafkas arısı gibi sadece Anadolu’ya özgü değerlerimiz de söz konusu. Ekosistemin bir parçası olan insanoğlu varlığını biyoçeşitliliğe borçlu. Dünyada çeşitli çevresel etmenlerin oluşturduğu baskı, bazı canlı türlerinin maalesef nesillerinin yok olmasına sebep oluyor. Bu yüzden biyoçeşitliliği korumak insanoğlunun ayrıca bir görevi. Bu konuda bütün dünyada çok yoğun bir şekilde biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik programlar uygulanıyor. Bizler de ülkemizin bu zengin çeşitliliğini gelecek nesillere aktarmak adına bu programları ve bugün açılışını yapacağımız bu tür tesisleri halkımızın, vatandaşımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın hizmetine sunuyoruz. Bakanlığımızın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Birleşmiş Milletle biyolojik çeşitlilik, altı uluslararası sözleşme ve kuruluşun ülkemiz adına odak noktası görevini yerine getiriyor. Yani sadece basit birkaç fonksiyondan ibaret değil. Aynı zamanda ülkemizin uluslararası yükümlülüklerini de bu genel müdürlüğümüz yerine getiriyor. Kamuoyunun yakından takip ettiği caretta carettaların korunmasına dönük çalışmaları da buna örnek olarak göstermek istiyorum. Biyoçeşitliliğin sürdürülebilir olması bir başka konu. Bu minvalde 2002 yılında, yüzde 63 olan alan sayısı bugün itibariyle 662 yükseltilmiş durumda. Yani bu alanda da gerçekten sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere çok büyük bir desteği var. Bu desteği de arkamıza alarak ülkemizin biyoçeşitlilik zenginliğini korumak adına çalışıyoruz.”
Yorum Yazın