Bundan 14 yıl önce kolon kanseri tanısı alan, süreci defalarca ameliyat, defalarca kemoterapi ile geçiren, hastalığın nüks etmesinin ardından vücudunun her yerinde metastaz tespit edilen iki çocuk babası Engin İnce’nin (40) yüzü yeni gelişmekte olan kanser tedavi yöntemlerinden immünoterapi ve akıllı ilaç tedavisiyle güldü. Bu tedaviden tam yanıt aldıklarını belirten Prof. Dr. Bülent Karabulut, “Hastamız bu tedavilere uygun bir hastaydı. Elbette her hasta bu tedavilere uygun olmayabilir. Uygun olmayan hastaların da tedavi şansları olduğunu akıldan çıkarmamalı. Standart tedavi yöntemleriyle başarılı olduğumuz birçok hasta var. Umut her zaman vardır, bu unutulmamalı” dedi.
Aydın’ın Söke ilçesinde oturan, Büyükşehir Belediyesinde şoför olarak çalışan Engin İnce, 2010 Ekim’de şiddetli karın ağrısıyla iş için geldiği İzmir’de Alsancak Devlet Hastanesi acil servisine başvurdu. Ağrısının apandisitten kaynaklandığı anlaşılan İnce ameliyata alındı. Ameliyat sırasında bağırsaklarında görülen şişlik yüzünden taburcu olduktan sonra üniversite hastanesine yönlendirildi. Ege Üniversitesi Hastanesi’ne başvuran İnce’ye yapılan tetkikler sonrasında kolon kanseri tanısı koyuldu. Apandisit ameliyatı sayesinde sinsi ilerleyen hastalığı ortaya çıkan İnce ameliyat edildi, tümör alındı, ardından Onkoloji Kliniği’nde Prof. Dr. Bülent Karabulut tarafından kemoterapi başlandı. 6 kür kemoterapi alan İnce kontrollerini sürdürdü, tedaviden yaklaşık 10 yıl sonra 2020’ye kadar sorunsuz yaşadı. Ancak 2020 Temmuz’da tekrar karın ağrısı şikayetleri başlayan İnce, yeniden başa döndü çünkü hastalığının nüks ettiği orta çıkmıştı. Süreç önce ameliyat sonra yeniden kemoterapiyle sürerken, 4. kürde hastalığın vücudunun pek çok yerine metastaz yaptığı görüldü. Ameliyata alınmasına karşın müdahale edilemeyen İnce için kabus, acı dolu günler başladı. Yürüyemez hale gelen, kilo veren, yapılacak bir şey kalmadığı ifade edilen İnce, Acıbadem Kent Hastanesi Onkoloji Merkezi’nde Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Karabulut’a başvurdu. Babasını, kuzenini aynı kanserden kaybeden, halası, dedesi, amcasında kanser öyküsü olan İnce’nin tedavisi Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’nde başlarken eş zamanlı genetik testler yapıldı. Bu testlerin sonucuna göre İnce’ye immünoterapi ve akıllı ilaç tedavisi başlandı. Prof. Dr. Karabulut, Engin İnce’nin bu tedaviler için “çok uygun” hasta olduğunu ve bu sayede tedaviden başarılı sonuç aldıklarını söyledi. Prof. Dr. Karabulut hastası hakkında şu bilgileri verdi: “Engin İnce EÜ’de çalışırken gelmişti, barsak kanseri nedeniyle ameliyat olmuştu. Kemoterapi tedavisinden sonra takip edilen bir hastaydı. Ben hastaneden ayrıldıktan sonra Engin’in bağırsağının başka bir bölümünde ikinci bir nüksü çıkmış. Bu ikinci nüks kolon kanserlerinde beklenir. Normal birine göre barsak kanseri geçmişi olan bir kişinin yeniden bir başka odakta barsak kanserine yakalanma ihtimali vardır. Hastalığın nüks etmesi üzerine yeniden cerrahi ve ilaç tedavi sürecine giriliyor. Ancak kemoterapilere cevap vermediği gibi hastalık çok hızlı bir şekilde seyrediyor. Hatta Engin İnce bize geldiğinde bu kalın bağırsaktaki tümörü dışında karın zarında, yaygın bir şekilde kemiklerinde, karın ve akciğer bölgesinde lenf bölgesinde, karaciğer ve akciğerinde metastazları vardı. Yani oldukça yaygın kanser öyküsü durumundaydı. Genel durumu çök kötüydü, sedyedeydi, çok kilo vermişti, kısa sürede kemoterapilerin de cevap vermemesi ve hastalığın çok hızlı ilerlemesi nedeniyle çok güçsüz, çok düşkün, hatta bir ameliyat daha uygulanmıştı bize geldiğinde, daha henüz karındaki dikiş materyalleri duruyordu. Bu vaziyette biz hastayı devraldık.”
İmmünoterapiye çok uygun hastaydı
Prof. Dr. Karabulut, yaptıkları testler sonucunda İnce’nin immünoterapiye çok uygun bir hasta olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Hastalığın çok agresif, çok saldırgan olması yüzünden immünoterapiye ek olarak akıllı ilaçla tedaviye başladıklarını belirten Prof. Dr. Karabulut, “Bu tedaviye Ekim 2021’de başladık. Çok değil üç ay sonraki değerlendirmemizde bu saydığım tüm metastaz alanlarında belirgin bir tümör cevabı elde ettik, neredeyse tama yakın. Altıncı ayda radyolojik tetkikleri temiz çıktığı gibi CA değerleri dediğimiz kanserin kanda gösterilen çok yüksek değerleri de tamamen normalize olmuştu. Şimdi neredeyse üç yılı bitirmek üzereyiz Engin tam yanıtla devam ediyor tedavisine. Vücudunda herhangi bir kanser bulgusu yok. Kandaki CA değerleri son derece normal, fiziksel olarak eski kilosuna döndü. Hatta şimdi zayıflaması için uğraşıyoruz. Çalışıyor, günlük hayatını oldukça normal bir şekilde yaşıyor. Bu hastalarda cevap elde edildikten sonra uzun süreli remisyon (tedaviyle hastalığın kontrol altına alınması) ya da tam şifa olasılığı yükseliyor. Özellikle tedavi sonrası üçüncü yılı geçen hastalarda bu oran çok yüksek. Bir doktor olarak biz de bu durumun devam etmesini diliyoruz ve kontrollerimize devam ediyoruz” dedi.
Bu testlere uygun olmayan hastaların da başka alternatifleri var
Hastaların hangi tedaviye uygun olduğunu, immünoterapi, akıllı ilaç gibi yeni tedavi araçlarının hangi hastaya iyi geleceğini, tümör için en uygun tedaviyi bulabilmek için çeşitli testler yaptıklarını belirten Prof. Dr. Karabulut, “Bu uygunluk testleri sonucunda bazı hastalara bu tedaviler uygulanabiliyor, bazılarına ise uygulanamıyor. Bu testler sonucu uygun çıkmayan hastalar hayal kırıklığı yaşıyor. Bu testin sonucu ‘klasik model tedavilerle başarılı olma şansımız yok’ demek değildir. Bizim klasik tedavi yöntemleriyle, kemoterapilerle başarılı olduğumuz birçok hasta var. Bu testlere uygun olmayan hastaların da birçok şansı, alternatifi var. En uygun hastayı bulmak, en modern ilaçlara ulaştırmak için yapılması gerekenler var; bu tür testlerin daha ucuz temin edilebilir hale getirilmesi, geri ödeme kapsamına alınması, hastaların bu testleri hekimlerinden talep ediyor olması, hekimlerin de bunları cesurca uygulaması bence daha başarılı olmamızın yolu. Umut her zaman vardır, bu unutulmamalı.” dedi.
Öte yandan özellikle hastalığının nüks etmesinden sonra kelimelerle anlatılamayacak kadar zor günler geçirdiğini belirten Engin İnce, “Vücudumda kanser kontrollerimde iyi sonuç alana kadar geçirdiğim günleri, geceleri, yaşadıklarımı, yaşattıklarımı, hissettiklerimi anlatacak kelime yok. İlk kanser tedavisi olduğum 2010 yılından beri bağımı hiç koparmadığım, her sağlık sorunumda başvurduğum Bülent hocama sonsuz teşekkür ediyorum. Ve benim gibi umutsuzluğa kapılan hastalara, hayattan ve tedavilerden umudunuzu kesmeyin, umut her zaman var, örneği de benim, diyorum.” diye konuştu.
Yorum Yazın