Kalp sağlığını korumada beslenmenin önemini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Müslüm Şahin, “Sağlıklı bir diyet, kalp damar hastalıklarının önlenmesinde köşe taşı rolündedir. Akdeniz diyetine göre hayvansal besinlerden çok bitkisel kaynaklı besinler tercih edilmelidir. Kırmızı et tüketimi azaltılmalı, haftada 1-2 kez balık tüketilmelidir” dedi.
VM Medical Park Pendik Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Müslüm Şahin, 8-14 Nisan Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla sağlıklı bir kalp için tavsiyelerde bulundu.
“Kalp damar hastalıkları erkeklerde 10 yaş erken başlıyor”
Kalp hastalıklarının hangi yaşlarda ortaya çıkabileceğini söyleyen Prof. Dr. Şahin, “Kalp- damar hastalıkları sıklıkla 50 yaşından sonra görülür. Erkeklerde kadınlara göre 10 yaş daha erken görülür. Ayrıca genetik yatkınlığı, tip 1 diyabeti, ailesel kolesterol yüksekliği olanlar ve yoğun sigara kullananlarda daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir” diye konuştu.
“Genetik nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir”
Kalp damar hastalıklarının çoklu risk faktörlerine bağlı olarak ortaya çıkabileceğini dile getiren Prof. Dr. Şahin, “Geleneksel risk faktörleri ileri yaş, hipertansiyon, hiperlipidemi, sigara, diyabet, obezite ve genetik yatkınlıktır. Kalıtsal etki kalp damar hastalığı vakalarının yüzde 40-50’sinde bulunmaktadır. Aile bireylerinde damar hastalığı olan bir kişide koroner arter hastalığı gelişme riski ortalama 2-2.5 kat daha fazladır. Genetik yatkınlığı olan kişilerde damar hastalığı yatkınlık olamayanlara göre ortalama 15-20 yaş daha erken oluşabilmektedir. Bu nedenle bu kişilerin 35’li yaşlardan itibaren taranmaya başlanmalıdır” dedi.
“Erkeklerde daha fazla görülür”
Kardiyovasküler hastalıkların erkeklerde daha erken yaşlarda meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Şahin, şu bilgileri paylaştı:
“Koroner kalp hastalığı gelişme eğilimi kadınlara göre daha sıktır. Tersine kadınlarda daha ileri yaşlarda felç riski daha fazla olmaktadır. Kadınlardaki menopoza kadar aynı yaş grubundaki erkeklere göre kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi özellikle östrojen hormonunun koruyuculuğuna bağlanmaktadır. Menopozdan sonra bu koruyuculuğun kalkması ile sıklık eşitlenmektedir. Kadınlarda şikâyetler daha atipik vasıfta veya belirsiz olduğundan göz ardı edilmeye, gözden kaçmaya veya yanlış tanı konulmaya daha eğilimlidir. Bu durum sonuç olarak hekime başvurmayı ve tanıyı geciktirmektedir. Tanı ve tedavide gecikme hastalığın daha kötü seyretmesine davetiye çıkarmaktadır.”
“Stres, kalp krizini tetikleyebilir”
Stresin kalp sağlığına etkilerinden bahseden Prof. Dr. Şahin, “Stres bazı kötü davranış alışkanlıkları ile birliktelik gösterir. Stresli kişiler genelde sigara içerler, aşırı yemek yerler, sağlıksız besinlerle beslenirler, daha az fiziksel aktivite gösterirler. Sonuç olarak daha kilolulardır. Ayrıca ilaç almayı da reddederler. Stres vücuttaki inflamasyonu arttırır. Kronik stres kalp ritim düzensizliklerine, kan basıncında yükselmeye ve koroner kan akımında azalmaya yol açar. Tüm bu nedenler kalp damar hastalıklarına, kalp krizlerine ve felçlere davetiye çıkarmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Kalp sağlığını korumada beslenmenin rolü”
Kalp sağlığını korumada beslenmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Şahin, “Sağlıklı bir diyet kalp damar hastalıklarının önlenmesinde köşe taşı rolündedir. Sağlıksız bir diyet daha yüksek tansiyon, kolesterol seviyesi, diyabet riski ve obezite ile ilişkilidir. Söz konusu faktörlerden her biri kalp damar hastalıklarının oluşmasında etkili modifiye edilebilir risk faktörleridir. Sağlıklı diyet hem direkt olarak hem de modifiye edilebilir risk faktörlerini etkileyerek kalp damar hastalıkları üzerinde koruyucu etki gösterir” dedi.
“Akdeniz diyeti tercih edilebilir”
Avrupa kalp cemiyetinin kalp damar sağlığı için Akdeniz diyetini önerdiğini belirten Prof. Dr. Şahin, şunları söyledi:
“Akdeniz diyetine göre hayvansal besinlerden çok bitkisel kaynaklı besinler tercih edilmeli. Zeytinyağı gibi bitkisel yağlara mutlaka yer verilmeli. Doymuş yağ asitleri (tereyağı) ve trans yağ asitlerinden (margarin, kızartmalarda ve bazı unlu mamullerde kullanılan yağlar) uzak durulmalı. Kırmızı et tüketimi azaltılmalı. Haftalık maksimum 350-500 gram ile sınırlandırılmalı. İşlenmiş etler minimize edilmeli. Haftada 1-2 kez balık tüketilmeli. Yağlı balıklar tercih edilmeli. Günlük tuz miktarı 5 gramı aşmamalı. Her gün 30-45 gram lif tüketilmeli. Günde 30 gram çiğ ve tuzsuz fındık badem ve ceviz tüketilmeli. Alkol tüketimi azaltılmalı. Meyve suları ve şekerle tatlandırılmış içeceklerden uzak durulmalı.”
“Kalbe iyi gelen besinler”
Prof. Dr. Şahin, kalp sağlığına iyi gelen besinleri şöyle sıraladı:
Balık: Kötü kolesterolü ve trigliseriti (yağ) azaltıp, iyi kolesterolü yükseltir sonuç olarak kalp damar hastalıklarını azaltır
Zeytinyağı: Kötü kolesterolü azaltır.
Baklagiller: İçerdikleri liflerin yardımıyla kötü kolesterolü düşürücü etkileri var.
Sebzeler: Özellikle domates, ıspanak, brokoli ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzeler.
Meyveler: Portakal (yüksek lif içeriği), yaban mersini, kiraz antioksidan özellikleri ile damar koruyucu etki gösterirler.
Az yağlı yoğurt: Yüksek kalsiyum ve potasyum içeriği ile kan basıncı üzerinde olumlu etkisi var.
Sarımsak, çiğ badem fındık ve ceviz sayılabilir.
“Kalp krizi riskini azaltacak faktörler”
Kalp krizi riskini azaltabilecek unsurları anlatan Prof. Dr. Şahin, “Sigarayı bırakmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, kilo kontrolünü sağlamak, stresten uzak durmak, kolesterol ve kan şekerini kontrol altında tutmak, kan basıncını optimal seviyelere getirmek ve fiziksel olarak aktif olmak kalp krizlerini önemli ölçülerde azaltmaktadır” dedi.
“Sağlıklı kalp için öneriler”
Prof. Dr. Şahin, sağlıklı bir kalp için şu tavsiyelerde bulundu:
“Yeterince uyumak (7-9 saat), fiziksel olarak aktif olmak, sigara içmemek, alkol tüketimini kısıtlamak, doymuş yağ oranı düşük besleyici bir diyetle beslenmek. İşlenmiş ve paketli gıdalardan kaçınmak.”
Yorum Yazın