RAZİYE ERDEN- Uzman Klinik Psikolog Zeynep Kızılgül; aile dizimi terapisine ilişkin gazetemize bilgiler verdi. Kızılgül, aile diziminin bireyin yaşadığı sorunların sadece kendi hayatıyla sınırlı olmadığını, kuşaklar boyu aktarılmış olabileceğini gösteren bir yaklaşım olarak dikkat çektiğini söyledi. “Psikoterapi, bireylerin duygusal ve psikolojik sorunlarını çözmelerine yardımcı olan köklü bir yöntemdir” diyen Zeynep Kızılgül, danışanlarının yaşamlarındaki zorlukları anlamalarına, duygusal yaralarını sarmalarına ve dengeyi yeniden kurmalarına yardımcı olmak için çeşitli teknikler kullanıyor. Ancak bazı durumlarda bireyin sorunlarının sadece kişisel deneyimlerinden kaynaklanmadığına, aile geçmişine uzandığına tanık olduğunu dile getiren Kızılgül, “Psikodrama, kişinin kendisini ve başkalarını anlaması için dramatik bir canlandırma süreci olarak kullanılır. Bu yöntem, bireyin bilinçaltında saklı kalmış duyguları ve düşünceleri açığa çıkarmasına, bunları ifade etmesine olanak tanır. Psikodrama, danışanların içsel dünyalarını daha iyi anlamalarına ve duygusal yaralarını iyileştirmelerine yardımcı olur” dedi.
AİLE DİZİMİ: KUŞAKLAR BOYU AKTARILAN TRAVMALARLA YÜZLEŞME
Kızılgül, aile diziminin, bireyin yaşadığı sorunların sadece kendi hayatıyla sınırlı olmadığını, ailesinin, hatta birkaç kuşak öncesinin yaşadığı olayların da bugünkü sorunlara etki ettiğini gösteren bir yaklaşım olduğunu belirtiyor. "Travma 3 nesil aktarılmaktadır" diyor Kızılgül ve ekliyor: "Aile dizimi seanslarında, danışanın ailesindeki travmalar, bastırılmış duygular ve çözülmemiş çatışmalar açığa çıkarılır. Bu süreç, danışanın içsel dünyasında büyük bir farkındalık yaratır ve çoğu zaman bu farkındalık, kişiyi derinden özgürleştirir."
Kızılgül, medyada aile dizimiyle ilgili yanlış yansımaların da olduğuna dikkat çekiyor. "Zeytin Ağacı dizisinde izlediğiniz aile dizimi bir psikoterapi süreci değildir, bir sihirbazlıktır. Zihin karmaşık bir yapıdır ve tek bir seansta çözümlenmesi mümkün değildir. Seanslarda yaşadığınız problemin neyden, kimden kaynaklı olduğu ortaya çıkarılmalıdır elbette ama farkındaysanız seanslar diyorum, tek bir seans değil!" diyerek uyarıyor.
BİR DANIŞAN HİKAYESİ: ASLI’NIN DUYGUSAL YÜKLERLE YÜZLEŞMESİ
Kızılgül, “Bir psikolog olarak, danışanlarımın yaşamlarındaki derin yaraları iyileştirmek için çeşitli terapötik yöntemleri kullanıyorum. Her bireyin taşıdığı yükler, yalnızca kendi deneyimlerinden değil, ailelerinin geçmişinden de kaynaklanabilir. Özellikle anne-kız ilişkileri, bu anlamda çok güçlü ve karmaşık olabilir. Bugün sizlere, bir danışanımın annesinden miras aldığı duygusal yükle nasıl yüzleştiğini ve bu sürecin onun hayatında nasıl bir değişim yarattığını anlatmak istiyorum” diyen Kızılgül, 29 yaşındaki danışanı Aslı’nın hikayesini paylaşarak, aile dizimi ve psikodramanın nasıl derinlemesine bir değişim yaratabileceğini gözler önüne seriyor. Kızılgül, bunu şöyle anlatıyor: “Danışanım Aslı, 29 yaşında, başarılı bir kariyere sahip genç bir kadındı. Ancak ne kadar başarılı olursa olsun, içindeki sürekli yetersizlik ve suçluluk duygularından bir türlü kurtulamıyordu. Sosyal ortamlarda kendini geri planda tutuyor, ilişkilerinde sürekli kaygı yaşıyor ve kendini eleştiriyordu. Bu duyguların kaynağını bir türlü anlamlandıramayan Aslı, uzun süre bu sorunlarla tek başına mücadele ettikten sonra profesyonel yardım almaya karar verdi. Psikoterapi seanslarımızda Aslı’nın çocukluğunu, ailesiyle olan ilişkilerini ve bugünkü yaşamını derinlemesine inceledik. Aslı, annesiyle olan ilişkisinde hep bir mesafe hissettiğini, annesinin sevgi dolu ama aynı zamanda sürekli kaygılı ve kontrolcü bir insan olduğunu anlattı. Annesi, kendi yaşamında birçok zorluk yaşamış, özellikle de kendi annesiyle (Aslı’nın anneannesi) olan ilişkisi hep problemli olmuştu. Aslı’nın annesi, çocukken annesi tarafından yeterince sevilmediğini, sürekli eleştirildiğini ve hiç yeterli görülmediğini hissetmişti. Bu duygular, Aslı’nın annesinin kişiliğine derinlemesine işlemiş ve bu duygusal yük, farkında olmadan Aslı’ya da taşınmıştı.
Bu noktada, Aslı’nın yaşadığı derin yetersizlik ve suçluluk duygularının annesinin duygusal mirasıyla ilgili olabilirdi. Aslı derin bir farkındalık yaşadı. Annesinin yaşadığı duygusal yaraların, kendisine nasıl geçtiğini ve aslında yaşadığı yetersizlik duygusunun büyük ölçüde annesinin hislerinden kaynaklandığını anladı. Annesi, kendi annesinden gördüğü eleştirilerden dolayı sürekli kendini yetersiz hissetmiş ve bu duyguyu, farkında olmadan Aslı’ya aktarmıştı. Aslı, seanslar sayesinde, annesinin duygusal yükünü taşımaktan dolayı yaşadığı bu hislerin kendi öz kimliğine ait olmadığını fark etti. Psikodrama, bu noktada devreye girdi. Aslı, psikodrama seansında annesiyle hayali bir diyalog kurarak, onun yaşadığı acıları anlamaya çalıştı. Annesine, "Senin yaşadığın acıyı anlıyorum, ama artık kendi hayatımı yaşamak istiyorum" diyerek, onun duygusal yükünü taşımaktan özgürleşmek istediğini ifade etti. Bu dramatik süreç, Aslı’nın annesiyle olan bağını yeniden tanımlamasına ve kendi duygusal dünyasında bir rahatlama yaşamasına olanak sağladı. Aslı için bu süreç, annesinden gelen duygusal mirasla yüzleşmek ve bunu geride bırakmak anlamına geliyordu. Aslı’nın kendi yaşamında taşıdığı duygusal yüklerin kökenine inmesini ve bu yüklerden kurtulmasını sağladı. Artık Aslı, annesinin duygusal mirasını taşımak yerine, kendi duygusal bağımsızlığını ilan edebilecek bir özgürlüğe kavuşmuştu. Bu deneyim, Aslı’nın hayatında büyük bir dönüşüm yarattı. Kendini daha güçlü, daha yeterli ve daha özgür hissetmeye başladı. Sosyal ortamlarda daha rahat olmaya, ilişkilerinde daha güvenli adımlar atmaya başladı. Artık Aslı, annesinin gölgesinde yaşamıyor, kendi hayatını, kendi duygusal gerçekliğiyle sürdürüyordu.”
“GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEK ÖZGÜRLÜĞE GİDEN YOL OLABİLİR”
Kızılgül ayrıca; Psikoterapi, Psikodrama ve Aile Diziminin, kişinin hem kendi yaşamındaki hem de ailesinden gelen duygusal yüklerle yüzleşmesine ve bu yüklerden özgürleşmesine yardımcı olabilen güçlü araçlar olduğuna dikkat çekerek, “Aslı’nın hikayesi, bu yöntemlerin birlikte kullanıldığında ne kadar derinlemesine bir iyileşme sağlayabileceğinin bir örneğidir. Eğer siz de benzer duygusal yükler taşıyorsanız, bu yöntemlerin size de yeni bir yol açabileceğini unutmayın” dedi. Kızılgül son olarak, “Geçmişin izleriyle yüzleşmek, bugünkü yaşamınızda özgürlüğe giden yol olabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Yorum Yazın