15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz 2016’da Bursa’da yaşananları anlattı. Saldık, "O gece sözde sıkıyönetim komutanı ilan edilen Yurdakul Akkuş’u nizamiyeden sürükleyerek dışarı attım ve gözaltına alınmasını sağladım. Ele geçirilen çantadan çıkan ’Yurtta Sulh’ konseyinin belirlediği il il kimlerin sıkıyönetim komutanı listeleri, Türkiye’deki darbe girişiminin en önemli evraklarıydı" dedi.
15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz 2016’da Bursa’da yaşananları anlattı. 15 Temmuz hain darbe girişiminin 8’inci yıl dönümünde bu mücadelede şehit olanları rahmetle andığını ifade eden Saldık, o gecenin emperyalizmin Türkiye’ye yönelik büyük bir saldırısı olduğunu söyledi. Yaşadıklarını anlatırken, o geceyi tekrar yaşayan Saldık, "8 yıl önce 15 Temmuz tarihinde evimde otururken darbe emri geldiği bilgisini aldım. FETÖ’cü hainlerin darbe girişiminde bulunduğunu öğrendim. Üniformalarımı giyip garnizona hareket ettim. Nizamiyeye girip, askerleri topladım. Bu emrin kanunsuz olduğunu anlattım. Kimse gelen kanunsuz emre uymasın. Ben haram lokma yemedim. Vatanın, milletin emrindeyim. Siz de benim emrinde olun diye uyarıcı konuşmalar yaptım. ’Ben emri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan alırım’ diye askerlere seslendim. Tam konuşmayı yaptıktan sonra komutanlığa yöneleceğim sırada silahlığın önünde büyük bir kalabalığın olduğunu gördüm. Bağırarak kimse silah almayacak, silahlıklar kapatılacak diyerek emir verdim. Karargaha doğru ilerlerken, önüme biri dikilerek bana yüksek sesle ’Komutanım, sıkıyönetim komutanı Yurdakul Akkuş’un emri var. Odanıza girip hiçbir yere gitmeyeceksiniz’ dedi. Bunu duyunca sinirle büyük bir patlama yaşadım. Sağlı sollu onu yumruklayıp yere düşürdüm. Bir de baktım ki içeri girmesin dediğim sözde sıkıyönetim komutanı Yurdakul Albay, komutanlıktan çıkmış nizamiyeye geliyor. Üzerine koştum. İki elimle yakasına yapıştım. Sürükleyerek herkesin önünde nizamiye bahçesinin dışına attım" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de ilk sıkıyönetim komutanını gözaltına aldırdım"
Sözde sıkıyönetim komutanı Yurdakul Akkuş’u dışarı atarak onun silahlıktan malzeme alan askerlerle buluşmasını engellemiş olduğunu ifade eden Saldık, "Makamıma geçtiğimde öğrendim ki, bu darbeci albay, önceden gelmiş. İçeri sokmayın emrime rağmen, gizlice içeri sokulmuş. Kendisine gönderilen sıkıyönetim emrini almış. Bu emri Bursa’nın ilçe jandarmalarına göndermiş. Ayrıca, erlere de silah ve mermi alın emri vermiş. Erler de silah ve mermi alırken, benim emrim üzerine harekete geçen astsubay ve uzmanlar tarafından yakalanarak silahlara el konuldu. Böylelikle garnizondaki silahlı eyleme dönüşmeden önlenmiş oldu. Özellikle ilçelere darbe emrinin iletildiğini öğrenince, darbeci albayın fiili olarak darbeye giriştiğini anladım. Hemen öfke ile gözaltı yapılmasını emrettim. Yakala emrini çıkarttım. Bunlar 23.50’de yaşandı. Darbe girişiminde bulunan komutanın Osmangazi’ye yöneldiğini duydum. Derhal gözaltına alınması için emir verdim. Başsavcıya bilgi verdim, gözaltı yapacağımızı söyledim. Onlar bana ’sabaha kalabilir mi’ diye sordular ama kabul etmedim. Hemen Osmangazi’de herhangi bir eyleme karışmadan gözaltına aldım ve bunu yaparak Türkiye’de ilk defa bir sıkıyönetim komutanını gözaltına aldırdım" diye konuştu.
"Darbe girişiminin şifreleri o çantadan çıktı"
Osmangazi ilçe jandarmaya yönelen darbeci komutanın arkasından yüzbaşıları gönderdiğini belirten Saldık, "İlçe jandarmaya gelen polis ekiplerine darbe girişiminde bulunan albayı teslim ettik. Bu darbe gecesi, Türkiye’deki en kritik olaylardan biridir. Çünkü, büyük bir irade ile yaptırdığım gözaltı sonucu darbeci albay alındı. Osmangazi ilçe jandarmada darbeci albayın çantası kalmış. Türkiye’deki en kritik çantalardan biridir. Çanta polis merkezine teslim edildi. Çantanın içerisinden de sıkıyönetim emri çıktı. 3 bölüm 27 sayfadan oluşan sıkıyönetim evrakları Türkiye’deki darbe girişimindeki en önemli evraklardı. O çantada illerdeki sıkıyönetim komutanlarının listeleri yer almaktaydı. Listelerde il il kimlerin sıkıyönetim komutanı olduğu yazıyordu. Bu komutanları ’Yurtta Sulh’ isimli konsey belirlemiş. Benim bu listeleri polise vermem sayesinde devletimiz bu bilgilere vakıf oldu. Darbenin Türkiye çapında önlenmesine de Bursa’da yaptırdığım bu gözaltı işlemi vakıf oldu. Osmangazi’de yaptırdığımız o gözaltı ve akabinde uzman jandarmanın götürüp polise teslim ettiği darbeci albayın çantasından çıkan sıkıyönetim emri ve ekindeki sıkıyönetim komutanları listelerinin önemini bir kez daha şöyle ifade edebilirim. Eğer o listeler polise jandarma tarafından teslim edilmeseydi, devletimiz bu organizasyonda yer alan yönetici kişilerin tespitinde ve darbenin önlenmesinde daha fazla zorluk yaşanabilirdi" şeklinde konuştu.
"Emperyalizmin Türkiye’deki emelleri hiçbir zaman gerçekleşemeyecek"
Darbe gecesi verdiği büyük mücadeleyle Bursa’da kan dökülmesinin önüne geçtiğini belirten Saldık, "Bursa’ya hiçbir kötülük yaşatmadım. Ben Bursa’ya canımı ortaya koyarak sahip çıktım. Eğer silahlı askerler darbeci albaya ulaşabilseydi, o zaman diğer illerde yaşanan kanlı olaylar Bursa’da yaşanmış olacaktı" dedi.
15 Temmuz’un en önemli yanının ülkedeki seçilmiş siyasi iradeye yönelen bir saldırı olduğunu ifade eden Saldık, "Vatandaşlarımız demokrasiyi korumalıdır. Demokratik şartlar dışında ülke yönetimine müdahale edilmesine Türk milletinin izin vermeyeceği çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. İnanıyorum ki emperyalizmin Türkiye’deki emelleri hiçbir zaman gerçekleşemeyecektir" diye konuştu.
Yorum Yazın