Yalova’da kadınlar ipek kozasını el sanatıyla birleştirerek gelir kapısı elde etti
EKONOMİYALOVA’DA YETİŞTİRDİKLERİ İPEK BÖCEKLERİNİN KOZASINI İŞLEYEREK HEDİYELİK ÜRÜNLERE DÖNÜŞTÜREN KADINLAR, BU ÜRÜNLERİN SATIŞLARINI YAPARAK GELİR ELDE EDİYOR.
Yalova’da yetiştirdikleri ipek böceklerinin kozasını işleyerek hediyelik ürünlere dönüştüren kadınlar, bu ürünlerin satışlarını yaparak gelir elde ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olan ve aynı zamanda Alternatif Kadın Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanlığı’nı sürdüren Meral Evcin Özdemir, dut yapraklarıyla büyüttüğü ipek böceklerinin tırtıldan kelebeğe dönüşürken ürettiği ipek kozalarından hediyelik eşyalar yapıyor. Verdiği kurslarla sanatını yeni nesillere aktarmak için çaba gösteren Özdemir, kadınlara da gelir kaynağı sağlıyor.
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tekstil ve Tasarım bölümünden mezun olduktan dedesinden çocukken öğrendiği ipek kozası yetiştiriciliğini eğitimiyle birleştiren Özdemir, “Türkiye’ye geldiğimde tekstil tasarım eğitimimle birlikte İpek Kozasına merak saldım açıkçası. Ne yapabilir bundan diye. Sadece yetiştiriciliğini yapıyorduk. Bunun sanatsala yolculuğunu merak ettim ve araştırmaya başladım. Türkiye genelinde, her bir köşede farklı bir tarz ve üslupla ipek kozası sanatının yapıldığını gördüm. Bunun üzerine tezler araştırdım. Araştırmalarımızın sonucu kendi bir tarzımız oluştu. Türkiye’de ilk Kültür Bakanlığı onaylı ipek kozası eğitim kursunu açtık. Yalova bir ilke imza attı bu şekilde ve 2012’den beri Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün desteğiyle her sene 1,5 aylık bir ipek kozası eğitimi vermekteyiz tamamen ücretsiz” dedi.
“Kursiyerlerimize ekonomik katkıları çok fazla oluyor”
Bu sanatı öğrenen kursiyerlerin kendilerine ekonomik gelir sağladığını ifade eden Özdemir, aynı zamanda da geleneksel el sanatının da yaşatıldığını kaydetti. 2012’de 2024’de kadar yolculuğunda her sene bir ivme daha yükseldiklerini söyleyen Özdemir, “Çok daha farklı çeşitler, çok daha farklı ürünler ortaya koyduk. Gördüğünüz gibi gelin taçlarımız, hediyelik eşyalarımız, kolyelerimiz var. Özellikle bu dönemde bizlerden bu eğitimi almış kursiyerlerimize ekonomik katkıları çok fazla oluyor. Organizasyonlarda, kına gecelerinde, nikah şekerlerinde veya firmalara süs, aksesuarlar yaparak kendi ev ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Bunun için çok mutluyuz” ifadesini kullandı.
Tırtıldan kelebeğe yaşam döngüsü okullarda öğretiliyor
Yeni bir proje gerçekleştirdikleri ve bu çerçevede ipek böceğinin yaşam döngüsünün öğrencilere anlatıldığına dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Bunun daha geniş bir çerçeveye yayalım. Hatta anaokulundan başlayarak ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ipek kozasının yaşam döngüsünü gösterelim istedik. Çocuklar kısacık bir dönem asırlık bir yaşanmışlığı yaşayabilmeleri için ipek kozalarını beslemeye başladılar. 30 günlük aşağı yukarı bir yaşam süreçleri var. 2 milim olan bir tırtılın nasıl 7-8 santime kadar büyüdüğünü ve sonrasında ağzındaki salgıyla ipek kozasını, kendi yuvasını yapmak için sarım aşamasını ve buradan da kelebek olarak hayata merhaba demesini gözlemleyebilecekler. Hatta çiftleşerek yumurta bırakmalarını izleyerek yumurtalarını bir sene sonraya saklayabilecekler. Amacımız bunu topluma ve çocuklarımıza yaşatmak ve gelecek nesillere de aktarmak.”
Özdemir, gözü gibi baktığı ipek böceğinin yetiştiriciliğiyle ilgili ise şunları kaydetti:
"Bir sene önce damızlık olarak ayıkladığımız kozaların içindeki kelebeklerin hayata çıkmasını sağlıyoruz. Bunların bırakmış olduğu yumurtaları serin bir yerde bu zamana kadar tutuyoruz. Mayısın aşağı yukarı ilk haftası serin yerden çıkardığımız yumurtaları aşağı-yukarı 26-28 derece bir ortamda çatlamalarını bekliyoruz ve 2 milimlik tırtır olarak çıkan ipek böceklerimizi dut yaprağıyla beslemeye başlıyoruz. Bu şekilde döngüyü her sene sağlıyoruz. Elde ettiğimiz ipek kozalarını çoğu bir bölümünü, çünkü bayağı bir miktar koza üretmiş oluyoruz, Koza Birlik’e satılıyoruz. Kendimiz süs eşyaları, paketleyerek renkli ipek kozası ürünler haline getiriyoruz. Ekonomiye bir katma değer kazandırıyoruz. Renklendirme içinde kendimiz faydalı model patentini aldık. Burada amacımız bu sanatın hiç ölmemesi, geleneksel bir el sanatıyla nasıl para kazanılabileceğini çevremize göstermek” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir