© Tanık Haber

Tuna: Turizm sektöründe sürdürülebilirlik önemli

Gıda Yüksek Mühendisi ve Sürdürülebilir Turizm Danışmanı Öznur Tuna,” Sürdürülebilir turizmde enerji ve su verimliliği büyük önem taşıyor” dedi.

 

Gıda Yüksek Mühendisi ve Sürdürülebilir Turizm Danışmanı Öznur Tuna, turizm sektöründe sürdürülebilirlik ile ilgili uygulamaların önemine dikkat çekti.  Tuna, özellikle yiyecek ve içecek hizmetlerinin çevresel etkileri göz önünde bulundurularak, bu alandaki sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesinin büyük değer taşıdığını belirtti.

TURİZM SEKTÖRÜNDE YİYECEK VE İÇECEK ALANINDA OLUMLU UYGULAMALAR YAPILIYOR
Turizm sektörü, doğayla iç içe yapısı nedeniyle sürdürülebilirlik ilkeleriyle yakından ilişkili. Bu bağlamda yiyecek ve içecek işletmeleri, doğal kaynak kullanımı, atık yönetimi ve enerji tüketimi açısından sektörün en fazla kaynak tüketen alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Tuna ülkemizde ve dünyada Sürdürülebilir Turizm sektöründe yiyecek ve içecek alanında yapılan olumlu uygulamalara değinerek bu uygulamaların örnek alınması gerektiğine vurgu yaptı.

YEREL VE MEVSİMSEL ÜRÜN KULLANIMI ARTIYOR
Sürdürülebilirliğin temel adımlarından biri olan yerel ve mevsimsel ürün kullanımı, hem karbon ayak izinin azaltılmasına hem de yerel ekonomilerin desteklenmesine katkı sağlıyor. İtalya’daki restoranların SlowFood hareketi ile iş birliği yaparak yalnızca yerel ürünler kullanmaları dikkat çekerken, Türkiye’de de Datça ve Bozcaada gibi bölgelerdeki butik oteller kendi bahçelerinde ürettikleri sebzeleri, zeytinyağlarını kullanarak hem maliyetleri düşürüyor hem de doğaya saygılı bir yaklaşım sergiliyor.

GIDA İSRAFIYLA MÜCADELEDE ÖRNEK UYGULAMALAR
Turizm işletmelerinde yiyecek israfı, sürdürülebilirliğin önündeki en büyük engellerden biri. Porsiyon kontrolü, artan yiyeceklerin bağışlanması ya da kompostlanması gibi yöntemler yaygınlaşıyor. İsveç merkezli Scandic Hotels, açık büfelerinde küçük porsiyonlar sunarak gıda israfını %20 oranında azaltmayı başardı. Türkiye’de ise Akyaka’daki bazı pansiyonlar, mutfak atıklarını komposta dönüştürerek bahçelerinde kullanıyor. Kalan yemeklerin sokak hayvanlarına ulaştırılması ise giderek yaygınlaşan bir diğer uygulama. Tuna, “ Hilton Hotels'in “LightStay” sistemiyle her otelin enerji, su ve atık tüketimi optimize edilirken, Türkiye'deki bazı oteller gri su arıtma sistemleri kurarak bahçe sulamalarında bu suları yeniden kullanıyor. Kapadokya’daki taş oteller ise doğal ısı yalıtımı ve güneş panelleriyle enerji tasarrufu sağlıyor” diye konuştu.

MENÜ PLANLAMASINDA BİTKİ BAZLI SEÇENEKLER ÖNE ÇIKIYOR
“Düşük karbon ayak izi hedefi doğrultusunda, menülerde bitki bazlı ve yerel ürünler içeren yemekler ön plana çıkıyor” diyen Tuna, “ IKEA restoranlarının “plantball” gibi bitki bazlı ürünleri buna örnek olurken, İzmir-Urla’daki şarap bağ otelleri de menülerini tamamen yerel ürünlerle oluşturuyor. Glütensiz, vegan ve vejetaryen seçenekler her geçen gün daha fazla otelde yer buluyor” şeklinde konuştu.

EĞİTİM VE FARKINDALIK ÇALIŞMALARI YAYGINLAŞIYOR
Tuna, “Otellerde sürdürülebilirliğin sağlanmasında personel eğitimi ve müşteri farkındalığı da büyük rol oynuyor. Accor Hotels, çalışanlarına çevre dostu uygulamalarla ilgili eğitimler verirken, Türkiye’deki birçok butik otel de odalarda yer alan bilgilendirici broşürlerle konuklarını bilinçlendiriyor. Antalya’daki bazı tatil köylerinde çocuklara yönelik "yeşil turizm" atölyeleri düzenleniyor” diye konuştu.

PAKET SERVİSLERDE ÇEVRE DOSTU AMBALAJLAR
Pandemi sonrası artan paket servis uygulamalarının, ambalaj atıklarını da artırdığını ifade eden Tuna, “ Ancak bu alanda da yenilikçi çözümler devreye giriyor. ABD merkezli JustSalad, yeniden kullanılabilir salata kapları sunarken, Türkiye’de bazı üçüncü nesil kahveciler %100 geri dönüştürülebilir bardak ve biyobozunur ambalajlar kullanıyor. Eskişehir’deki üniversite kafelerinde de çevre dostu paketleme malzemeleri tercih ediliyor” dedi.

SERTİFİKALAR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE YOL GÖSTERİYOR
Sertifikaların sürdürülebilirlikte yol gösterdiğine dikkat çeken Tuna, “Yiyecek ve içecek işletmelerinin sürdürülebilirlikteki başarılarını belgeleyen GreenKey, ISO 14001 ve Travelife gibi ulusal ve uluslararası sertifikalar da sektörde prestij kaynağı haline geliyor. Bu belgeler, çevreye duyarlı turistlerin tercihini belirlemede etkili oluyor” şeklinde konuştu.

"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BİR TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUKTUR"
Tuna, "Yiyecek ve içecek hizmetleri, doğal kaynakların korunmasında, israfın azaltılmasında ve toplumsal kalkınmada kilit rol oynuyor. Bu nedenle sürdürülebilir uygulamalar artık bir tercih değil, sektörün geleceği için bir zorunluluktur" diyerek sözlerine son verdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER