© Tanık Haber

‘TEK BİR KAYBA DAHA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK!’

Mersin Barosu, Denizli Barosu’nun eski başkanı Av. Mehmet Erdal Çam’ın bir icra davası yüzünden katledilmesini protesto ederek basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Tek bir kayba daha tahammülümüz yok! 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, onurla ve asla vazgeçmeden ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” denildi.

MEHMET IŞIK-  Denizli Barosu önceki dönem Başkanı ve Muğla Barosu üyesi Avukat Erdal Çam’ın, bir icra davası nedeniyle geçtiğimiz günlerde müvekkili tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesine 81 il barosu basın açıklaması yaparak protesto etti. Mersin Barosu’ndan da adliye bahçesinde konuya ilişkin açıklama geldi. Avukatlar, “Bir yandan ekonomik şiddet, diğer yandan avukata saldırı ve ölüm: Artık yeter!” yazılı pankart açtı. Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, yaptığı konuşmasında; meslektaşlarının görevi nedeniyle katledilmesinin derin üzüntüsü içinde olduklarını söyledi. Meslektaşlarının görevi sırasında hem psikolojik saldırıya hem de fiili saldırılara uğradığına dikkat çeken Özdemir, “Mersin Barosu’nda ve birçok baroda meslektaşlarımız görevini ifa etmeleri sebebiyle hem yaşam haklarını kaybettiler, hem de yaralandılar. Bu saldırıların önüne geçilmesi gerekmektedir. Mersin Barosu olarak, diğer barolarımızla birlikte avukata şiddetin son bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

DAHA ÖNCE DE KATLEDİLDİLER

81 ildeki baroların ortak basın açıklamasını ise Mersin Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. Volkan Berk Polat, okudu. Avukat Mehmet Erdal Çam’ın altı gün önce, daha evvel davasına baktığı müvekkili tarafından, sadece mesleki faaliyeti nedeniyle katledildiğini vurgulayan Polat, geçen yılda Temmuz ayında Av. Servet Bakırtaş’ın, bakmakta olduğu bir dosyanın karşı yanı tarafından ofisinde katledildiğini hatırlattı. Bakırtaş’tan bir yıl önce İstanbul Barosuna kayıtlı genç avukatlardan olan Ersin Arslan’ın, haciz işlemleri için bulunduğu görev yerinde göğsünden vurularak katledildiğini belirten Polat, “Ersin Arslan’ın katlinden birkaç ay sonra Konya’da Av. Asilcan Tuzcu, boşanma davasını üstlendiği müvekkilinin eşi tarafından bıçaklandı. Zanlı, meslektaşımızı, peruk takıp evinin girişinde beklemişti. Av. Asilcan Tuzcu, saldırı sonrası bir gözünü kaybetti. Asilcan Tuzcu’dan tam bir yıl önce, İstanbul Barosu’na kayıtlı meslektaşlarımız Av. Savaş Baş ve Av. Necati Çakmak, Ankara’da haciz işlemleri esnasında bıçaklı saldırıya uğradılar. Yaralanan meslektaşımız Savaş Baş halen bu saldırının izlerini taşıyor. Henüz üç hafta önce, Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı meslektaşımız Av. Hakkı Cihan Coşkun, tarafı bile olmadığı dosyada, yalnızca mesleki dayanışma kapsamında yetki belgesi ile iştirak ettiği haciz işlemi sırasında, işyeri sahipleri ve çalışanlarının saldırısına maruz kalarak yaralandı. Saldırganlar, olay yerine intikal eden jandarma personelinin yanında da saldırılarına devam ettikleri hâlde, serbest bırakıldılar. Üç gün önce, Nevşehir Barosu önceki dönem Başkanlarımızdan Av. Mustafa Necmi Öncül, takip ettiği dosyanın karşı yanı olan iki kişi tarafından darp edildi. Bizim baromuzda da manzara farklı olmadı ve birçok meslektaşımız defalarca fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldı. Bu saydıklarımız, her gün ve yaşamın her alanında sistematik hâlde yaşanan avukata yönelik şiddetin, yaşam hakkına dönük ve can yakıcı çok sayıda örneğinden yalnızca birkaç tanesidir” dedi.

“GÖREVİMİZİ İFA EDERKEN CAN VERİYORUZ”

“Bizler, avukatlık mesleği kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerin, niteliği gereği çekişme ve uyuşmazlık içerdiğini biliyoruz. Avukata yönelik şiddet, toplumun genelinde gözlenen şiddet eğiliminden veya diğer meslek mensuplarına yönelik şiddetten önemli farklılıklar içermektedir” diyerek açıklamasını sürdüren Polat, “Bu nedenle, avukata yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, özel olarak önlem alınması elzemdir. Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Avukata yönelik şiddetle, ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir. Çünkü avukata yönelik saldırı, yurttaşın savunma hakkına yönelik saldırıdır. Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil, adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz” şeklinde konuştu.

“GEREKLİ DÜZENLEMELER ACİLEN HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Polat, son olarak şiddetin önlenmesi için acil talepleri bulunduğunu dile getirerek bunları şöyle sıraladı: “Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliğinin Adalet Bakanlığına sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir. Tek bir kayba daha tahammülümüz yok! 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, onurla ve asla vazgeçmeden ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu sebeple, meslek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Mesleğimizi, meslektaşlarımızı ve yurttaşlarımızın haklarını sahipsiz bırakmayacağız.”

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER