MERSİN KENTİ EDEBİYAT ÖDÜLÜ ORHAN PAMUK’UN
KÜLTÜR SANATMersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) öncü girişimiyle 16 yıldır sürdürülüp kent adına verilmesi nedeniyle Türkiye’de tek olma özelliği taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne bu yıl çağdaş romanın usta ismi Orhan Pamuk değer görüldü. Pamuk’a ödülü 3 Kasım 2023 günü düzenlenecek Mersin Kenti Edebiyat Ödül Töreni ile takdim edilecek.
MERSİN (TANIK HABER)- Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere; yapıtlarıyla Türk edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuş kişileri onurlandırmak, daha yaygın okunmasını sağlamak adına düzenlediği Mersin Kenti Edebiyat Ödülü 16’ncı yılında. Ödül Değerlendirme Kurulu Celâl Soycan, Turhan Günay, Metin Cengiz, Yavuz Özdem ve Cemal Sakallı’dan oluştu. Kurul Üyeleri 2023 yılı için önerilen adaylar arasından Pamuk’u 60’tan fazla dile çevrilen, 100’den fazla ülkede yayımlanan eserleriyle ve 2006 yılı Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanarak Türk edebiyatının ve Türkçenin dünya edebiyat okuru çevresinde özel bir dikkatle izlenmesine sağladığı katkılar nedeniyle ödüle değer buldu.
Ödül verilme gerekçeleri ise şöyle ifade edildi:
Doğu/Batı arasındaki tarihsel kültürel çelişkileri, öz/öteki arasındaki kimlik gerilimini, şimdi/geçmiş arasındaki kopuşu, modernleşme sürecinin sancılarını, modern öznenin yönsüzlüğünü yeniden yapılandırmacı bir anlayışla kurgulaması. Bu perspektifle çoksesli, çok katmanlı ve çoklu okumalara olanak tanıyan romanını yaratıcı düşünsel bir oyun olarak biçimlendirebilip roman sanatına hareketli, diyalojik bir kimlik kazandırması. Doğu/Batı sanat rejimlerini, resim sanatı üzerinden tarihsel zeminde yeniden kurgulayarak roman sanatına plastik sanatları, mimariyi, tarihi, sosyolojiyi, mitolojiyi dâhil edebilmesi. Romanını sanatlar arası ve disiplinler arası bir bağlama oturtabilmesi. Modern ve geleneksel hayat arasında kopuşu telafi etme arayışıyla kültürel sürekliliği öne alarak geçmiş ve şimdi arasında düşünsel tezatlıkların arketip bağlamlarını yakalayabilmesi. Bunu öz kültürel kimliğin katılaşmasına karşı güçlü bir tavır olarak uygulayabilmesi. Gündelik hayatın nesnelerini, maddi kültürel hafızamızı müze-roman formunda kurgulayıp, kurguyu da roman-müzesine dönüştürerek romandan bir müze kurabilmesi. Romanı bir kültür koleksiyonu olarak mekânsallaştırabilmesi. Edebiyatımıza ve dünya edebiyatına düşünsel arayışlarla öncü, kalıcı ve değerli katkılar sunması.
İlginizi Çekebilir