© Tanık Haber

MERSİN BAROSU BAŞKANI ÖZDEMİR, İSTANBUL BAROSU YÖNETİMİNİN YARGILANDIĞI DAVAYA KATILDI

 Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir, İstanbul Barosu Başkanı Av. İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talebiyle açılan davanın ilk duruşmasına, Türkiye Barolar Birliği yönetimi ve diğer barolar ile birlikte gözlemci olarak katılarak destek verdi. Baro Başkanı Özdemir, İstanbul Barosu davasının, meslek örgütlerinin yönetimsel bağımsızlığı, demokratik yönetim ilkesi ve hukukun üstünlüğü açısından kritik önem taşıdığını vurguladı.

İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki ön inceleme duruşmasına İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, 9 davalı yönetim kurulu üyesi ile avukatları katıldı. Mahkeme heyeti, Mersin Barosu ile birlikte feri müdahillik talebinde bulunan baroların duruşmaya feri müdahil olarak katılma talebini reddetti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Türkiye Barolar Birliği’nin feri müdahillik isteminin kabulüne, davalı Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fırat Epözdemir'in bir sonraki duruşmaya, ses ve görüntü bilişim sistemi aracılığıyla katılması için bulunduğu cezaevine yazı yazılmasına hükmetti.

“BAROLARIN HUKUKİ STATÜSÜ VE BAĞIMSIZLIĞI ANAYASA’DA DÜZENLENMİŞTİR”

Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir açıklamasında, baroların hukuki statüsü ve bağımsızlığının Anayasa’ da düzenlendiğini hatırlatarak, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında görevine son verme ve yeniden seçim talebiyle dava açılmış olup, bu dava meslek örgütlerinin yönetimsel bağımsızlığı, demokratik yönetim ilkesi ve hukukun üstünlüğü açısından kritik önem taşımaktadır.

Barolar, Anayasa’nın 135. maddesi uyarınca kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olup, avukatların meslek onurunu koruma, hukukun üstünlüğünü sağlama ve insan haklarını savunma görevlerini yerine getiren anayasal birer kuruluştur. Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri, barolara hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma ve koruma görevini açık bir şekilde tevdi etmiştir. Bu maddelere göre barolar, bu değerleri yaşama geçirmek ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür. Baroların yönetimsel bağımsızlığı, demokratik hukuk devletinin ve yargı bağımsızlığının temel taşıdır.

“ÖZGÜR VE DEMOKRATİK SEÇİMLERİN KORUNMASI, ANAYASAL BİR ZORUNLULUKTUR”

Baro yönetimlerinin seçimle iş başına gelen meşru organlarının idari veya yargı müdahalesi ile değiştirilmesi, yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü zedeleyecek bir durum oluşturabilir. Bu nedenle, özgür ve demokratik seçimlerin korunmasının anayasal bir zorunluluk olduğu açıktır.

Yapılacak yargılama neticesinde, kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olan İstanbul Barosu’nun demokratik ve bağımsız yapısının korunmasını ve İstanbul Barosu üyelerinin meşru iradesine müdahale edilmemesini, davacı tarafça sunulan davaname ile İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin görevine son verilmesi ve yerlerine yeniden seçim yapılması talebinin reddine karar verilmesini talep ve temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER