© Tanık Haber

MEMURLARDAN TÜİK TEPKİSİ

Mersin’de bir grup memur, gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle TÜİK’in açıkladığı rakamlara tepki gösterdi. “TÜİK’in Açıkladığı Rakamların Çarşı-Pazardaki Fiyatlarla Alakası Yok” diyen memurlar 3600 Ek gösterge taleplerini, 3 milyon 600 bin adım atarak Bolu’dan Ankara’ya yürüyerek tekrar gündeme taşıyacaklarını açıkladı.

RAZİYE ERDEN-MERSİN-  TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına tepkiler sürüyor. Geçtiğimiz gün KESK bileşenleri ve emekli sendikalarının protestosundan sonra bu kez hükümete yakınlığıyla bilinen Büro Memur-Sen de ses yükselterek TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ve bu rakamlara göre memurlara verilecek zamları eleştirdi. Maliye Binası önünde toplanan büro emekçileri basın açıklaması yaparak iktidara kırmızı kart gösterdi. Yapılan açıklamada Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçek piyasa koşullarıyla örtüşmediği ileri sürüldü.

Açıklamada sendika, TÜİK’in rakamlarının çarşı pazarla hiçbir ilgisinin olmadığını belirtti. Açıklamada, "Bu enflasyon kime göre, neye göre düşüş sürecine girdi? Biz memurlar bunu göremedik, emekliler göremedi, asgari ücretliler göremedi, işçiler göremedi ama TÜİK gördü" ifadeleriyle, açıklanan rakamların halkın gerçek yaşam koşullarını yansıtmadığına dikkat çekildi. Açıklamada, kamuda uygulanacak tasarruf tedbirleri paketi ile ilgili sendikanın itirazlarını içeren maddelerin zaman içerisinde paylaşıldığı belirtilerek, "Vergi Reformu" paketi hakkında konfederasyonun değerlendirmeleri de kamuoyuna sunuldu. Sendika, toplantının düzenlenme sebebinin; tasarruf tedbirleri paketi, yargı eliyle kamu çalışanlarının cebinden çalınan kazanımlar, söz verildiği halde hayata geçirilmeyen taleplerin değerlendirilmesi ve buna karşı gerçekleştirilecek eylem takviminin açıklanması olduğunu belirtti.

TALEPLER NELER?

Açıklamanın devamında şu talepler dile getirildi: “1. dereceye gelmiş devlet memurlarına 3600 Ek gösterge verilmesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesinin yeniden verilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılması, Fahiş Kira artışları ve yaşanılan hayat pahalılığı karşısında devlet memurlarına yapılacak Kira Yardımı, Fazla Çalışma ile Resmi tatil ve Bayram günlerinde yapılan çalışmaların karşılığının ödenmesi, Tasarruf tedbirleri kapsamında iptal edilecek olan servis hizmetinin devamının sağlanması.  7. Dönem Toplu Sözleşmesinden 9 ay ve verilen sözlerden 1 Yıl geçmiş olmasına rağmen halen herhangi bir çalışma yapılmamıştır.”

HAYAL KIRIKLIĞI OLUŞTURDU

Toplu Sözleşme ikramiyesinin 2024 Mart ayında bir bütün olarak iptal edildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, “İptal sonrası Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının kamu görevlilerinin kazanılmış haklarını kimseye yedirmeyecekleri beyanları neticesinde en kısa zamanda çözüme kavuşması beklentimizken, ilk torba yasada yer almadığını görmek derin bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Toplu Sözleşme İkramiyesinin geri verilmemesi, karşılığı 2024 Bütçesinde yer alan 330 TL nin sendika üyesi her bir kamu görevlisinin cebinden çıkması anlamına gelmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından AYM kararının bir fırsat olarak değerlendirilmesi Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devletin yöneticilerine hiç yakışmamıştır. Sinekten yağ çıkarılacaksa da bunun yeri ve kaynağı kamu görevlilerinin kazanılmış hakları olmamalıdır. Kamuda Yardımcı Hizmetler Sınıfında yaklaşık olarak 110 bin devlet memuru görev yapmaktadır. Bunların ekser çoğunluğu, bu hizmet sınıfındaki işlerden daha çok Genel İdare Hizmetleri ve Teknik Hizmetler Sınıfının görev alanına giren işlerde istihdam edilmektedir. 657 Sayılı Kanunun ilk hazırlandığı yıllarda YHS personeli tarafından yapılan işler, halihazırda işçiler eliyle görülmektedir. Net olarak tanımlanmamış bu görevlerin farklı statü ve ücret gruplarında yer alan kişiler tarafından yapılması kaçınılmaz çatışmalara ve memnuniyetsizliğe neden olmaktadır. YHS günümüz gerçekleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortadan kaldırılmalı ve bu hizmet sınıfında görev yapan memurlar, eğitim durumları ve görev alanları esas alınarak GİH ya da THS’na geçirilmelidir. Bir türlü durdurulamayan hayat pahalılığı, var olan enflasyonist ortam sonucunda oluşan fahiş kira fiyatları özellikle büyükşehirler ve kıyı kentlerinde kamu görevlilerinin istihdam ve görevde tutulmasını zorlaştırmakta, buralarda görev yapanlarında maaşlarının yarıdan fazlasının ev kirasına gitmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, öncelikle Büyükşehirlerde görev yapan kamu personeline Büyükşehir Tazminatı getirilmeli, müteakiben benzeri olumsuz ekonomik koşulların görüldüğü diğer illere de Devlet memuru aylık katsayısına bağlanarak Kira Tazminatı getirilmelidir” denildi.

EYLEM TAKVİMİ BAŞLADI

Açıklamanın sonunda ise eylemler zincirine başlandığı belirtilerek şu bilgiler verildi: “Hak, adalet ve demokrasi bilinciyle görevimiz; temsil ettiğimiz tüm kamu görevlilerinin haklı taleplerinin sesi olmak için çalmadık kapı bırakmamak ve yasaların tanımladığı görev, sorumluluk ve izinler çerçevesinde bugün itibarıyla bu taleplerimiz için eylemlilik sürecini başlatıyoruz. Daha önce de böyle bir süreci yaşadık; yollara, meydanlara indik ve mücadelemiz sonrası kazandık. Şimdi yeniden ülke genelinde bir eylem takvimini bugün itibarıyla başlatıyoruz. Bu eylem sürecini de siz değerli basın mensupları aracılığıyla teşkilatımıza, kamu çalışanlarımıza ve kamuoyuna açıklıyoruz. Bugünden itibaren Tüm Türkiye genelinde Büro Hizmet kolunda bulunan 51 kurum ve kuruluşta 350 bin kamu çalışanı ile omuz omuza bir hafta boyunca taleplerimizi içeren kokartları yakamızda taşıyacağız. Bir hafta sonraki eylemimiz ise ülke genelinde, bütün şubelerimizce gerçekleştireceğimiz kitlesel basın açıklamalarımız olacaktır. Kitlesel basın açıklamamıza müteakip bir sonraki hafta ise; 1. Dereceye 3600 ek gösterge ve toplu sözleşme ikramiyesi taleplerimize karşılık herhangi bir gelişme olmaması halinde yapılacak olan imza kampanyasıdır. Belirlediğimiz tarihe kadar bu taleplerimizin gerçekleşmemesi halinde, yürüme eylemi gerçekleştireceğiz. 3600 Ek gösterge talebimizi, 3 milyon 600 bin adım atarak Bolu’dan Ankara’ya yürüyerek tekrar gündeme taşıyacağız. Elimizden alınan kazanımlarımız geri verilinceye, taleplerimiz kazanıma dönüşene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER