© Tanık Haber

KESK, YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE ÜCRET TALEP EDİYORUZ!

KESK Mersin Şubeler Platformu Sözcüsü Mahmut Sümbül, memur ve memur emeklileri için yoksulluk sınırının üzerinde ücret talep ettiklerini açıkladı.

MEHMET IŞIK- Milyonlarca memur ve memur emeklisine 2024-2025 yıllarında yapılacak zam oranı görüşmeleri 1 Ağustos’ta başlayacak. Zam tekliflerini hükümete ileten sendikalardan biri de KESK oldu. KESK Mersin Şubeler Platformu adına Mersin Eğitim Sen Şube Başkanı Mahmut Sümbül, KESK 7.Dönem TİS teklifini kamuoyuna açıkladı. Yoksulluk sınırının üzerinde ücret talep ettiklerini söyleyen Sümbül,  “12 yıldır “toplu sözleşme” adı ile sürdürülen oyunların soncunda maaşlarımız reel olarak buharlaşmış, satın alma gücümüz erimiş, yoksulluğumuz artmıştır. Çünkü işveren tarafı her seferinde orta vadeli planlardaki, bütçelerdeki hedeflerini önümüze koymuş ve biz bunun gerçekleşeceğini öngörüyoruz diyerek maaşlarımızdaki artışlarımızı TÜİK’in sanal enflasyon rakamlarına bağlamıştır. Yandaş konfederasyon yöneticileri de önlerine konulan bu sanal rakamlara dayalı maş artışlarına imza atmış, bazen de bu sanal rakamları yarım puan arttırmayı bile ‘tarihi başarı’ saymıştır. Biz KESK olarak yıllardır TÜİK rakamları yalan, yoksulluk gerçek diyoruz. Bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor diyoruz. Çünkü yıllardır çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan hatta bazen yarım puan gösteriyor” dedi.

“REFAH PAYI OYUNU”

İktidarın kendisinin de TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına inanmadığını ileri süren Sümbül, açıklamasına şöyle devam etti: “Ama bu durumu bile son bir yıldır sahnelediği ‘refah payı oyunu’ ile fırsata çevirmeye çalışıyor. İktidar daha öncesinde ve 12 yıldır süren toplu sözleşmelerde bir kez olsun refah payı vermeye yanaşmamıştır. Refah payı oyununa 2022’nin ilk altı ayı için yüzde 2,5 refah payı veriyoruz’ diyerek başladılar Ama sözlerini tutmadılar. Maaşlarımızda yapılan yüzde 2,5’luk artışı bile izleyen altı ayın enflasyon farkından düştüler. Refah payı oyunu seçimlere giderken maaşlarımızda toplu sözleşme zammı, enflasyon farkına ilave 13 puanlık artışla sürdürüldü. Ama bu artışın yapıldığı TÜİK enflasyonu yüzde 15,39 iken ENAG enflasyonu yüzde 38,57’ydi. Buna rağmen iktidar ENAG rakamının 8,5 puan altında kalan artışla her fırsatta övünmeye devam etti. Son olarak seçimlerden önce ‘En düşük memur maaşını 22 bin TL’ye çıkaracağız, artışı emeklilere de yansıtacağız’ dediler. Ama sözlerini yine tutmadılar. Mevcut emekliyi ve bugünün çalışanı yarının emekli adayı milyonları perişan eden yeni bir ücret-maaş rejimi getirdiler. Buna göre her üçünden ikisi hazine katkısı ile 7 bin 500 TL olan en düşük maaşı alan emekliye ‘size seyyanen bir ödeme falan yok, yüzde 25 artışla yetinin’ denilerek dalga geçilmiştir. Açlık sınırının 11 Bin TL’yi aştığı koşullarda en düşük kamu emeklisi aylığı 9 bin 875 TL’de kalmıştır. Çalışmaya devam edenler olarak bizim ise taban maaşlarımız enflasyon farkı ve toplu sözleşme artışı ile toplamda yüzde 17,55 oranında arttırılmıştır. Bunun üzerine ilave seyyanen ödenek adı ile 8 bin 077 TL eklenmiştir. Rakamları alt alta toplayınca en düşük memur maaşı dedikleri maaş 22 bin TL’ye ulaşmış gibi görüyor. Ama aldatmaca da zaten burada başlıyor. İlave seyyanen ödenek denen net 8 bin 077 TL taban aylığa yansıtılmadı. Bunun anlamı 8.077 TL’nin emekli aylığımızdan, tazminatlarımıza, eş ve çocuk yardımından ek ders ücretlerimize, döner sermaye payımıza kadar hiçbir kaleme yansıtılmaması demektir. Bugün en düşük memur maaşı olarak ifade edilen 22 bin TL’nin: 3 bin 390,14 TL’si hiçbir şekilde emekliliğe yansımayan sabit ek ödeme tutarıdır. 8 bin 138,89 TL’si `ilave seyyanen ödenek` adı ile verilen tıpkı sabit ek ödeme gibi emekliliğe yansıtılmayan tutardır. Bin 158,77 TL’si aile yardımıdır. (Çalışmayan eş yardımı) 382,35 TL’si çocuk yardımıdır. (Birisi 6 yaş altı diğeri 6 yaş üstü iki çocuk için verilen yardım) Bu durumda söz konusu kamu emekçisinin emekliliğe yansıyan maaşı 8 bin 929,35 TL’dir. Eline geçen 22 bin TL’nin 13 bin 070,65 TL’si emekliliğe yansımamaktadır. Yani söz konusu kamu emekçisinin çalışırken aldığı maaşın sadece yüzde 40’ı emekliliğe yansırken yüzde 60’ı emekliliğe yansıtılmamaktadır. Bunun adı kamu emekçilerine ‘mezarda emeklilik’ dayatmaktır. Öte yandan ‘İlave seyyanen ödenek’ adı ile getirilen bu yeni ücret-maaş sistemi sadece en düşük maaşı alan kamu emekçisi değil tüm kamu emekçileri için geçerlidir. Dolayısıyla yıllardır ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması talebi yerine getirilmeyen kamu emekçilerine yaşatılan adaletsizlik ‘ilave seyyanen ödenek’ adı ile getirilen bu yeni ücret-maaş rejiminde çok daha fazla derinleşmektedir. İlave seyyanen ödenek ile getirilen yeni ücret-maaş sisteminin devam etmesi durumunda mevcut durumdaki zaten sefalet aylığı düzeyinde olan emekli aylıklarında önümüzdeki yıllarda reel olarak çok ciddi bir düşüş yaşanacaktır. Bu adaletsiz tablo ortadayken hala iktidarın enflasyon hedeflerine, TÜİK’in sahte rakamlarına göre maaş artışı talep etmek kamu emekçilerine, emeklilere ihanet etmektir.”

 

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER