Geleceğin mesleği: Dil ve Konuşma Terapisti
EĞİTİMDil ve Konuşma Terapisi Bölümü mezunlarının iş bulma konusunda problem yaşamadığını belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yıldız, “Dil ve konuşma terapisti olmak için sabır, empati, iyi iletişim becerileri ve problem çözme yetenekleri oldukça büyük öneme sahip” dedi
İŞKUR 2023 Yılı İşgücü Piyasası Araştırması sonuçlarında, ’Dil ve Konuşma Terapisti’ geleceğin meslekleri arasında yer aldı. İstanbul Gelişim Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yıldız, mesleğin çocukluktan yaşlılık dönemine kadar gerçekleşen dil bozuklukları, kekemelik, işitme kaybı sonucu dil ve konuşma sorunları, ses bozuklukları, yutma bozuklukları gibi durumların değerlendirilmesi ve rehabilitasyonu gibi geniş bir çalışma alanına sahip olduğunu belirtti.
“Mezunlar iş bulurken sorun yaşamıyor”
Ülkemizde görece yeni bir meslek olduğu için ‘Dil ve Konuşma Terapisi’ bölümü mezunlarının iş bulurken sorun yaşamadığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yıldız, “Bölüm mezunları, hastanelerin ilgili kliniklerinde çalışabildiği gibi, özel sağlık merkezlerinde ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde de çalışabilme imkânlarına sahip. Akademik kariyer hedefleyen öğrenciler için de lisansüstü eğitim seçeneğiyle akademisyen olma imkânı mevcut” ifadelerini kullandı.
“Sabır, iyi iletişim becerileri ve empati yeteneği olmalı”
Dil ve konuşma terapisi alanında çalışmak için sabır, empati, iyi iletişim becerileri ve problem çözme yeteneklerinin oldukça büyük öneme sahip olduğunu belirten Yıldız, “Dil ve konuşma terapistleri, bireylerle etkili bir şekilde iletişim kurabilme ve çeşitli terapi tekniklerini uygulayabilme kabiliyetine sahip olmalı. Ayrıca, dilbilgisi ve dil gelişimi konularında güçlü bir anlayış, gözlem yeteneği ve iş birliği yapma yeteneği önemlidir” sözlerini kullandı.
“Dil ve konuşma terapisti multidisipliner çalışmaya yatkın olmalı”
Multidisipliner çalışmaya yatkın kişilerin bu meslek için daha uygun olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yıldız, “Hafif, orta veya şiddetli öğrenme güçlüğü, konuşma gecikmesi, konuşma bozukluğu, ses üretememe, işitme bozukluğu, yarık damak, nörolojik sorunlar, işitme kaybı, serebral palsi, otizm spektrum bozuklukları, down sendromu, diş problemleri gibi sorunlar dil ve konuşma bozukluklarına yol açabildiği; yetişkinlerde de nörolojik sorunlar, felç, Parkinson, bunama, kafa travması gibi durumları takiben yaşanan iletişim sorunları, ses problemleri, engellilik durumları alanlarında çalışmaları gerektiği için dil ve konuşma terapistlerinin pek çok farklı disiplinle temas halinde çalışması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Dil ve konuşma terapisti ihtiyaç duyan her hasta için ulaşılabilir olmalı”
Dil ve konuşma terapisinin, süreç olarak kişilerin yaşam kalitesini oldukça etkilediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yıldız, “Yutma, ses, konuşma gibi işlevlerinin iyileşmesi kişilerin bağımsız yaşamını destekleyerek bu alanlardaki gelişme kişinin benlik saygısını ise pozitif yönde etkiler. Bu nedenle dil ve konuşma terapistinin ihtiyaç duyan her hasta için ulaşılabilir olması ve tüm sürecin alanında yetkin kişiler tarafından uygun biçimde yönetilmesi önemlidir” dedi.
İlginizi Çekebilir